A
Admin
Yönetici
Yönetici
“Hiçbir şey yolunda gitmiyor sensiz. Gel seni bir türlü unutamadım…” Elindeki valizini otobüs durağındaki bankın üzerine bıraktı ve akşam karanlığında şehrin yanan ışıklarını dalgın dalgın izlemeye başladı, her mahallesinde, sokağında, dağında, ormanında hemen hemen şehrin her tarafında anılarını bırakıp gidiyordu yetim İbo… Yıllarca birlikte yaşadığı Seher'in, Ağrı'daki akrabalarına misafirliğe gidiyorum deyip bir daha dönmeyişi içini yakıyordu. Yüreğini ona bağlamıştı, sevdasıydı, umuduydu, geleceğiydi, yüreğine başka kimseyi almamıştı, unutmak bu kadar kolay olamazdı Günler günleri aylar ayları, yıllar yılları kovaladı derken tamı tamına beş üç geçmişti, Seher'in dönüşünden umudunu kesince yetim İbo'da da buraları terk-i diyar ediyordu. Anılarıyla yaşamak çok ağır bir yüktü daha fazla dayanamayacağını anlamıştı. Terzi Cemil ile dertleşirken kendisine şöyle söylemişti; ”Ben Singapur'a kadar gittim Dünyanın öbür ucuna ama dertlerim ve anılarım beni terk etmedi, sen nereye gidersen git anılarında seninle gelecektir”. Çok doğru söylemişti Terzi Cemil, anılarında onunla birlikte gidiyordu ama buralarda umutsuz bekleyişi iyice tüketmişti onu. Otobüs durağına gelmeden önce kendisini bir ana şefkatiyle büyüten Elif anaya uğramış ve Seher için yazdığı mektubu Elif Ana'ya emanet etmişti; şöyle yazmıştı mektubuna. ‘Hasretinle yaşamak acıtıyor içimi, derdimi anlattığım bir tek sen vardın şimdi sende yoksun artık. Kendini benden uzaklaştırmak için elinden gelen her şeyi yaptın, karmakarışık duygularla geçip gidiyorum buralardan, geride yorgunluk, hüzün, su gibi akıp giden ömrüm ve affı olmayan kırgınlıklarım kaldı. Çok çileler çektim, her türlü yokluğa katlandım ama alıştığım ve sevdiğim birinin yokluğuna katlanamadım, bu yüzden yükledim dertlerimi sırtıma gidiyorum.' Sevdiğine hasret kalan birinin anılarında okumuştum şöyle diyordu; Özlemek ne kadar uzun bir yolmuş, hiçbir tabelada yazmıyor kavuşmaya ne kadar kaldığını… Herkes bir şeyler alıp götürdü benden, kimi güvenimi, kimi en güzel yıllarımı çalıp gitti sen ise yüreğimi alıp gittin bir daha gelmeyeceksin biliyorum, hiç olmazsa sana bağladığım yüreğimi azat eyle… İbo'nun gidişinden kısa süre sonra Seher'in cenazesi geldi doğup büyüdüğü yere, amansız bir hastalığa yakalandığını yıllarca hastane hastane dolaştığını ama sonunda kurtulamayıp vefat ettiğini söylüyorlardı. Yetim İbo'dan bir daha haber alınamadı, kimi İran'a, kimi Suriye'ye gittiğini söylüyordu ama kimse bilmiyordu nerede olduğunu…