A
Admin
Yönetici
Yönetici
Yemen’in Ensarullah direniş hareketi lideri Adul-Malik el-Husi, işgal altındaki Batı Şeria ve savaşla harap edilmiş Gazze Şeridi’nde İsrail’in işlediği zulümleri sert bir dille kınayarak, bunların sözde “Büyük İsrail” planının bir parçası olduğunu söyledi.
Perşembe akşamı Yemen’in başkenti Sana’a’dan canlı yayınlanan bir televizyon konuşmasında Husi, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu tarafından desteklenen bu planın sahte ve çarpıtılmış bir ideolojiye dayandığını vurguladı.
Husi, 1969 yılında aşırı bir kişinin Mescid-i Aksa’ya düzenlediği kundaklama saldırısına dikkat çekerek, Tel Aviv rejiminin sadece kutsal şehri bölmeyi ve izole etmeyi değil, aynı zamanda kutsal mekânı yok edip yerine üçüncü bir Yahudi tapınağı inşa etmeyi hedeflediğini belirtti.
Husi, “Siyonist plan, tüm dünyayı tamamen hakimiyet altına almayı ilahi bir görev olarak gören çarpıtılmış dini kavramlara dayanıyor. Bu planın Batılı destekçileri, ABD, Avrupa ve Avustralya’da propagandasını yapıyor. Savunucuları, planın uygulanmasını Tanrı’nın emirlerinin yerine getirilmesi olarak görüyor” dedi.
“Büyük İsrail” terimi, 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan bu yana İsrail tarafından işgal edilen Doğu Kudüs, Batı Şeria, Gazze Şeridi, Mısır’ın Sina Yarımadası ve Suriye’nin stratejik Golan Tepeleri’ni tanımlamak için kullanılıyor. Erken dönem Siyonist düşünürler, özellikle Netanyahu’nun Likud partisinin ideolojik öncüsü olarak görülen Ze’ev Cabotinski, bu vizyonu günümüz Ürdün’ünü de kapsayacak şekilde genişletmişti. “Büyük İsrail” fikri, Likud’un siyasi mirasının temel taşlarından biri olarak Revizyonist Siyonizm’e dayanıyor.
Husi, Siyonizmi tüm insan toplumları için büyük bir tehlike olarak nitelendirerek, siyasi hareketin hedefinin sadece Filistin değil, aynı zamanda Mekke ve Medine dahil tüm Müslüman dünyası olduğunu söyledi.
Müslüman dünyaya, Siyonist düşmanın aldatmacalarına karşı azami dikkat göstermeleri çağrısında bulunan Husi, Filistinlilere karşı işlenen zulmü “tüm zamanların en büyük adaletsizliği” olarak tanımladı ve dünya Müslümanlarının Gazze’deki İsrail zulmuna kayıtsız kalmasını utanç verici bulduğunu belirtti.
Ensarullah lideri, Gazze’de Filistinlilere yönelik İsrail bombardımanını ve açlık politikalarını “son derece korkunç” olarak nitelendirdi.
Husi, Mısır’ın İsrail ile yaptığı milyarlarca dolarlık doğal gaz ithalat anlaşmasını ise felaket olarak nitelendirip, işgalci rejime büyük bir nimet sağladığını savundu. Hamas’ın silahsızlandırılması çağrılarını eleştiren Husi, bunun Suudi Arabistan, bazı Arap rejimleri ve hatta Filistin Yönetimi’nin pozisyonunu yansıttığını belirtti.
Lübnan hükümetinin, ABD baskısıyla Hizbullah’ı silahsızlandırma kararını da eleştiren Husi, bu adımın İsrail düşmanına hizmet ettiğini ifade etti.
Son olarak Husi, Yemen halkının ezilen milletlerin yanında olduğunu bir kez daha vurgulayarak, Yemen silahlı güçlerinin Filistinlilerle dayanışma operasyonlarına devam edeceğini ve Siyonist rejime uygulanan ambargoyu ihlal eden her geminin Kızıldeniz’de hedef alınacağını açıkladı.
Perşembe akşamı Yemen’in başkenti Sana’a’dan canlı yayınlanan bir televizyon konuşmasında Husi, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu tarafından desteklenen bu planın sahte ve çarpıtılmış bir ideolojiye dayandığını vurguladı.
Husi, 1969 yılında aşırı bir kişinin Mescid-i Aksa’ya düzenlediği kundaklama saldırısına dikkat çekerek, Tel Aviv rejiminin sadece kutsal şehri bölmeyi ve izole etmeyi değil, aynı zamanda kutsal mekânı yok edip yerine üçüncü bir Yahudi tapınağı inşa etmeyi hedeflediğini belirtti.
Husi, “Siyonist plan, tüm dünyayı tamamen hakimiyet altına almayı ilahi bir görev olarak gören çarpıtılmış dini kavramlara dayanıyor. Bu planın Batılı destekçileri, ABD, Avrupa ve Avustralya’da propagandasını yapıyor. Savunucuları, planın uygulanmasını Tanrı’nın emirlerinin yerine getirilmesi olarak görüyor” dedi.
"Büyük İsrail"
“Büyük İsrail” terimi, 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan bu yana İsrail tarafından işgal edilen Doğu Kudüs, Batı Şeria, Gazze Şeridi, Mısır’ın Sina Yarımadası ve Suriye’nin stratejik Golan Tepeleri’ni tanımlamak için kullanılıyor. Erken dönem Siyonist düşünürler, özellikle Netanyahu’nun Likud partisinin ideolojik öncüsü olarak görülen Ze’ev Cabotinski, bu vizyonu günümüz Ürdün’ünü de kapsayacak şekilde genişletmişti. “Büyük İsrail” fikri, Likud’un siyasi mirasının temel taşlarından biri olarak Revizyonist Siyonizm’e dayanıyor.
Husi, Siyonizmi tüm insan toplumları için büyük bir tehlike olarak nitelendirerek, siyasi hareketin hedefinin sadece Filistin değil, aynı zamanda Mekke ve Medine dahil tüm Müslüman dünyası olduğunu söyledi.
Müslüman dünyaya, Siyonist düşmanın aldatmacalarına karşı azami dikkat göstermeleri çağrısında bulunan Husi, Filistinlilere karşı işlenen zulmü “tüm zamanların en büyük adaletsizliği” olarak tanımladı ve dünya Müslümanlarının Gazze’deki İsrail zulmuna kayıtsız kalmasını utanç verici bulduğunu belirtti.
Ensarullah lideri, Gazze’de Filistinlilere yönelik İsrail bombardımanını ve açlık politikalarını “son derece korkunç” olarak nitelendirdi.
"İhlal eden her gemi hedef alınacak"
Husi, Mısır’ın İsrail ile yaptığı milyarlarca dolarlık doğal gaz ithalat anlaşmasını ise felaket olarak nitelendirip, işgalci rejime büyük bir nimet sağladığını savundu. Hamas’ın silahsızlandırılması çağrılarını eleştiren Husi, bunun Suudi Arabistan, bazı Arap rejimleri ve hatta Filistin Yönetimi’nin pozisyonunu yansıttığını belirtti.
Lübnan hükümetinin, ABD baskısıyla Hizbullah’ı silahsızlandırma kararını da eleştiren Husi, bu adımın İsrail düşmanına hizmet ettiğini ifade etti.
Son olarak Husi, Yemen halkının ezilen milletlerin yanında olduğunu bir kez daha vurgulayarak, Yemen silahlı güçlerinin Filistinlilerle dayanışma operasyonlarına devam edeceğini ve Siyonist rejime uygulanan ambargoyu ihlal eden her geminin Kızıldeniz’de hedef alınacağını açıkladı.