A
Admin
Yönetici
Yönetici
Yasemin Ünlü’den Sezen Aksu’nun “VAY” eserine güçlü yorum Türk pop müziğinin efsane ismi Sezen Aksu’nun unutulmaz şarkısı “VAY”, yıllar sonra yeniden hayat buldu. Bu kez mikrofonun başında, güçlü sesi, duygusal yorum gücü ve etkileyici sahne duruşuyla dikkat çeken Yasemin Ünlü var. Sanatçı, Sezen Aksu’nun klasikleşmiş eserini modern dokunuşlarla harmanlayarak, müzikseverlere bambaşka bir deneyim sunuyor. Yeni düzenlemesiyle duygusal derinliği daha da hissedilir hale gelen “VAY”, hem kulağa hem kalbe hitap eden bir prodüksiyonla dijital platformlarda yerini aldı. Yasemin Ünlü, şarkıya kattığı kendine özgü yorumuyla dinleyiciyi ilk notadan itibaren içine çekmeyi başarıyor.
MÜZİKAL KADRODA USTA İSİMLER Şarkının başarısında, işin mutfağında yer alan yetenekli isimlerin de büyük payı var. Aranjör koltuğunda Mert Kemancı otururken, gitarları Caner Güneysu, bas gitarı ise Özgen Güneş üstlendi. İstanbul Strings yaylılarla esere sinematik bir hava katarken, Hüseyin Pulant klarnetiyle şarkıya nostaljik bir dokunuş ekliyor. Okuma koçluğunu deneyimli müzisyen Fatih Ertür üstlenirken, kayıtlar Hazel Müzik stüdyosunda tamamlandı. Mix aşamasında ise Ünal Aşkın imzası bulunuyor. Görsel anlatımı ise başarılı yönetmen Gökhan Fırat üstlendi. Sade ama etkileyici bir atmosferde çekilen video klip, şarkının ruhunu yansıtan sinematografik diliyle izleyicide güçlü bir etki bırakıyor.
YASEMİN ÜNLÜ: SADECE BİR SES DEĞİL, BİR YORUMCU Müziğe ve yoruma duyduğu derin saygıyı her ifadesinde hissettiren Yasemin Ünlü, yalnızca bir şarkıcı değil; aynı zamanda bir anlatıcı, bir his taşıyıcısı. Sanatçının yetenekleri sadece sesiyle sınırlı değil. Çok yönlü birikimi, özgün çalışmaları, güçlü iletişimi, vizyoner bakış açısı ve sahnedeki enerjisiyle müzik dünyasında kendine özel bir yer ediniyor. Pozitif enerjisi, ışıltısı ve zarif güzelliğiyle de dikkat çeken Yasemin Ünlü, sadece müzikal değil, aynı zamanda görsel anlamda da izleyiciyi etkileyen bir sanatçı profili çiziyor.
“VAY” TÜM DİJİTAL PLATFORMLARDA! Müzikseverler için hem nostaljik hem de yenilikçi bir deneyim sunan bu özel çalışma, dijital müzik platformlarında yayında. Sezen Aksu’nun zamansız eseri, Yasemin Ünlü’nün yorumuyla yeniden doğuyor.
Yasemin Ünlü’nün müzik yolculuğunu takipte kalın… Çünkü o, duyguların sesine ses katmaya devam ediyor. Klip :
İnstagram : yaseminunlu_official Hayalleriyle yol alan bir sanat yolcusu: Songül Acer Sanat bir tutkudur; sabırla yoğrulan, hayal gücüyle şekillenen, kalpten çıkan bir ifade biçimidir. Songül Acer, bu tutkuyu hayatına dönüştüren, çini sanatıyla gelenekseli modernle harmanlayan bir sanatçı olarak öne çıkıyor. Onunla sanat yolculuğunu, ilham kaynaklarını ve üretim sürecini konuştuk. Songül Acer, sanatla iç içe olmayı, gözlem yapmayı ve insan hikâyelerine kulak vermeyi bir yaşam biçimi haline getirmiş. Kültürel etkileşimden beslenen, estetik üretimin heyecanını ruhunun derinliklerinde hisseden Acer, sanatla olan bağını şu sözlerle özetliyor: "Sanat ve iletişim hem mesleki hem de kişisel yolculuğumda hep iç içe oldu." KARAKALEMDEN ÇİNİ’YE UZANAN YOLCULUK Sanat serüveni karakalem ile başlamış Songül Acer’in. Ancak zaman içinde içsel yolculuk ve teknik merak, onu çini sanatına yönlendirmiş. Bu geçiş sadece bir teknik değişiklik değil; eserlerine derinlik ve çok katmanlı anlamlar kazandıran bir dönüşüm olmuş. ATÖLYEDE HAYAT VAR Acer’in mesleki çalışmaları, bireysel üretimden çok daha öte. Kendi atölyesinde, ekibiyle birlikte özgün çini tasarımları ve çizimleri hazırlıyor; ardından öğrencilerine boyama tekniklerini öğreterek eserlerini tamamlamalarına olanak tanıyor. “7’den 70’e herkesin çini sanatını keşfetmesini ve sevmesini amaçlıyoruz,” diyor. GELENEKSEL İLE MODERNİN BULUŞMASI Son dönemdeki en dikkat çekici çalışması, “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı eser olmuş. Yekpare bir çini karo üzerinde, üç boyutlu efektlerle gelenekseli çağdaş yorumla buluşturan bu özel parça, hem teknik mahareti hem de sanata olan bağlılığını ortaya koyuyor. Songül Acer’in eserlerinde derin bir hikâye ve emek saklı. SANAT AŞKI, ZORLUĞU GÖLGELİYOR Acer için sanat stres değil, aşk. Her zorluğu, üretimin doğal bir parçası olarak gören sanatçı, işini tutkuyla yapmanın verdiği huzuru tarif ederken, üretmenin ona hem anlam hem de güç verdiğini vurguluyor. DİJİTALLEŞMEYE SANATSAL BİR BAKIŞ Dijitalleşme ile birlikte sanatın ulaşılabilirliği ve görünürlüğü arttı. Ancak Acer, bu sürecin dengede tutulması gerektiğine inanıyor: "Görünür olmak içeriğin önüne geçmemeli. Dijitalleşme bir fırsat ama üretimin ruhunu gölgelememeli." HAYATIN İÇİNDEN, SANATIN KALBİNDEN Boş zamanlarını doğa yürüyüşleri, sesli kitaplar ve müze gezileriyle değerlendiren Acer, üretmekten asla vazgeçmiyor. Onun için sanat, sadece bir meslek değil; bir yaşam biçimi. Hayatını "anlam arayışı, üretkenlik, içsel yolculuk" kelimeleriyle tarif ediyor. HAYALLERİN PEŞİNDEN GİTMEK "Hayallerim pusulam oldu," diyen Acer, bugün geldiği noktayı hayal etmiş ama bu yolculuğun kendisine bu kadar renk katacağını tahmin etmediğini söylüyor. Onun için hayaller sadece yön değil, aynı zamanda içsel bir güç kaynağı olmuş. DOKUNAKLI BİR ANI: ŞİFA VEREN SANAT Sanat yolculuğunda unutamadığı anlardan biri, ağır bir hastalık sürecinde olan bir öğrencisinin atölyeye gelişi ve iyileşme sürecindeki etkileyici deneyimi olmuş. Songül Acer için bu, sanatın ne denli şifa verici olabileceğinin bir kanıtı niteliğinde. “HAYAL ETMEYE DEVAM EDİN” Songül Acer, gençlere ve tüm sanatseverlere şu mesajı veriyor: "Hayatta her şey değişebilir ama hayal kurma yetimizi koruyabildiğimiz sürece yol hep vardır. Cesaret, inanç ve sevgiyle yürümeye devam edin." Yeni nesil şairlerden güçlü bir kalem: İnan Durak Taş Ankara doğumlu şair ve yazar İnan Durak Taş, edebiyat dünyasında adını her geçen gün daha fazla duyurmaya devam ediyor. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamlayan Taş, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü mezunudur. Edebiyata olan ilgisi henüz ortaokul yıllarında başlayan sanatçı, kompozisyon yarışmalarındaki birincilikleriyle öğretmenlerinin dikkatini çekmiş ve edebiyat yolculuğuna ilk adımlarını o dönemlerde atmıştır. Lise yıllarında kaleme aldığı ilk şiirleriyle duygularını mısralara döken İnan Durak Taş, 2017 yılında 41 şairin bir araya geldiği Mısralardaki Öyküm Şiir Antolojisi 2'de yer alarak edebi çevrelerde tanınmaya başladı. Sosyal medyada açtığı şiir sayfası kısa sürede büyük ilgi gördü. Takipçilerinden gelen yoğun talepler üzerine 2024 yılında ilk kişisel şiir kitabı Azadeyi yayımlayan Taş, bu eseriyle büyük beğeni topladı. Mavi Kuş Medya tarafından düzenlenen yarışmada, okurların oylarıyla “İyi Çıkış Yapan Şiir Kitabı” ödülünü kazandı. Sadece şiirle sınırlı kalmayan üretken sanatçı, edebiyatın farklı türlerinde de kalem oynatıyor. Beş seriden oluşan çocuk kitabı çalışmalarını tamamlayan Taş, şu sıralar bir roman üzerinde yoğunlaşmış durumda. Aynı zamanda ikinci şiir kitabı için de hazırlıklarını sürdürüyor. İzmir’de ikamet etmektedir. Edebiyatı bir yaşam biçimi olarak benimseyen ve yazmaktan asla vazgeçmeyeceğini dile getiren İnan Durak Taş, kendine özgü üslubu ve samimi anlatımıyla hem genç okurların hem de şiir severlerin gönlünde yer edinmeyi sürdürüyor. “Yaşadığım müddetçe eserler yazmaya devam edeceğim.” diyen İnan Durak Taş’ın edebiyat yolculuğu, umut verici bir ilham hikâyesi olmaya devam ediyor. Ulusal Kanal’ın Parlayan Yıldızı Derya Coşgun İmren, Yılın En İyi Çıkış Yapan Sabah Haber Spikeri Oldu! Ulusal Kanal ekranlarında izleyicilerle buluşan "Günaydın Türkiye" programının başarılı sunucusu Derya Coşgun İmren, yılın en iyi çıkış yapan sabah haber spikeri olarak Altın Başarı Ödülü’nün sahibi oldu. Gerek etkileyici sunumu, gerekse enerjik haberciliğiyle dikkat çeken İmren, sabah saatlerinin vazgeçilmez ismi haline gelmeyi başardı. 20 Mart 1996 İzmir doğumlu olan Derya Coşgun İmren, spikerlik hayalini gerçekleştirebilmek adına Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Radyo, Sinema ve Televizyon bölümüne adım attı. Eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra İstanbul’a gelerek Ulusal Kanal’da yayın editörü olarak sektöre giriş yaptı. Yıllar içinde siyasetten kültür-sanat programlarına kadar pek çok alanda editörlük yaptıktan sonra, yöneticilerinin desteğiyle 9 Ocak 2023'te ilk kez ekran karşısına geçti. Kendisini ekranlarda görmeye alıştığımız İmren, kısa sürede izleyicilerden büyük beğeni topladı. İmren, sahip olduğu güçlü iletişim becerileri ve kendine has sunum tarzı ile programını her geçen gün daha da ilgi çekici hale getiriyor. Her sabah 08.00-11.00 arasında ekranda olan "Günaydın Türkiye" programı, izleyicileri bilgilendirirken aynı zamanda enerjik sunumu ile güne pozitif bir başlangıç yapmalarını sağlıyor. Derya Coşgun İmren'in doğal tavırları, yüzündeki ışıltı ve pozitif enerjisi, onu ekranlarda izlerken izleyicilere ayrı bir keyif sunuyor. Ulusal Kanal’da geçirdiği süre boyunca büyük bir çıkış yakalayan Derya Coşgun İmren, ödülleri ve başarılarıyla gelecekte adını daha çok duyuracak gibi görünüyor. Altın Başarı Ödülü’nü kazanan genç spiker, sektördeki potansiyeli ve kendine özgü tarzıyla önümüzdeki yıllarda önemli projelerde yer alacağı sinyallerini veriyor. Derya Coşgun İmren, sadece haberciliğiyle değil, aynı zamanda ekranlardaki güçlü duruşu ve izleyicileriyle kurduğu yakın ilişkiyle de dikkat çekiyor. Genç yaşta kazandığı bu ödül, onun azim ve kararlılıkla gelecekte çok daha büyük başarılara imza atacağının habercisi. Ulusal Kanal ailesi, Derya Coşgun İmren'in başarılı kariyerinin devamını heyecanla takip ederken, izleyicileri de sabah saatlerinde ona duydukları ilgiyi hiç eksik etmiyor. LİKYA YOLU’NDA BİR MOLA NOKTASI: ANATOLİA TAŞ EV Doğayla iç içe, taş mimarinin huzur verici atmosferi ve tarihi bir coğrafyada eşsiz bir konaklama deneyimi... Antalya’nın saklı cennetlerinden Demre’nin Kapaklı Köyü'nde, 2024 yılının Haziran ayında kapılarını açan Anatolia Taş Ev Apart, Likya Yolu üzerinde yürüyenler ve Kekova-Simena güzergâhında dinlenmek isteyenler için butik bir huzur durağı sunuyor. Bölgenin en özel noktalarından biri olan Kekova yolu üzerindeki konumu ile dikkat çeken Anatolia Taş Ev Apart, adını aldığı taş mimarisiyle yazın serin, kışın sıcak tutan yapısıyla dört mevsim konfor vadediyor. Ferah terası ve deniz manzarasıyla birleşen otantik atmosferi, ziyaretçilerine adeta bir kartpostaldan fırlamış hissi yaşatıyor. HER ODA BİR HİKÂYE: KEKOVA’DAN SİMENA’YA Tesisteki odaların isimleri, bölgenin önemli turistik ve tarihi değerlerinden ilham alıyor: Kapaklı, Kekova, Simena... Her bir oda, sadece bir konaklama alanı değil; aynı zamanda bölgenin ruhunu yansıtan birer kültürel pencere gibi tasarlandı. BUTİK HİZMET, SICAK KARŞILAMA Kurucusu Cemal Topakçı, yıllara dayanan sektörel vizyonu, özgün yaklaşımı ve güçlü iletişimiyle işletmeyi sıradan bir konaklama yerinden çok daha fazlasına dönüştürmüş. Doğal ahşap detayların öne çıktığı mekânda, sadece dekorasyonda değil; yeme-içme anlayışında da doğallık ve sadelik ön planda. Kahvaltılarda sunulan ev yapımı reçeller, taze sebzeler ve doğal ürünlerle misafirlerine sağlıklı bir yaşam tarzını deneyimleme imkânı sunuluyor. LİKYA’NIN KALBİNDE BİR NEFESLİK MOLA Demre'nin tarihi dokusu, eşsiz koyları ve berrak deniziyle buluşan Anatolia Taş Ev Apart; yürüyüşçüler, doğaseverler, tarih meraklıları ve huzur arayan herkes için biçilmiş kaftan. Konum: Harita bağlantısı Rota: 36.2325479, 29.8989304 koordinatları üzerinden sadece 1 dakikalık yürüme mesafesinde… Yolunuz Likya’dan geçerse, Kapaklı Köyü'nde küçük bir mola verin ve doğanın, tarihin ve huzurun iç içe geçtiği Anatolia Taş Ev Apart’ın kapısından içeri adım atın. Sadece bir konaklama değil, unutulmayacak bir anı sizleri bekliyor. KALABALIK BANDO’DAN YENİ BİR YOLCULUK: “ARTIK İNANMAM” Alternatif rock sahnesinin özgün ve üretken isimlerinden Kalabalık Bando, yeni single çalışmaları “Artık İnanmam” ile müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Söz ve müzikteki derinliği, sahnedeki güçlü enerjisi ve dinleyiciyle kurduğu samimi bağ ile adından sıkça söz ettiren grup, bu çalışmalarıyla müzikal çizgilerini bir adım daha ileri taşıyor. “Ah Yandım” ile milyonlara ulaşan ve kalabalık bir dinleyici kitlesi kazanan Kalabalık Bando, “Artık İnanmam” ile alternatif rock’a hem duygusal hem de melodik bir dokunuş getiriyor. Şarkı, grubun geçmiş deneyimleriyle yeni tecrübelerini harmanladığı, içten bir anlatım sunuyor. İlk notasından son ana kadar dinleyiciyi içine çeken bu eser, adeta bir içsel yüzleşme ve yeniden doğuş hikâyesi niteliğinde. Grup üyeleri, sadece müzikleriyle değil; aynı zamanda sahne performansları, çok yönlü müzikal birikimleri, samimi iletişimleri ve pozitif enerjileriyle de dikkat çekiyor. Dinleyicileriyle kurdukları güçlü bağ, Kalabalık Bando’yu sahnede izleyen herkesin hafızasında iz bırakıyor. Bu yeni şarkıyla birlikte grup, bir kez daha "müziğin birleştirici gücü"ne olan inancını vurgularken, dinleyicilerinin duygusal yolculuklarında onlara eşlik etmeyi sürdürüyor. Spotify ve sosyal medya platformlarında aktif olarak yer alan Kalabalık Bando, üretmeye ve daha da “kalabalıklaşmaya” devam ediyor. “Artık İnanmam” ise bu yolculukta önemli bir durak olmayı vaat ediyor.
Spotify:
Instagram: @kalabalikbando KAYRA MERT’TEN SES GETİREN İKİLİ: HEM KALBE HEM VİCDANA DOKUNUYOR Alternatif müziğin dikkat çeken isimlerinden Kayra Mert, 2025 Mayıs ayında yayımladığı iki yeni single çalışmasıyla müzik dünyasında yankı uyandırdı. “İmkansızdan Geçer” ve “Gördün Mü Şiddeti” adlı şarkılar, yalnızca melodik yapılarıyla değil, taşıdıkları derin duygular ve toplumsal mesajlarla da öne çıkıyor. Müzik kariyerine çocuk yaşlarda beste yaparak başlayan Kayra Mert, lise yıllarında aldığı oyunculuk eğitimlerinin yanı sıra gitarla tanışarak sahne sanatlarına olan ilgisini pekiştirdi. Üniversite yıllarında kısa süreliğine opera ve şan eğitimi de alan sanatçı, bu birikimini hem vokal performansına hem de sahne duruşuna başarıyla yansıtıyor. İlk single çalışması olan “Nefesim” ile 2020 yılında profesyonel müzik dünyasına adım atan Mert, Zakkum grubunun piyanisti Özgün Aksüyek’in aranjörlüğü ve Erkan Tatoğlu’nun mix-mastering dokunuşuyla dikkat çekmişti. 2023 yılında yayımladığı “Birden Geldin” adlı alternatif rock parçası ise onun müzikal evrimindeki bir başka önemli dönemeçti. 2025 Mayıs ayında ise hem duygusal hem de toplumsal yönü güçlü iki yeni eserle karşımıza çıktı. “İmkansızdan Geçer”, aşkın ve içsel mücadelenin metaforik anlatımıyla, modern pop-rock tınılarını bir araya getirirken, “Gördün Mü Şiddeti” ise toplumsal bir yüzleşme çağrısı niteliği taşıyor. Özellikle bu parçada Kayra Mert’in söz yazarlığı, duyarlılığı ve samimi yorumculuğu bir kez daha alkışı hak ediyor. Sahne hakimiyeti, kendine özgü vokal tarzı, güçlü iletişimi ve karizmatik duruşuyla dikkat çeken Kayra Mert, üretkenliği ve çok yönlü kimliğiyle Türkiye alternatif müzik sahnesinin en özel seslerinden biri olmaya aday. Yeni projelerle üretmeye devam edeceğini belirten sanatçı, dinleyicilerini şaşırtacak sürprizler için de hazırlıklarını sürdürüyor.





