A
Admin
Yönetici
Yönetici
Hayat elbette zorluklarla doludur, eyvallah. Lakin her bela, her çile, her yalnızlık… Gerçekten insanın nefsinin bir cezası mıdır? Her düşüş, her dışlanma, bir yanlışın karşılığı mıdır? Yusuf kuyuya atıldığında hangi günahın bedelini ödüyordu? İbrahim’i ateşe götüren hangi kusuruydu? Yunus, balığın karnında hangi isyanının cezasını çekti? Harun’a yapılan ihanetin sebebi neydi? Efendimiz, evlatlarını toprağa verirken, iftiraya uğrarken, yalnız kalırken… Ne yapmıştı? Ne yapmıştı da terk edildi? Ne yapmıştı da en yakını bile onun için “Belki de bir hata yaptı.” dedi? Sadece bir duasında “Affını dilerim.” dediği için bile, “Bak, bir günahı olmasa af diler miydi?” demediler mi ona? Bu sorular hâlâ taze. Çünkü bugün de benzerini yaşıyoruz. Bir hata arıyoruz her çilenin içinde. Her yalnız kalanı kendi yanlışıyla yargılıyoruz. Oysa bazen kulun başına gelenler, kendisi için değil, etrafındakilerin imtihanıdır. Bazı insanlar çileye çağrılır… Bazı insanlar ateşe atılır… O kadar alıştık ki iftiraya, yalnızlığa, itibar suikastine… Düşeni sorguluyoruz, İftiraya uğrayanı değil, iftirayı atanı haklı çıkarıyoruz. Ve işin en acısı… Kul hakkı yemenin, domuz eti yemekten daha büyük bir günah olduğunu konuşmadığımız bir toplumda yaşıyoruz. Sofrasına haram girmeyen nice kişi, Gönlüne ve diline helal olmayanı katıyor da fark etmiyor. Birinin hakkını yiyen, itibarını çalan, sırtından bıçaklayan… Yine toplumsal itibarı yiyor, alkışlanıyor. Sözü sözle tartıyor, yine sözle abartıyor, Fitneyi kabartıyor da farkında bile olmuyoruz. İthamların gerçek sayıldığı, İtham edilenin doğrularında bile yalnız kaldığı, Muhatabın sadece zanlarla anıldığı bir toplumsal bağdaşlık inşa ediyoruz. Ama ateşi gördüğümüzden suçladığımız İbrahim’in, Züleyha’nın söylediğinden dışladığımız Yusuf’un, Oğlu bile inanmadı diye yalancılıkla suçladığımız Nuh’un, Eşi-dostu, akrabası taşladı ya da dışladı diye sorguladığımız Efendimizin …bir Rabbi var. Ve o Rab ki… Her kulunun yaşadıklarını bir bir yazar. Gün gelir mazlumu üzer, Ama unutulmamalı ki: Bir gün, bütün oyunları ancak O bozar.