Türkiye gerçeği!

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Değerli dostlarım kısa zaman önce ülkemde hiç olmaması gereken ve olması durumunda da tüm kurumların olumsuz etkileneceği bir olay yaşandı. Sayısı net olarak bilinmese de 400 kadar akademisyenin sahte diplomalar yoluyla şu an görev yaptıkları ileri sürüldü. Bu olayın doğruluğu veya yanlışlığı yasal yollar ile yapılacak araştırma sonucunda gün yüzüne çıkacaktır. İşin yasal yolu bir yana bırakılsa da önemli olan ve vahim olan olayın ise ülkemin giderek felakete sürükleniyor olmasıdır. Nitekim doçent veya profesörlük belgelerinin sahte olduğu söylenen bu kişilerin şu an nerede ve hangi görevde oldukları bilinmediği gibi yetiştirdiği öğrencilerin akıbeti konusu asıl tartışılması gereken önemli bir konudur. Bilindiği gibi Türkiye’de akademisyen olmak için çeşitli süreçlerden geçmek gerekiyor. Örneğin: hangi alanda akademisyen olunmak isteniyorsa o bölümden lisans eğitimi alınır. Ardından belli bir not ortalaması ve çeşitli sınavlardan yeteri notların alınmasından sonra yüksek lisans yapılır. Ders dönemi geçilip asgari not ortalaması sağlandıktan sonra tez yazılır jüri karşısında savunulan bu tez uygun bulunursa mezun olunur ve uzman unvanı alınır. Ardından yine aynı ve daha zor bir süreçten geçilerek doktora yapılır. Doktora yapılırken güç bir psikolojik yapınız ve sağlam bir ekonomik dayanağınız yoksa doktora tezinin bitmesi hayalden öteye geçememektedir. Doktora süreci yaklaşık 4 yıl sürmektedir. Bu süreçte tez danışmanı ile yapılan görüşmeler ve alınan dönütler sonucunda tezin yazılması ve kabul edilmesi süreci vardır. Bu sefer hazırlanan tez belli sayıda bir jüri karşısında savunulduktan sonra Dr. Unvanı alınır. Eğer şansınız varsa bu tez bittikten sonra bir üniversitede görev alırsınız. Türkiye gibi liyakatin ikinci planda tutulduğu bir yerde bu uzun süre alabilir. Şansınız olur ve üniversitede görev yaparsanız doçent ve profesör olmak için yeni bir dosya hazırlama süreciyle karşılaşırsınız çünkü akademisyen olmak uzun bir gayret süreci gerektirmektedir. Ders verme, varsa idari görevlerle birlikte yapılan çalışmalar sonucunda yine bir jüri karşısında yaptığınız çalışmalar değerlendirilir. Böylece doçent olunması onaylanır. Bitti mi? kesinlikle hayır… çünkü doçent olduktan sonra 5 yıl gibi bir sürede yapacağınız çalışmalar ve rektör beyin ikna edilmesi sonucunda profesörlük kadrosu alınır. Buraya kadar anlatmaya çalıştım eğer şanslıysanız 20 sene gibi uzun bir sürede ancak profesör olup bir üniversitenin kadrosunda yer alabiliyorsunuz… Son zamanlarda medyadan gördüğümüz kadarıyla 20 yıl emek vererek üniversitede görev yapıp, öğrenci yetiştirmeye çalışan bir akademisyenin verdiği emek ile emek vermeden sahte bir diploma yoluyla bu süreci bir senede tamamlayan bazılarının olduğu görülmüştür. Meselenin doğruluğu elbette araştırılmaya muhtaç bir durumdur. Fakat Türkiye gibi bilimsel gelişmelere açık toplumun geleceğini koruma, kurumsal kimliği oluşturma ve gelişmiş ülkeler içerisinde yer alma gayreti içerisinde olan bir ülkenin karşı karşıya kaldığı bu son durum geleceğimizin ne kadar tehlikede olduğunu anlamamız noktasında önemli olduğu vurgulanmalıdır.
 
Geri
Üst