A
Admin
Yönetici
Yönetici
Güney Suriye’de yer alan Suveyda vilayetinde ateşkes ilan edilmesine rağmen, haftalardır süren şiddetli çatışmalar sonrası bölge adeta bir enkaza döndü. HTŞ rejimi ve ona bağlı unsurların saldırıları, sadece onlarca evi ve dükkanı kül etmekle kalmadı; aynı zamanda Suveyda’daki temel insani altyapının da çökmesine neden oldu. Elektrik, su, sağlık ve gıda hizmetlerinin tamamen kesilmesi, bölge halkını büyük bir insani felaketin içine sürükledi. Yerel kaynaklara göre, HTŞ’ye bağlı silahlı gruplar yalnızca sivillere saldırmakla kalmadı; sivil savunma ekiplerini, ambulansları ve hastaneleri de doğrudan hedef aldı. Yangına müdahale etmeye çalışan itfaiye araçları kurşun yağmuruna tutuldu, sağlık çalışanları görev başında hayatını kaybetti. Ambulanslarda yakıt yok, hastaneye varılamıyor Suveyda’daki bir ambulans şoförü yaşadığı trajediyi şu sözlerle aktardı: “Yaralıları taşıyorduk, ama hastane yalnızca 3 kilometre uzakta olmasına rağmen benzinimiz yoktu. Ambulansı yol ortasında bırakıp geçen araçlardan benzin dilendik. Döndüğümüzde ise çok geçti; taşıdığımız yaralılar hayatını kaybetmişti.” Suriye Kızılayı çalışanlarından biri ise ambulans yetersizliğinden dolayı yaralıların battaniyelerle taşındığını belirtti. Personel, “Elimizdeki birkaç ambulans da saldırıya uğradığı için sivillerle birlikte ölüm riski altındayız,” dedi. Hastanelerde su yok, ilaç yok, doktor yok Durum sadece sahada değil, hastanelerde de korkunç bir boyutta. Sağlık merkezlerinin çoğu ya yıkılmış ya da çalışamaz hale gelmiş durumda. Suveyda’daki hastanelerde doktor ve ilaç bulunmuyor. Tıbbi ekipman yok denecek kadar az; temel antibiyotikler, ağrı kesiciler ve pansuman malzemeleri bile tükenmiş durumda. Göç eden sağlık personeli ya da abluka nedeniyle hastanelere ulaşamayanlar nedeniyle, mevcut birkaç sağlık çalışanı imkansız koşullarda can kurtarmaya çalışıyor. “Burası artık hastane değil, mezarlık” Sivil savunma gönüllüsü Bezen Ebu Hadir’in anlattıkları ise Suveyda’daki durumu bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor: “Hastanede suyumuz yoktu. Zorunlu olarak içme suyu depolarını ameliyatlarda kullandık. Dezenfektanlarımız bitti. Bazı yaralar enfeksiyon kaptı. Hastane koridorları cesetlerle doluydu. Yaralıların çığlıkları duvarları inletiyordu. Burası artık hastane değil, mezarlık.” Yaralı taşıyan personel hedef alındı Suveyda’daki savunma ekiplerinin taşıdığı ambulanslar birçok kez doğrudan hedef alındı. Bir Kızılay çalışanı saldırılardan mucize eseri kurtulurken, yanındaki bir diğer görevli olay yerinde şehit oldu. Yerel halk, HTŞ’ye bağlı teröristlerin sivillerin hayatını hiçe sayan bu saldırılarını “etnik temizlik” olarak nitelendiriyor. Elektrik ve su yok, insani yardım ulaştırılamıyor Şehrin büyük kısmında elektrik ve su altyapısı tamamen çöktü. Birçok bölgeye insani yardım ulaştırılamıyor. HTŞ’ye bağlı unsurlar yolları kapatıyor, yardım konvoylarına ateş açıyor. Tüm bu gelişmeler Suveyda’da yaşanan insani krizin sadece askeri değil, aynı zamanda kasıtlı bir abluka olduğunu da gözler önüne seriyor.