Şiirin ardından: Tokat – Zile

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Takvimler M.Ö. 47 yılını göstermekteydi. Zile ovasında tarih yeniden yazılıyordu. Roma İmparatoru Sezar ile Pontus Kralı Pharnakes arasında Zile ovasında başlayan savaş beş saat içinde sona ermişti. Sezar zaferini sadece askerleriyle değil Roma Senatosu ile de paylaşmak için bir mektup yazdı ve şöyle dedi: Veni-Vidi- Vici Yani, Geldim – Gördüm – Yendim! Zaferini bu kadar veciz ve şairane bir üslupla anlatmış olması Sezar’ı bile şaşırtmıştı. Zile’nin havasından mıdır, suyundan mıdır koskoca imparator bir anda şairleşmişti. Zira Zile Anadolu'nun en çok ozan yetiştiren ilçesi unvanına sahipmiş. Sezar, bu sözünün unutulmaması için aynı sözleri yuvarlak bir taş üzerine de yazdırmayı ihmal etmez. Sezar’ı bile şair yapan bir memleketin çocuklarıyız desem abartmış olmam sanırım. Şiir, bu memleketin mayasında asli bir unsur olarak her dönem, her vakit önemini korumuştur. Ağıtlar onunla dile gelir, cenge bile onun havasıyla girilir, zaferler onunla ölümsüzleşir. Aşıklar aşklarını, garipler dertlerini, gurbetçiler hasretlerini hep şiirle dile getirir. Ve şiirle niyaz edilir yaratana… Şiir edebiyatın anasıdır bize göre… Neredeyse herkes edebiyat âlemine adım atarken şiir kapısından giriş yapıp istidadına göre diğer türlerde boy göstermiştir. Naçizane bendeniz de edebiyata şiir kapsından giriş yapanlardanım. Zamanlar şiir bizi diyar diyar dolaştırdı. Son olarak postu Tokat’a seren şiir perisi bizi de Tokat ellerine götürdü. Tokat MEM, Zile MEM ve Tokat Öğretmen Akademileri ile TDED Tokat Şubesi iş birliğince düzenlenen 3. Zile Cahit Külebi Şiir Akşamları programına katılmak üzere Kurban Bayramı nedeniyle bulunduğum Çorum’dan geçtiğimizi çarşamba günü yola çıktık. Arabamız rötarlı hareket edince Tokat’a varışımız da biraz gecikti. Tokat merkezde otobüsten inip Milli Eğitim Müdürlüğü’ne vasıl olarak ekibimizle buluştuk. Beni değerli şair yazar dostumuz Mustafa Uçurum karşıladı. Ayaküstü hasbihal ederken şair yazar Şifanur Özçelik Şirin hanımefendi ile karşılaştık. Derken programın koordinatörü şair yazar Ali Bal hocamız da geldi. Ayak üstü diğer şairlerimizle tanıştık araçlara binip Zile’ye doğru hareket ettik. Programın ilk durağı Zile Lokman Hekim MTAL Konferans Salonuydu. Burada Dr. Merve Yılmaz’ın moderatörlüğünde “Türk şiirinde Cahit Külebi’nin Sesi” paneli düzenlendi. Panelde Şair yazar Adnan Özer, Dr. Mehmet Yardımcı ve Sıddık Akbayır Cahit Külebi ve şiiri hakkında birer konuşma yaptı. Panele Tokat Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır da iştirak ettiler. Çok özel hatıraların paylaşıldığı panel, gerçekten Külebi hakkında doyurucu bilgilerin anlatıldığı güzel bir panel oldu. Panel sonrası Zile Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Necmeddin Eryılmaz Bey’in refakatinde kısa bir Zile gezisi yaptık. Necmeddin Bey, değme rehberlere taş çıkaracak kadar bilgisi, esprili üslubu ve enfes sunumuyla ile adeta bize zaman tünelinde bir yolculuk yaptırdı ve grubumuzu tek kelimeyle mest etti. Bu kısa şehir turunda; Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Mehmet Zaluli Bin Ebu Ali tarafından 1267 yılında inşa edilen Zile Ulu Camii (Nasuh Paşa Camii), 1801 yılında İlbaşoğlu Ahmet Efendi tarafından yaptırılan ve Zile'de Taş Köprü Camisi olarak da anılan Elbaşoğlu Camii, Beyazıt Bestami soyundan gelenler tarafından 1206 veya 1305 tarihinde yaptırılan Beyazıt Bestami Camii ile kadim Zile sokaklarını gezdik. Özellikle Elbaşoğlu Camii kök boyadan yapılmış desen ve hat örnekleri ile bizleri büyüledi. Buram buram tarih ve Anadolu kokan Zile sokakları, el sanatlarının teşhir edildiği eski hanlar da belleğimizde ayrıca yer etti. Nihayet programın yapılacağı Zile Kalesi’ne çıktık. Zile Kalesi, antik çağlarda bir höyüğün üzerine inşa edilmiş akropol özelliğine sahip bir Roma dönemi kalesiymiş. Cemaleddin Bey’in deyimiyle bu kale belki de Anadolu’daki yığma tepe üzerine inşa edilen tek kale özelliğini de taşıyormuş. Kaledeki müzeyi de gezdikten sonra programımız başladı. Yine Cemaleddin Bey’in Zile ve Tokat hakkında anlattığı anekdotlardan sonra TDED Tokat Şube Başkanı Ali Bal, Zile Milli Eğitim Müdürü Hacı Bayram Polattimur ve Tokat Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır birer konuşma yaptılar. Altan Serim’in sunuculuğunu yaptığı programda programa katılan şairler; Adnan Özer, Ahmet Karapınar, Altan Serim, Ercan İriş, Halit Yıldırım, Dr. Mehmet Yardımcı, Muhammed Sinan Kökçü, Mustafa Uçurum, Selami Karabulut, Sıddık Ertaş, Şifanur Özçelik Şirin ve Ali Bal birer şiir okudular. İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır da ısrarlar üzerine kendi yazdığı bir şiirini okudu. Program sonunda İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır ve Zile Milli Eğitim Müdürü Hacı Bayram Polattimur katılımcılara birer hediye takdim ettiler. Zile rüyası böylece bitmiş araçlarımız Tokat’a hareket etmişti. Tokat’ta Osmanpaşa Konağı Butik otelinde konakladık. Sabah Tokat Tarımsal Araştırmalar Müdürlüğündeki arkadaşlarım Burcu Hanım ve Fırat Bey’i ziyaret ettikten sonra konağa döndüm. Öğleden sonra Şifanur Özçelik Şirin ile birlikte İl Milli Eğitim Müdürümüz Hüseyin Kır’ın refakatinde kısa bir şehir turu yaptık. Değerli müdürümüz bizi Fatih Mehmet Paşa Hanı olarak da bilinen Deveciler Hanı, Takyeciler Camii, Danişment Beyliği’nden Nizamettin Yağıbasan’ın yaptırdığı Yağıbasan Medresesi, Danişmendliler Dönemi'nde XIII. yüzyılda yapılmış Ulu Cami, Sulu Sokak ve onunla bütünleşmiş konut yerleşimi Halit Sokak, 1277 yılında Müineddin Pervane Süleyman tarafından yaptırılan Taşhan ve Gök Medreseyi gezdirdi. Kendisine bu mükemmel misafirperverliği için hassaten teşekkür ediyorum. Bu kısa geziden sonra program koordinatörü dostumuz Ali Bal ile birlikte tekrar Osmanpaşa Konağı’na döndük. Burada da bizi bir sürpriz bekliyordu. Konağa Tokat Valisi Sayın Abdullah Köklü'nün eşi Yasemin Köklü Hanımefendiler teşrif ettiler. Ali Bal hocamız bizi Hanımefendi’ye takdim ettiler ve kısa da olsa sanat ve edebiyat üzerine bir sohbet etmek şansı bulduk ve oradan ayrıldık. Tokat ve edebiyat denince aklıma Mustafa Uçurum ve Ali Bal hocalarımız gelirdi. Şimdi Hüseyin Kır hocamızın da Tokat’a Milli Eğitim Müdürü olarak atanmasıyla bu ekip daha da güçlendi. İnanıyorum ki Tokat’ın kültür ve sanatına çok olumlu katkıları olacaktır. Belki Tokat hakkındaki izlenimlerimizi merak edenler olabilir. Evliya Çelebi bizim adımıza da konuyu özetlemiş. “Bu havası hoş şehrin dört tarafında bahçe ve bostanlar içinde sular akar. Bu bahçelerde bülbüllerin ötüşü, insan ruhuna sefa verir. Meyveleri lezzetli olup, her tarafa hediye olarak gönderilir. Her bağında, birer köşk, havuz, fıskiyeler ve çeşitli meyveler bulunur. Halkı zevk ehlidir. Gariplere dostturlar, kin tutmaz, hile bilmez, deryadil, haluk, selim ve halim insanlardır.” Bu güzel insanların gönüllerine şiir adına bir gül bıraktıysak ne mutlu bizlere…
 
Geri
Üst