Shanghai’da Altın Kadeh’ler kaldırılacak

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Bu yıl 13-22 Haziran tarihleri arasında düzenlenen 27. Shanghai Film Festivali (SIFF), gerek uluslararası boyutu gerekse Çin sinemasının son durumunu yansıtması bakımından bir laboratuvar işlevi görüyor. Çin’in en prestijli ve dünya çapında yankı bulan film festivali olan SIFF bu yıl 400’ü aşkın filme ev sahipliği yapmakta. Asya, Avrupa ve Güney Amerika yapımlarının ön planda olduğu festivalde Altın Kadeh ödüllerini belirleyecek jürinin başkanlığını ise ünlü İtalyan yönetmen Giuseppe Tornatore üstlenmiş durumda. (Anımsanacağı gibi önceki yıllarda bu görevde Quentin Tarantino, Wong Kar Wai, Luc Besson gibi tanınmış isimleri görmüştük). Jüri, ana yarışmadaki 12 filmi değerlendirecek. Klasik ve avangard eserler bir arada İçinde bulunduğumuz 2025, dünya sinemasının 130. ve Çin sinemasının da 120. kuruluş yıldönümüne denk geliyor. Shanghai Uluslararası Film ve Televizyon Etkinlikleri Merkezi’nin genel müdürü Chen Guo da festivalin açılış töreninde yaptığı konuşmada bu noktaya değindi ve SIFF’nin Doğu ile Batı arasında kültürel bir köprü olarak konumlandığını belirtti. Festivalin, “Çin ve Dünya Sinemasının Kısa Bir Buluşması” başlıklı özel bölümü de doğrudan bu kültürel köprü niteliğine vurgu yapıyor. Öte yandan Shanghai Uluslararası Film Festivali’nin bu yılki genel çerçevesine bakıldığında Çin ve dünya sinemasından klasik eserlerin yoğunluğu, buna karşılık avangard örneklere yönelik kapsayıcı tutum da hemen göze çarpıyor. Asya sinemasına yönelimde ise Japonya ve Tayland’dan örnekler dikkat çekiyor. Japonya’nın kültürel derinliğini yansıtan filmler ve Tayland şiirsel estetiğinin beyazperdeye yansıtılış biçimlerinin yanı sıra Batı dünyasından gelen “Sunset Bulvarı” ve “Barry Lyndon” gibi yapımlar da festival programına büyük zenginlik katıyor. Türk sinemasından örnekler Başlangıcından itibaren Türk sinemasından örneklere de yer açmasıyla bilinen SIFF’te bu yıl da ülkemizden filmler Çinli sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. “Asya’nın Genç Yetenekleri” bölümünde iki filmimiz var: Ensar Altay’ın ilk uzun metrajlı çalışması “Kanto” ve Emre Sert ile Gözde Yetişkin’in imzalarını taşıyan “Sahibinden Satılık Rahmet”. Ayrıca “Focus on Turkiye” başlıklı özel gösterim bölümünde de dört filmimiz yer alıyor: “Adresi Olmayan Ev” (Hatice Aşkın), “Tavşan İmparatorluğu” (Seyfettin Tokmak), “Hakkı” (Hikmet Kerem Özcan), “Gündüz Apollon Gece Athena” (Emine Yıldırım). Söz açılmışken, önceki yıllarda SIFF’te gösterilen bazı Türk filmlerini de anımsatayım. Mehmet Tanrısever’in “Sürgün”ü 1993’te festivalin ilk yılında, Sinan Çetin’in “Propaganda”sı 1999’da (en iyi film ödülünü kazandı), Orhan Oğuz’un “Hayde Bre”si 2011’de (en iyi film ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini kazandı) festivalde seyirci karşısına çıkmışlardı. Nuri Bilge Ceylan’ın 2019’da Shanghai’ın ana yarışmasında jüri başkanlığı yaptığını da belirtmeden geçmeyeyim. Uluslararası Film Yapımcıları Birliği (FLAPF) tarafından tanınan A-kategorisindeki 15 büyük film festivalinden (Cannes, Venedik, Berlin vd.) biri olan SIFF, kardeşi sayılabilecek Beijing Film Festivali’yle (kuruluşu 2011) birlikte Çin’de yedinci sanatın renkliliğini ve sıcaklığını bu yıl da yansıtıyor. Uzmanlarca “Çin’in yumuşak gücünün en etkili araçlarından biri” olarak değerlendirilen festivalde bu yıl ödüller kimlere gidecek, Tornatore başkanlığındaki jüri Altın Kadeh’leri bakalım kimlere uzatacak?
 
Geri
Üst