A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ortadoğu Korku Tünelinde: İsrail-İran Savaşı Neden Patladı? Saldırılar Neden Dinmiyor? Fitili Ateşleyen Gerekçe: Nükleer Tehdit ve Sınırı Aşan Saldırılar Yıllardır süren İsrail-İran gerilimi, bu kez sözde kalmadı; doğrudan çatışmaya dönüştü. İsrail, İran’ın nükleer programını ve uzun menzilli füze kapasitesini "ulusal güvenliğine açık tehdit" olarak tanımlıyor. Özellikle 2024 boyunca İran’ın İsrail’e yönelik düzenlediği yüzlerce İHA ve füze saldırısı, Tel Aviv yönetiminde kırmızı alarm zillerini çaldırdı. Bununla da kalmadı. İsrail, İran’ı yalnızca doğrudan saldırılarla değil, bölgedeki vekil örgütlere – başta Hamas ve Hizbullah – verdiği askeri ve lojistik destek nedeniyle de hedef tahtasına oturttu. Tel Aviv, İran’ın yürüttüğü bu politikayı "dolaylı savaşın açık ilanı" olarak yorumladı. “Yükselen Aslan”la Gelen Büyük Darbe 13 Haziran sabahı başlatılan operasyonla birlikte İsrail, İran’ın nükleer altyapısını, askeri üslerini, hatta liderlik kadrolarını hedef aldı. Natanz ve Fordo gibi kritik nükleer tesisler bombalandı, İran Devrim Muhafızları’na ait bazı stratejik merkezler imha edildi. İsrail Başbakanı Netanyahu, operasyon sonrası yaptığı açıklamada, “İran’ın nükleer kalbine darbe vurduk” ifadelerini kullandı. İddialara göre Mossad, bu saldırıdan çok önce İran içerisinde saha hazırlıkları yapmış, bazı bölgelerde İHA üsleri kurmuştu. Hedef, yalnızca askeri yapıları değil; aynı zamanda İran’ın stratejik karar vericilerini de zayıflatmak. İran’dan Anında Misilleme: İHA Yağmuru Başladı İran ise bu saldırıya karşılık vermekte gecikmedi. Aynı gün içinde 800’den fazla Şahed sınıfı İHA İsrail’e yönlendirildi. İran Hava Kuvvetleri alarma geçti, İsrail’in askeri tesislerine nokta atışı saldırılar düzenlendi. Natanz tesisinde meydana gelen büyük hasar, İran devlet televizyonu tarafından da doğrulandı. Ancak Tahran yönetimi, nükleer faaliyetlerin devam edeceğini ve “tüm askeri kapasitenin seferber edileceğini” ilan etti. Savaşın Sınırları Genişliyor: Yeni Cepheler Açılabilir Çatışma sahası sadece gökyüzüyle sınırlı değil. Siber saldırıların arttığı, bölgesel müttefiklerin – özellikle Lübnan ve Suriye üzerinden – devreye girmeye başladığı bildiriliyor. Uzmanlara göre bu savaş, yalnızca İsrail ile İran arasında kalmayabilir. Ortadoğu’da kırılgan dengeler tamamen altüst olma riski taşıyor. Dünya Ayakta, Diplomatik Trafik Yoğunlaştı İki ülke arasında yaşanan bu sıcak çatışma, küresel kamuoyunun gündemine oturdu. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere pek çok uluslararası kurum, taraflara "derhal ateşkes" çağrısı yapıyor. Ancak şu ana kadar ne Tahran ne de Tel Aviv geri adım atmış değil.