A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ortadoğu’da tırmanan İsrail-İran gerilimi, Türkiye'de vatandaşların güvenli alanlara yönelik merakını da beraberinde getirdi. Bölgedeki gelişmelerin ardından Türkiye'de sığınak olup olmadığı sıkça sorgulanmaya başladı. Ancak ortaya çıkan tablo, kamuoyunu şaşkına çevirdi. Türkiye genelinde yasal zorunluluklar bulunmasına rağmen aktif ve kamuya açık sığınak sayısı yok denecek kadar az. Gerçek anlamda bir sığınağın bulunduğu tek şehir ise dikkat çekiyor. Yasalar Var, Gerçeklik Başka Türkiye'de 1987 yılında yürürlüğe giren Sığınak Yönetmeliği ve 3194 sayılı İmar Kanunu’na göre, belirli büyüklükteki binalarda sığınak inşası zorunlu tutuluyor. Ancak uygulamada bu şartların büyük oranda görmezden gelindiği gözlemleniyor. Sığınak olarak planlanan alanlar çoğu zaman otopark, depo ya da kömürlük olarak kullanılıyor. Böylece mevzuatta yer alsa da, gerçek işlevini yerine getiremeyen yapılar şehirlerde ciddi bir güvenlik açığı yaratıyor. Ankara Dışında Aktif Sığınak Yok Türkiye genelinde kamuya açık, modern ve aktif olarak kullanılabilecek sığınak sadece Ankara'da sembolik düzeyde bulunuyor. Ankara Kalesi'nin altında yer alan ve İkinci Dünya Savaşı döneminden kalma bir sığınak dışında, halkın erişebileceği başka bir sığınak kayıtlarda yer almıyor. Bu da özellikle büyük şehirlerde yaşayan milyonlarca kişinin olası bir tehdit karşısında nereye sığınacağını bilememesine yol açıyor. Toplanma Alanları Sığınak Sanılıyor Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından belirlenen toplanma alanları ise sıkça sığınaklarla karıştırılıyor. Oysa bu alanlar sadece doğal afet sonrası organizasyon ve buluşma noktaları olarak tasarlanmış durumda. Bu noktalar, savaş, bombardıman ya da nükleer tehdit gibi durumlarda fiziksel bir koruma sağlamıyor. Güvenlik uzmanları ve şehir planlamacıları, Türkiye'nin sığınak altyapısında ciddi eksiklikler olduğuna dikkat çekerek, kapsamlı bir planlama yapılması gerektiğini vurguluyor. Yeni yapılacak konut ve kamu binalarında denetimlerin artırılması, eski yapıların ise güçlendirilmesi öneriliyor. Sadece yasal düzenlemelerin değil, sahada etkin uygulamaların da hayata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor. Vatandaş Endişeli, Çözüm Bekleniyor Gelişmelerin ardından sosyal medyada da binlerce kişi, yaşadığı şehirde sığınak olup olmadığını sorgulamaya başladı. Ancak şu an için net bir yanıt alabilenlerin sayısı oldukça az. Sığınak eksikliği, büyük şehirlerde yaşayanlar için adeta görünmeyen bir risk haline gelmiş durumda. Özetle; Türkiye'de sığınak konusu, yalnızca savaş dönemlerinde değil, doğal afet gibi acil durumlar için de kritik bir ihtiyaç. Ancak bugünkü tablo, bu ihtiyacın karşılanmaktan çok uzak olduğunu ortaya koyuyor. Gözler şimdi yetkili kurumlarda: Altyapı eksikleri giderilecek mi, yoksa sığınak arayışı bir kez daha gündemden mi düşecek? (Gerçekgündem)