A
Admin
Yönetici
Yönetici
Meclis kürsüsünde yaptığı 25 dakikalık konuşmada Merz, Almanya’nın karşı karşıya olduğu yeni küresel tehditlere işaret ederken, dış politikada birlik mesajı verdi. “Yeni Gerçeklikle Karşı Karşıyayız” Merz konuşmasında, Ukrayna’daki savaş, İran ile İsrail arasındaki tırmanan gerilim ve NATO’nun savunma harcamalarında yüzde beş hedefi gibi konulara değinerek, Almanya'nın hem dış hem de iç politikada "yeni bir gerçeklik" ile karşı karşıya olduğunu vurguladı. “Putin yalnızca güç dilinden anlıyor,” diyen Merz, bu nedenle barışın sağlanmasının artık “bu dili konuşmaktan” geçtiğini savundu. İran’ın nükleer programını “aldatmaca” olarak niteleyen Merz, İsrail ve ABD’nin son dönemdeki askeri operasyonlarının Tahran’ı caydırmasını umduğunu söyledi. Öte yandan, İsrail’e koşulsuz destek vurgusu yaparken bile, Gazze’deki insani duruma dikkat çekerek, “İsrail’in Gazze’de ulaşmak istediği hedefi sorgulama hakkımız var,” ifadelerini kullandı. Wadephul’a Alışılmadık Bir Teşekkür Merz’in konuşmasında en çok dikkat çeken noktalardan biri, Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’a sunduğu kişisel teşekkür oldu. “Özellikle Fransa ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarıyla yürüttüğü yoğun diplomatik çabalar için kendisine içtenlikle teşekkür ederim,” diyen Merz, hükümetinin dış politikasında son dönemde yaşanan tutarsızlıklara rağmen Wadephul’un çabasını takdir etti. Bu açıklama, Wadephul’un son haftalarda artan siyasi baskı altında olduğu bir dönemde geldi. Özellikle Orta Doğu'daki gelişmelere dair yaptığı açıklamalar ve İsrail ile "koşulsuz dayanışma" konusundaki temkinli tavrı, hem kamuoyunda hem de CDU/CSU içerisinde eleştirilere yol açmıştı. SPD'den Diplomasiye Çağrı: “Her Girişim Değerlidir” Koalisyon ortağı SPD’nin Meclis Grup Başkanı Matthias Miersch de Dışişleri Bakanı’na destek verenler arasında yer aldı. Wadephul’un diplomatik girişimlerini öven Miersch, “Bu zamanlarda diplomasiden kaçış yoktur. Her girişim kıymetlidir, her konuşma değerlidir,” ifadelerini kullandı. Ancak bu sözlerin, Wadephul’un nispeten daha yumuşak diplomatik yaklaşımını, Merz’in sert söylemlerinden ayırmak için bilinçli şekilde seçilmiş olabileceği değerlendiriliyor. Yeşiller'den Hükümete Uyarı: “Tek Sesle Konuşun” Yeşiller Partisi Meclis Grup Başkanı Britta Haßelmann ise konuşmasında federal hükümetin dış politikada daha tutarlı ve uyumlu bir dil kullanması gerektiğinin altını çizdi. “Hükümetin farklı bileşenleri arasında yaşanan uyumsuzluklar sadece içeride değil, uluslararası alanda da kafa karışıklığı yaratıyor. Böyle bir dönemde bu, ölümcül sonuçlar doğurabilir,” dedi. Merz’in Açıklamaları Hükümet İçi Gerilimi Gözler Önüne Serdi Merz’in Wadephul’a verdiği destek, hem dış politikadaki farklı yaklaşımların hem de CDU/CSU içindeki güç dengelerinin yeniden şekillendiğini gösteriyor. Wadephul’un "arka plandaki sessiz diplomat" kimliğinden çıkarak Merz’in açık desteğiyle ön plana alınması, dış politikada daha temkinli ve diplomatik bir çizginin güç kazanabileceğine işaret ediyor. Ancak özellikle Gazze, İran ve İsrail konusunda farklı seslerin yükselmeye devam etmesi, federal hükümetin dış politika söyleminde uzun süredir var olan dağınıklığı giderme konusunda ciddi bir sınavla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.