Lohusalık sendromu: Anlayış ve destekle yenilenebilir bir süreç

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Doğum sonrası dönemde birçok kadın, beklenmedik ve zorlu duygusal değişimlerle karşı karşıya kalabiliyor. Bu süreçte ortaya çıkan lohusalık sendromu, fiziksel kadar duygusal da derin etkiler yaratıyor. Medicana International Samsun Hastanesi Psikoloğu İrem Durna, lohusalık sendromunun korkulacak bir durum olmadığını belirterek, anlayış ve profesyonel destekle kolaylıkla aşılabileceğinin altını çiziyor. Uzmanlar, doğumun kadın hayatında büyük bir dönüşüm olduğunu vurguluyor. Fiziksel değişimlerin yanı sıra hormonal dalgalanmalar ve yeni hayat koşullarına adaptasyon süreci, annenin psikolojisini doğrudan etkiliyor. Lohusalık sendromu da tam bu dönemde, beklenmedik duygusal tepkiler ve fiziksel şikayetlerle kendini gösteriyor. İrem Durna’ya göre; aşırı duygusal tepkiler, enerji kaybı, halsizlik ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler annenin hem kendine hem de bebeğine bağlanmasını zorlaştırabiliyor. Lohusalık Sendromunun Belirtileri ve Anlaşılması Psikolog Durna, bu sendromun sadece ruhsal değil, aynı zamanda fiziksel etkilerinin de olduğunu ifade ediyor. Annenin değersizlik ya da suçluluk duyguları yaşaması, keyif alamama hali, baş ağrısı, mide rahatsızlıkları gibi stres kaynaklı şikayetler lohusalık sendromunun tipik işaretleri arasında yer alıyor. Bunların yanı sıra kaygı bozuklukları ve obsesif düşünceler de süreci derinleştirebiliyor. Duyguların tanımlanmasında güçlük çeken annelerin bu dönemde yalnız olmadıklarını bilmesi önem taşıyor. Profesyonel Destek ve Terapi İle Lohusalık Sendromunun Üstesinden Gelmek Lohusalık sendromu, uygun psikolojik müdahalelerle tamamen kontrol altına alınabiliyor. İrem Durna, özellikle bilişsel davranışçı terapinin (BDT) bu süreçte annenin olumsuz düşüncelerle baş etmesine yardımcı olduğunu belirtiyor. Psikoterapi, annenin kendi duygularını anlamasını ve yönetmesini sağlarken, aile ve çevreden gelen destek de iyileşme sürecinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Uzmanlar, bu sürecin korkulacak bir durum olmadığını, aksine bir farkındalık ve dayanışma meselesi olduğunu vurguluyor. Toplumsal Farkındalık ve Annelerin Dayanışması Lohusalık sendromuyla mücadele yalnızca bireysel bir sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir bilinçlenme gerektiriyor. Psikolog İrem Durna, annelerin yaşadıkları deneyimleri paylaşmasının hem kendilerine hem de diğer annelere güç verdiğini ifade ediyor. Bu paylaşım, annelerin kendilerini daha iyi anlamalarını sağlarken, toplumda da lohusalık sendromuna dair önyargıların yıkılmasına katkıda bulunuyor. Durna’nın sözleriyle; “Mükemmel olmak zorunda değilsiniz, elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz.” mesajı, yeni annelere umut ve cesaret aşılıyor.
 
Geri
Üst