A
Admin
Yönetici
Yönetici
Özdağlı, “Bu nasıl kamu yararı?”
Tuna “ÇED olumlu kararı tamamen usule aykırı bir karardır. Bu karar verilebilmesi için halk toplantısı yapılması gerekiyor”
ERDOĞAN DEMİR
Keşan’da Boztepe, Türkmen, Kılıçköy ve Akçeşme köylüleri, jeotermal projesine verilen “ÇED gerekli değildir” kararının iptali için dün Keşan Adliyesi önünde toplanarak dava açacaklarını duyurdu.
Keşan’a bağlı, Boztepe, Türkmen, Kılıçköy ve Akçeşme köylerinden vatandaşlar, bölgelerinde yapılması planlanan jeotermal enerji projesine karşı harekete geçti.
ÇED KARARINA İTİRAZ
Köylüler, söz konusu proje için verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı dava açma kararı aldı. Dün saat 11.00’de Keşan Adliyesi önünde bir araya gelen köy muhtarlaerı ve vatandaşlar, yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle dava dosyalarını teslim etti.
Basın açıklamasını yapan Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, açıklamasında şunları söyledi.
“Sayın yurttaşlar, Boztepeliler, Türkmen, Akçeşme,kılıç köylüler. Keşan’dan desteğe gelmiş dostlarımız. Siyasetçiler köylüden, tarımdan söz açınca hep aynı cümleyi söylerler:
“Köylü milletin efendisidir.”
Ama soruyorum size: Bugün köylü gerçekten efendi mi?
Çiftçinin ürettiği buğday, mısır, domates masrafını bile karşılamazken, emeklinin cebinde çay parası yokken, hangi yüzle “efendimiz” diyorsunuz? Siz köylünün yanında değil, köylünün merasında, köylünün tarlasında gözü olanların yanında duruyorsunuz!
Halkımız çok iyi hatırlıyor. Kamuoyunda “zeytin talanı yasası” diye bilinen yasayı. Soma’da, Akhisar’da, Manisa’da asırlık zeytin ağaçları söküldü. Binlerce köylünün ekmeği, geleceği hiçe sayıldı. Daha mürekkebi kurumadan yeni düzenlemelerle köylünün malına, besicinin arazisine göz diktiniz. Adına da utanmadan “üstün kamu yararı” dediniz. Soruyorum: Neresi üstün, neresi kamu, neresi yarar?
Bugün pazara gidin. Salçalık domates 30–40 lira. Turşuluk biber 60–70 lira. Bir kilo et almak lüks hâline gelmiş. Köylünün malı, üretimi bu kadar değerliyken siz stratejik olanı ürün değil, özel sektörün jeotermali ilan ediyorsunuz!
Uruguay’dan Angus, Sırbistan’dan et getiriyorsunuz. Aracıları zengin ediyorsunuz. Ama köylünün maliyetini artırıyor, merasını elinden alıyor, üretimden soğutuyorsunuz. Soruyorum size: Kime hizmet ediyorsunuz?
Boztepe’nin, Türkmen’in, Kılıçköy’ün, Akçeşme’nın, Hamzaderesi’nin tarlaları suya kavuşunca mı jeotermal aklınıza geldi? Yoksa siz baştan beri köylünün, besicinin malını “üstün kamu yararı” diyerek özel şirketlere aktarmaya mı geldiniz? Biz çok iyi biliyoruz: Kamu yararı diye dayattığınız şey aslında şirketlerin çıkarıdır.
Unutmayın, pirinci, ekmeği, sebzeyi, meyveyi, ayçiçek yağını ucuza bulmak isteyen, önce çiftçinin yanında durmak zorundadır. Besiciyi korumadan, merayı savunmadan sofrada ucuz gıda olmaz! Bugün çiftçiyi, besiciyi yalnız bırakan yarın pazarda bir kilo domatesi, bir litre yağı, bir ekmeği bulamayacak!
Bu toprakların anlamını hatırlayalım. Sakarya Savaşı’nda ordumuz geri çekildiğinde, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti?
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.”
Bugün de o günün ruhunu kuşanıyoruz. Çünkü mesele yalnızca bir mera değil, yalnızca bir ova değil. Mesele vatan toprağıdır.
Toprağı, merayı, ovayı savunmak demek, geleceğimizi savunmak demektir.
Atalarımız kanlarıyla bu toprakları bize emanet etti. Biz de çocuklarımıza, torunlarımıza sahip çıkılmış, korunmuş bir vatan bırakmak zorundayız.
Haydi, köylümüzün, besicimizin yanında dimdik duralım!
Haydi, bu toprakların gerçek sahipleri olduğumuzu herkese gösterelim!
Haydi, “üstün kamu yararı” maskesiyle vatan toprağını şirketlere peşkeş çekenlere karşı sesimizi yükseltelim!
Çünkü biz biliyoruz ki:
Toprağı savunmak vatanı savunmaktır.
Merasını korumak geleceğini korumaktır.
Ve bu mücadele, sadece köylünün değil, bütün milletin mücadelesidir!”
Özdağlı’nın ardından, konuşan Avukat Yılmaz Tuna’da gelişen bu süreçle ilgili şu açıklamayı yaptı.
“1 Ağustos tarihinde Boztepe Köyü'nde sondaj, Jeotermal Kaynak Arama Amaçlı Sondaj Çalışması'na ÇED Olumlu raporu verilmiştir. Öncelikle konumuz ÇED olduğu için bu sene ülkemizi kavuran, felaket haline gelen orman yangınları için hepimize geçmiş olsun diliyorum öncelikle. Konumuz yine çevre. En çok siz basın mensuplarının haberini yaptınız. Yine başka bir sorun Keşan'da ve köylerinde bu sene su sorunu. Bu kadar çevre sorunu varken şu an Boztepe köyü de çevresel bir sorunla karşı karşıya gelmiştir. Bu karara ilişkin, ÇED olumlu kararına ilişkin bugün İdare Mahkemesi'nde yürütmenin durdurulması taleple iptal davası açıyoruz. Öncelikle dava dilekçesinde esasen bu husuyla tüm sebeplerimizi belirttik. Şurada kısaca şunları söylemek lazım. ÇED olumlu kararı tamamen usule aykırı bir karardır. Çünkü halk toplantılarının çevre ÇED yönetmeliğine göre halk toplantılarının yapılması 9. madde uyarınca zorunludur. Tahminimce, kanaatimce Edirne Valiliği Çevre İl İklim Değişikliği Müdürlüğü tarafından ÇED yönetmeliğinde ek ikiden yola çıkarak bu kararı verdiklerini belirtecekler.
Verilmesi gereken karar ÇED gerekli değildir, ÇED gereklidir kararı olmalı. Eğer ÇED olumludur kararı veriyorsa buna ilişkin halk toplantılarının yapılması zaruridir. Böyle bir halk toplantısı yapılmamıştır. Onun haricinde esasa girdiğimizde proje tanıtım dosyasını incelediğimizde biz buna nasıl ÇED olumlu
kararı verildiğine dair şaşırmış vaziyetteyiz. Çünkü köyün su kaynaklarını. Yine proje tanıtım dosyasına göre belli sürelerde bu iş, bu proje yerine getirilecek. Yürütmenin durdurulması kararı almadığımız takdirde telafisi mümkün olmayan sonuçlara gidecek bu süreç. Dolayısıyla İdare Mahkemesi’nden öncelikle yürütmeyi durdurulma kararı verilmesini, sonrasında da ÇED olumlu kararının iptalini talep edeceğiz. Öncelikle Boztepe'ye, sonrasında Boztepe köyüne destek olan diğer komşu köylerine hepsine teşekkür ediyoruz. Hepimiz için olumlu sonuçlar almaya amaçlıyoruz.”
Tuna “ÇED olumlu kararı tamamen usule aykırı bir karardır. Bu karar verilebilmesi için halk toplantısı yapılması gerekiyor”
ERDOĞAN DEMİR
Keşan’da Boztepe, Türkmen, Kılıçköy ve Akçeşme köylüleri, jeotermal projesine verilen “ÇED gerekli değildir” kararının iptali için dün Keşan Adliyesi önünde toplanarak dava açacaklarını duyurdu.
Keşan’a bağlı, Boztepe, Türkmen, Kılıçköy ve Akçeşme köylerinden vatandaşlar, bölgelerinde yapılması planlanan jeotermal enerji projesine karşı harekete geçti.
ÇED KARARINA İTİRAZ
Köylüler, söz konusu proje için verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı dava açma kararı aldı. Dün saat 11.00’de Keşan Adliyesi önünde bir araya gelen köy muhtarlaerı ve vatandaşlar, yürütmenin durdurulması ve kararın iptali talebiyle dava dosyalarını teslim etti.
Basın açıklamasını yapan Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, açıklamasında şunları söyledi.
“Sayın yurttaşlar, Boztepeliler, Türkmen, Akçeşme,kılıç köylüler. Keşan’dan desteğe gelmiş dostlarımız. Siyasetçiler köylüden, tarımdan söz açınca hep aynı cümleyi söylerler:
“Köylü milletin efendisidir.”
Ama soruyorum size: Bugün köylü gerçekten efendi mi?
Çiftçinin ürettiği buğday, mısır, domates masrafını bile karşılamazken, emeklinin cebinde çay parası yokken, hangi yüzle “efendimiz” diyorsunuz? Siz köylünün yanında değil, köylünün merasında, köylünün tarlasında gözü olanların yanında duruyorsunuz!
Halkımız çok iyi hatırlıyor. Kamuoyunda “zeytin talanı yasası” diye bilinen yasayı. Soma’da, Akhisar’da, Manisa’da asırlık zeytin ağaçları söküldü. Binlerce köylünün ekmeği, geleceği hiçe sayıldı. Daha mürekkebi kurumadan yeni düzenlemelerle köylünün malına, besicinin arazisine göz diktiniz. Adına da utanmadan “üstün kamu yararı” dediniz. Soruyorum: Neresi üstün, neresi kamu, neresi yarar?
Bugün pazara gidin. Salçalık domates 30–40 lira. Turşuluk biber 60–70 lira. Bir kilo et almak lüks hâline gelmiş. Köylünün malı, üretimi bu kadar değerliyken siz stratejik olanı ürün değil, özel sektörün jeotermali ilan ediyorsunuz!
Uruguay’dan Angus, Sırbistan’dan et getiriyorsunuz. Aracıları zengin ediyorsunuz. Ama köylünün maliyetini artırıyor, merasını elinden alıyor, üretimden soğutuyorsunuz. Soruyorum size: Kime hizmet ediyorsunuz?
Boztepe’nin, Türkmen’in, Kılıçköy’ün, Akçeşme’nın, Hamzaderesi’nin tarlaları suya kavuşunca mı jeotermal aklınıza geldi? Yoksa siz baştan beri köylünün, besicinin malını “üstün kamu yararı” diyerek özel şirketlere aktarmaya mı geldiniz? Biz çok iyi biliyoruz: Kamu yararı diye dayattığınız şey aslında şirketlerin çıkarıdır.
Unutmayın, pirinci, ekmeği, sebzeyi, meyveyi, ayçiçek yağını ucuza bulmak isteyen, önce çiftçinin yanında durmak zorundadır. Besiciyi korumadan, merayı savunmadan sofrada ucuz gıda olmaz! Bugün çiftçiyi, besiciyi yalnız bırakan yarın pazarda bir kilo domatesi, bir litre yağı, bir ekmeği bulamayacak!
Bu toprakların anlamını hatırlayalım. Sakarya Savaşı’nda ordumuz geri çekildiğinde, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti?
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.”
Bugün de o günün ruhunu kuşanıyoruz. Çünkü mesele yalnızca bir mera değil, yalnızca bir ova değil. Mesele vatan toprağıdır.
Toprağı, merayı, ovayı savunmak demek, geleceğimizi savunmak demektir.
Atalarımız kanlarıyla bu toprakları bize emanet etti. Biz de çocuklarımıza, torunlarımıza sahip çıkılmış, korunmuş bir vatan bırakmak zorundayız.
Haydi, köylümüzün, besicimizin yanında dimdik duralım!
Haydi, bu toprakların gerçek sahipleri olduğumuzu herkese gösterelim!
Haydi, “üstün kamu yararı” maskesiyle vatan toprağını şirketlere peşkeş çekenlere karşı sesimizi yükseltelim!
Çünkü biz biliyoruz ki:
Toprağı savunmak vatanı savunmaktır.
Merasını korumak geleceğini korumaktır.
Ve bu mücadele, sadece köylünün değil, bütün milletin mücadelesidir!”
Özdağlı’nın ardından, konuşan Avukat Yılmaz Tuna’da gelişen bu süreçle ilgili şu açıklamayı yaptı.
“1 Ağustos tarihinde Boztepe Köyü'nde sondaj, Jeotermal Kaynak Arama Amaçlı Sondaj Çalışması'na ÇED Olumlu raporu verilmiştir. Öncelikle konumuz ÇED olduğu için bu sene ülkemizi kavuran, felaket haline gelen orman yangınları için hepimize geçmiş olsun diliyorum öncelikle. Konumuz yine çevre. En çok siz basın mensuplarının haberini yaptınız. Yine başka bir sorun Keşan'da ve köylerinde bu sene su sorunu. Bu kadar çevre sorunu varken şu an Boztepe köyü de çevresel bir sorunla karşı karşıya gelmiştir. Bu karara ilişkin, ÇED olumlu kararına ilişkin bugün İdare Mahkemesi'nde yürütmenin durdurulması taleple iptal davası açıyoruz. Öncelikle dava dilekçesinde esasen bu husuyla tüm sebeplerimizi belirttik. Şurada kısaca şunları söylemek lazım. ÇED olumlu kararı tamamen usule aykırı bir karardır. Çünkü halk toplantılarının çevre ÇED yönetmeliğine göre halk toplantılarının yapılması 9. madde uyarınca zorunludur. Tahminimce, kanaatimce Edirne Valiliği Çevre İl İklim Değişikliği Müdürlüğü tarafından ÇED yönetmeliğinde ek ikiden yola çıkarak bu kararı verdiklerini belirtecekler.
Verilmesi gereken karar ÇED gerekli değildir, ÇED gereklidir kararı olmalı. Eğer ÇED olumludur kararı veriyorsa buna ilişkin halk toplantılarının yapılması zaruridir. Böyle bir halk toplantısı yapılmamıştır. Onun haricinde esasa girdiğimizde proje tanıtım dosyasını incelediğimizde biz buna nasıl ÇED olumlu
kararı verildiğine dair şaşırmış vaziyetteyiz. Çünkü köyün su kaynaklarını. Yine proje tanıtım dosyasına göre belli sürelerde bu iş, bu proje yerine getirilecek. Yürütmenin durdurulması kararı almadığımız takdirde telafisi mümkün olmayan sonuçlara gidecek bu süreç. Dolayısıyla İdare Mahkemesi’nden öncelikle yürütmeyi durdurulma kararı verilmesini, sonrasında da ÇED olumlu kararının iptalini talep edeceğiz. Öncelikle Boztepe'ye, sonrasında Boztepe köyüne destek olan diğer komşu köylerine hepsine teşekkür ediyoruz. Hepimiz için olumlu sonuçlar almaya amaçlıyoruz.”