A
Admin
Yönetici
Yönetici
Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde halı ticareti yapan bir firmada çalışan 53 yaşındaki Sabir İsmeti, tam 41 yıldır eski halı ve kilimlerin tamiratıyla uğraşıyor. Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen tarihi halıları orijinaline sadık kalarak onaran İsmeti, işine gösterdiği özenle “halı doktoru” unvanını fazlasıyla hak ediyor. İlmek İlmek Sabır, Renk Renk Ustalık Motifleri, desenleri, kök boyaları ve dokuma teknikleriyle Türk kültürünün taşıyıcısı olan halılar zamanla yıpransa da, İsmeti'nin ellerinde adeta yeniden doğuyor. Özellikle Yörük kadınlarının el emeğiyle oluşturduğu dokumalarda, renk uyumunu sağlamak en zorlu aşamalardan biri. Sabir İsmeti, “Bazen bir halının tamiratı bir yıl sürüyor. Her ilmekte emek var, her desen bir hayat öyküsü gibi,” diyerek işine duyduğu saygıyı dile getiriyor. Tebriz’den Türkiye’ye Uzanan Bir Ustalık Hikayesi Aslen Tebrizli bir Türk olan İsmeti, bu sanatı babasından öğrenmiş. Bugün ailesi İran’ın başkenti Tahran’da yaşayan usta, mesleği gereği sık sık yurt dışında da halı onarımı yapıyor. İran ve Türk düğüm tekniklerine hâkim olduğunu belirten İsmeti, “Halının yalnızca dokuması değil, ruhu da korunmalı,” diyor. Usta Eller, Kültürel Mirası Koruyor 150-200 yıllık antika halıları sabırla onaran İsmeti, halıları adeta ameliyat eder gibi tamir ediyor. Kimi zaman sadece bir rengi yakalayabilmek için günlerce uğraştığını anlatıyor. Onun için her halı, geçmişin bir parçası, kültürel bir miras. Gözleri Ailesinde, Kalbi Halılarda İşine olan tutkusu kadar ailesine duyduğu özlem de dikkat çekici. İsmeti, “İsrail’in saldırıları başladığında buradaydım. Ailemden uzak olmak çok zor. Günlük konuşuyoruz ama içim rahat değil. En kısa sürede yanlarına dönmek istiyorum,” diyerek hem mesleki hem de kişisel mücadelesini paylaşıyor.