A
Admin
Yönetici
Yönetici
İrem Buse KIRKKAYALI - EGE TELFGRAF/ Yaz boyunca sahillerde tatilcilerin kalabalığı, köylerde tarımın dinginliği vardır. Ama Eylül geldiğinde Ege kıyıları bir başka güzel olur. Denizin suyu yılın en sıcak seviyesindedir; gündüzleri serinletir, akşamüstleri ise insanı yeniden çağırır. Aynı zamanda bağlarda hummalı bir hazırlık başlar. Üzümler olgunlaşır, bağbozumu şenlikleriyle köyler canlanır. Deniz tatili ile kültürel bir etkinlik, aynı günün içinde birbirine karışır.
İzmir’in Urla ve Karaburun yarımadaları, hem denizi hem de üzüm bağlarıyla öne çıkar. Gündüz Demircili ve Altınköy koylarında masmavi denizde yüzüp akşamüstü Urla Bağ Yolu’na adım atabilirsiniz. Burada butik şarap üreticileri, üzüm toplama etkinlikleri, tadımlar ve bağ yürüyüşleriyle misafirlerini karşılar. Karaburun’un küçük köylerinde ise sofralar kurulur, yerel müzikler eşliğinde bağbozumu bir şenliğe dönüşür.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesi, yaz boyunca Ege’nin en kalabalık tatil beldelerinden biridir. Ancak Eylül ayında deniz dinginleşir, plajlarda sakinlik başlar. Cunda Adası’nda Patriça koyunda denizden çıktıktan sonra bağbozumu için köylerin yolunu tutabilirsiniz. Burada hem zeytinin gölgesinde hem de üzüm bağlarının arasında yürüyüş yapabilir, yöre halkıyla birlikte üzüm toplayabilirsiniz. Gün batımında Şeytan Sofrası’ndan görülen manzara, hem denizi hem de bağları tek karede buluşturur.
İzmir kıyılarıda denize girip, sadece bir saatlik yolculukla Manisa’nın üzüm bağlarına ulaşmak mümkündür. Özellikle Alaşehir ve Salihli’de üzüm bağbozumu zamanı bir festival havasında geçer. Sultaniye üzümleri sepetlere dolar, sokaklarda şıra kazanları kaynar, çocuklar üzüm ezme geleneğine katılır. Bu atmosferi deneyimleyen tatilciler için, Ege yalnızca bir deniz destinasyonu değil, aynı zamanda Anadolu’nun en köklü tarım kültürlerinden birine açılan kapıdır.
Güney Ege’de Muğla, hem dünyaca ünlü plajları hem de gelişen bağcılık kültürüyle öne çıkar. Datça’nın Palamutbükü sahilinde denize girdikten sonra, akşamüstü Milas veya Yatağan bağlarında üzüm toplayabilirsiniz. Datça’da son yıllarda şarap üretimi artarken, bağbozumu şenlikleri de turizmin yeni cazibesi oldu. Böylece aynı gün içinde Akdeniz’in turkuaz denizinde yüzüp, akşamında bağlarda üzüm toplamanın eşsiz deneyimini yaşayabilirsiniz.
Ege köylerinde bağbozumu zamanı yalnızca üzüm toplamak değildir. Bağlarda imece usulüyle başlayan hasat, köy meydanlarında bir şenliğe dönüşür. Üzümler bazen ayaklarla ezilerek şıra yapılır, bazen fıçılara doldurularak şaraplık hale gelir. Sofralar kurulur, türküler söylenir, yöresel yemekler ikram edilir. Denizden gelen tatilciler bu şenliğe katıldığında, Ege’nin gerçek ruhunu keşfeder.
Sabahın erken saatlerinde denize girip, öğleden sonra üzüm toplayıp, akşam bağbozumu şenliğinde dans etmek… Bu yalnızca Ege’de mümkündür. Deniz ve bağ, tuz ve üzüm, yaz ve sonbahar… Hepsi bir araya geldiğinde Ege tatili, sıradan bir kaçış olmaktan çıkar ve unutulmaz bir deneyime dönüşür.
Ege, sadece güzel sahillerin ya da verimli toprakların değil, ikisini aynı anda yaşayabilmenin diyarıdır. Tatilciler için “iki sezon tek gün” kavramı, Ege’nin eşsiz armağanıdır. Denizden tuzlu çıkıp bağlarda tatlı üzüm toplamak, Ege’nin en özel ritüeli ve her yıl tekrar eden büyülü bir döngüsüdür.
BAĞ YOLUNDA DENİZİN TUZU
İzmir’in Urla ve Karaburun yarımadaları, hem denizi hem de üzüm bağlarıyla öne çıkar. Gündüz Demircili ve Altınköy koylarında masmavi denizde yüzüp akşamüstü Urla Bağ Yolu’na adım atabilirsiniz. Burada butik şarap üreticileri, üzüm toplama etkinlikleri, tadımlar ve bağ yürüyüşleriyle misafirlerini karşılar. Karaburun’un küçük köylerinde ise sofralar kurulur, yerel müzikler eşliğinde bağbozumu bir şenliğe dönüşür.
ZEYTİN AĞAÇLARIYLA ÜZÜMÜN DANSI
Balıkesir’in Ayvalık ilçesi, yaz boyunca Ege’nin en kalabalık tatil beldelerinden biridir. Ancak Eylül ayında deniz dinginleşir, plajlarda sakinlik başlar. Cunda Adası’nda Patriça koyunda denizden çıktıktan sonra bağbozumu için köylerin yolunu tutabilirsiniz. Burada hem zeytinin gölgesinde hem de üzüm bağlarının arasında yürüyüş yapabilir, yöre halkıyla birlikte üzüm toplayabilirsiniz. Gün batımında Şeytan Sofrası’ndan görülen manzara, hem denizi hem de bağları tek karede buluşturur.
İÇ İÇE GEÇEN TATLARI
İzmir kıyılarıda denize girip, sadece bir saatlik yolculukla Manisa’nın üzüm bağlarına ulaşmak mümkündür. Özellikle Alaşehir ve Salihli’de üzüm bağbozumu zamanı bir festival havasında geçer. Sultaniye üzümleri sepetlere dolar, sokaklarda şıra kazanları kaynar, çocuklar üzüm ezme geleneğine katılır. Bu atmosferi deneyimleyen tatilciler için, Ege yalnızca bir deniz destinasyonu değil, aynı zamanda Anadolu’nun en köklü tarım kültürlerinden birine açılan kapıdır.
DENİZİN TUZU, BAĞIN KOKUSU
Güney Ege’de Muğla, hem dünyaca ünlü plajları hem de gelişen bağcılık kültürüyle öne çıkar. Datça’nın Palamutbükü sahilinde denize girdikten sonra, akşamüstü Milas veya Yatağan bağlarında üzüm toplayabilirsiniz. Datça’da son yıllarda şarap üretimi artarken, bağbozumu şenlikleri de turizmin yeni cazibesi oldu. Böylece aynı gün içinde Akdeniz’in turkuaz denizinde yüzüp, akşamında bağlarda üzüm toplamanın eşsiz deneyimini yaşayabilirsiniz.
SADECE HASAT DEĞİL, BİR ŞENLİK
Ege köylerinde bağbozumu zamanı yalnızca üzüm toplamak değildir. Bağlarda imece usulüyle başlayan hasat, köy meydanlarında bir şenliğe dönüşür. Üzümler bazen ayaklarla ezilerek şıra yapılır, bazen fıçılara doldurularak şaraplık hale gelir. Sofralar kurulur, türküler söylenir, yöresel yemekler ikram edilir. Denizden gelen tatilciler bu şenliğe katıldığında, Ege’nin gerçek ruhunu keşfeder.

İKİ SEZON TEK GÜNDE YAŞANIR MI? EGE’DE EVET!
Sabahın erken saatlerinde denize girip, öğleden sonra üzüm toplayıp, akşam bağbozumu şenliğinde dans etmek… Bu yalnızca Ege’de mümkündür. Deniz ve bağ, tuz ve üzüm, yaz ve sonbahar… Hepsi bir araya geldiğinde Ege tatili, sıradan bir kaçış olmaktan çıkar ve unutulmaz bir deneyime dönüşür.
EGE’NİN HAZİNESİ
Ege, sadece güzel sahillerin ya da verimli toprakların değil, ikisini aynı anda yaşayabilmenin diyarıdır. Tatilciler için “iki sezon tek gün” kavramı, Ege’nin eşsiz armağanıdır. Denizden tuzlu çıkıp bağlarda tatlı üzüm toplamak, Ege’nin en özel ritüeli ve her yıl tekrar eden büyülü bir döngüsüdür.