Glabolist Mafya Düzeni

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
30 Mart 2025 tarihinde Trump şöyle demişti; “Anlaşmaya(nükleer) varamazlarsa bombalamalar olacak. Daha önce hiç olmadığı kadar bombalamalar olacak." Sonra devam etti; "Zenginleştirmeyecekler. Eğer zenginleştirirlerse, o zaman biz de diğer şekilde yapmak zorunda kalacağız... (İsrail’e saldırtırız Ve ben bunu diğer şekilde yapmak istemiyorum, ama başka seçeneğimiz olmayacak. Zenginleştirme olmayacak." Şu ifadelere bakar mısınız? Tam bir mafya lideri gibi konuşuyor. Ve maalesef ülkemizde bazı yorumcular da Trump gibi düşündüklerini ifade ettiler. Onlara göre İran nükleer güç sahibi olamazmış. Peki, kim belirliyor, kim karar veriyor bunu? Ne yani, istediğiniz ülkeler uranyum zenginleştirecek, hatta İsrail’in atom bombaları olacak ama diğerleri de bundan mahrum bırakılacak? Madem öyle, uluslararası anlaşmaları kaldırın gitsin. Bakınız, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT), İran dâhil tüm taraflara, nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla geliştirme, araştırma, üretme ve kullanma konusunda açıkça haklar veriyor. Ve bu hak, uranyum zenginleştirmeyi de içeriyor. Trump da bal gibi bu anlaşmanın içeriğini biliyor. Ve bu anlaşmaya rağmen sadece İran’a yaptırım uygulamak istiyor. Oysa bu antlaşma, uluslararası hukuk tarafından yönetilen egemen devletler arasındaki resmi, yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmadır. Bu bakımdan Trump, uluslararası antlaşmaya ve belirlenen hukuki çerçeveye göre İran’ın uranyum zenginleştirmeyi durdurmasını talep edecek herhangi yasal bir yetkisi yoktur. İran bağımsız bir devlettir ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın (NPT) imzacısıdır. Bu anlaşmanın IV. Maddesi uyarınca İran, III. Madde ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile Kapsamlı Koruma Anlaşması (CSA) kapsamındaki yükümlülüklerine uyduğu sürece, uranyum zenginleştirme dahil olmak üzere barışçıl amaçlarla nükleer enerji geliştirme hakkına sahiptir. Buna rağmen geçen gün İsrail üzerinden İran’ı durdurmaya çalıştı. İsrail, İran’a saldırı düzenleyerek komutanlarını öldürdü. İran da çok sert bir karşılık verdi. İsrail Cumhurbaşkanı utanmadan, İran için, küresel bir terör imparatorluğuna liderlik eden bir rejim diyor. Bunu neden diyor? Çünkü İran, nükleer silah geliştirme çalışmalarını devam ediyormuş. Elli yıldır durmadan çocuk öldüren, hastane ve okul bombalayan bir devlet diyor bunu. Asıl terör devleti kendileridir. Hamas’ı, Hizbullah’ı ve Husileri yani direnişi örgütleyen bir İran’ı bölgede istemiyorlar. Ya bombalayacaklar ya da rejimi değiştirecekler. Bu tam anlamıyla haydutça bir yaklaşımdır. Daha açıkçası bir mafya düzenidir bu. İçimizdeki bazı gafiller İran hak etti, “dinsizin hakkından imansız gelir” diyerek İsrail saldırılarını kınamıyor. Yanı başımızda bir devleti bombalıyorlar. Tüm etrafımız kuşatılmış durumda. Günün sonunda bize saldırdıklarında ne diyeceksiniz? Bugün İran’a sahip çıkmazsak yarın bize kim sahip çıkacak? Araştırmacı yazar Mees Baaijen, tüm devrimler, savaşlar ve siyasi çalkantıların küresel mafya düzeni tarafından çıkarıldığını düşünüyor. Çoğu tarih ders kitabı Dünya Ekonomik Forumu, Bilderberg Grubu, Dış İlişkiler Konseyi, Masonlar, Skull & Bones, Rockefellerler ve Rothschild'lerden neredeyse hiç bahsetmez. Oysa İngiliz Rothschild'ler 1830'lardan itibaren Amerika Birleşik Devletleri'nin gelecekteki rolü için hazırladılar. Warburglar, Astorlar, Rothschildler ve Rockefellerlar… Kimse bunlardan bahsetmez. 300 yıldır, "Yeni Dünya Düzeni" uğruna Hristiyan (Evanjelizm) ve Yahudi (Siyonizm) ittifakının tehdidi altındayız. Ömer Lütfi Mete'nin tabiriyle bir şeytan ordusudur bu. Tanrısı şeytan olan "küresel Karunlar çetesi…" İşte bu düzene karşı savaş vermeliyiz. Yoksa hepimizi teker teker yok edecekler.
 
Geri
Üst