A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ortadoğu’da tansiyonun yeniden yükseldiği bu dönemde, eski Dışişleri Bakanı Kutlay Erk, İran-İsrail gerilimi ve Güney Kıbrıs’ın bölgedeki stratejik rolü üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Ada TV’ye konuşan Erk, emperyalist ülkeler ile onların arkasındaki küresel enerji şirketlerinin kamuoyuna sundukları gerekçelerle gerçek amaçları arasında büyük farklar olduğunu söyledi. İran’a yönelik baskıların nükleer program bahanesiyle meşrulaştırıldığını savunan Erk, “Batı’nın derdi İran’ın yer altı kaynakları. İran radikal olduğu için hedef alınıyor deniyor ama Suudi Arabistan ne oluyor? Çifte standart açık” ifadelerini kullandı. “Irak’ta kendi istedikleri rejimi kurdular, şimdi benzer bir senaryo İran için hazırlanıyor. Ancak bu planlar dünyaya farklı anlatılıyor. Emperyal şirketler, çıkarları doğrultusunda emperyal devletleri yönlendiriyor,” dedi. “KIBRIS HİLALİN YILDIZI, GÜNEY İSRAİL’İN KAÇIŞ KORİDORU” Erk, Güney Kıbrıs’ın son yıllarda İsrail ile derinleşen ilişkilerine de dikkat çekti. Arap milliyetçiliği perspektifinden yola çıkarak, “Kıbrıs hilalin yıldızı olarak görülür. İsrail ise bu hilalin içinde sıkışmış bir yapıydı, Kıbrıs onlar için çıkış noktası haline geldi,” dedi. One Minute krizine kadar Türkiye ile İsrail arasında güçlü ilişkiler olduğunu hatırlatan Erk, bu kırılmanın ardından İsrail’in yönünü Kıbrıs Rum yönetimine çevirdiğini belirtti. “Türk tarafı artık işlevsiz görüldü, Rumlarla yakınlık arttı. Bu durumun sonuçlarını Rumlar da bugün daha net hissediyor,” diye konuştu. “GÜNEY KIBRIS’IN STRATEJİSİ TÜM ADAYI RİSKE ATIYOR” Erk’e göre, Güney Kıbrıs’ın İsrail’le kurduğu stratejik ortaklık yalnızca adanın güneyini değil, tamamını tehdit eder hale geldi. “Bu siyaset, adanın bütün güvenliğini zedeliyor. Türkiye doğal olarak önlem almak zorunda kalıyor. Güney ise Türkiye’ye karşı Fransa ve İsrail gibi aktörlerle iş birliği arayışına giriyor,” dedi. “TÜRKİYE-İSRAİL SAVAŞI GERÇEKÇİ DEĞİL” Erk, olası bir Türkiye-İsrail çatışmasının emperyal güçlerin çıkarına olmayacağını söyledi. “Bu devletler Türkiye ile İsrail’in doğrudan çatışmasını istemez. Türkiye’nin tarihsel direniş geleneği var; Kuvayı Milliye ve Vietnam örneklerinde olduğu gibi, direniş varsa sonuç alınamaz. Teknolojik üstünlük halkı teslim almaya yetmez,” ifadelerini kullandı.