Erdoğan-Trump Diyalogları üzerinden algı oyunu

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Muhalefetin algı çabası dış politikada devlet aklını gölgeliyor Türkiye, Ortadoğu'da tırmanan gerilimler ve küresel güvenlik tehditleriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde, içerideki siyasi tartışmalarla sarsılıyor. Muhalefet partilerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı geçmişe dayalı görüşmeleri yeniden gündeme taşıması, kamuoyunda hem şaşkınlık hem de tepki uyandırıyor. Bu söylemlerin diplomatik gerçeklikten uzak, iç siyaseti dizayn etmeye yönelik olduğu düşünülüyor. Dış politikada gerçekçilikten uzak değerlendirmeler Erdoğan ve Trump arasında gerçekleştirilen temaslar, iki ülke ilişkilerinde kritik eşiklerin aşıldığı ve diplomatik köprülerin kurulduğu süreçlerdi. Dönemin şartları değerlendirildiğinde, bu temaslar Türkiye’nin çıkarlarını önceleyen, pragmatik ve çözüm odaklı adımlar içeriyordu. Ancak muhalefet, bu diyaloğu hedef alarak Erdoğan’ın dış politika vizyonunu sorgulamaya kalkıyor. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası arenadaki kararlılığını gölgeleme riskini beraberinde getiriyor. Ortadoğu’daki kriz Türkiye’yi doğrudan etkiliyor İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının yarattığı insani kriz ve güvenlik tehditleri tüm dünyayı etkilediği gibi, Türkiye’yi de derinden ilgilendiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte yalnızca bölgesel barış için değil, sivillerin korunması adına da defalarca güçlü çağrılar yaptı. Başkan Trump ile yapılan telefon görüşmelerinde insani duyarlılıklar, ateşkes ve çözüm önerileri her zaman öncelikli başlıklar arasında yer aldı. Bu görüşmelerin bugün geriye dönük bir siyasi malzeme olarak kullanılmaya çalışılması, hem ahlaki açıdan hem de diplomatik dengeler bakımından sakıncalı görülüyor. Devlet ciddiyetini gözetmeden yapılan yorumlar, Türkiye'nin tutarlı dış politika çizgisine zarar verebilir. Diplomasinin kıymeti ideolojik tartışmalarla aşındırılmamalı Uluslararası ilişkilerde süreklilik ve stratejik denge önemlidir. Erdoğan-Trump diyaloğu bu çerçevede değerlendirildiğinde, Türkiye’nin diplomatik reflekslerini ve bölgesel liderliğini yansıtan örnekler arasında yer alıyor. Ancak muhalefetin bu gerçekliği göz ardı ederek meseleyi iç politika hesaplarına indirmesi, dış ilişkilerde ihtiyaç duyulan milli duruşa zarar veriyor. Bugün Türkiye’nin bölgede barışı önceleyen, insan haklarını gözeten bir yaklaşımı vardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu politika, uluslararası kamuoyu tarafından da dikkatle izlenmektedir. Bu durumu bozmaya yönelik her girişim, Türkiye’nin diplomatik itibarını tehlikeye atar. Milli birlik çağrısı ve sağduyulu yaklaşım gerekliliği Türkiye’nin karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları ve bölgesel tehditler göz önüne alındığında, iç politikada ayrışmak yerine birleşmek esastır. Muhalefetin, Erdoğan-Trump görüşmeleri üzerinden gündemi değiştirme çabası, dikkatleri gerçek sorunlardan uzaklaştırmaktadır. Bu tarz söylemler, kamuoyunun dış politika konularındaki algısını bulandırmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin yurtdışındaki konumunu da zedeleme tehlikesi taşıyor. Bugün toplumun tüm kesimlerinin, iç siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp milli konularda ortak paydada buluşması hayati önem taşıyor. Türkiye’nin güçlü ve bağımsız dış politikası, ancak içerdeki sağlam duruşla mümkün olabilir. Bu bağlamda, dış politika üzerinden yürütülen ideolojik polemiklerin terk edilmesi, ülke çıkarları için elzemdir.
 
Geri
Üst