A
Admin
Yönetici
Yönetici
Sakarya’nın kalbi Adapazarı’nda, bir zamanlar kültürün, sanatın ve toplumu bir araya getiren etkinliklerin merkezi olan AFA Kültür Merkezi, 2016 yılında yıkıldığından beri adeta bir yara gibi kanamaya devam ediyor. Dokuz yıl önce, “daha iyisi yapılacak” vaadiyle yerle bir edilen bu yapı, ne yazık ki yerine yenisini göremedi. Sakaryalıların anılarıyla dolu bu merkezin yerinde, bugün sadece boşluk ve hayal kırıklığı var. Bir gazeteci olarak, bu konuyu yıllardır gündeme getiriyorum; çünkü AFA’nın yokluğu, sadece bir binanın kaybı değil, aynı zamanda bir kentin ruhunun, kimliğinin zedelenmesidir. AFA Kültür Merkezi, Sakarya’nın kültür-sanat hayatında bir mihenk taşıydı. Tiyatro oyunlarından konserlere, sergilerden söyleşilere kadar geniş bir yelpazede etkinliklere ev sahipliği yaparak, Adapazarı’nın sosyal dokusunu zenginleştiriyordu. Çocukların ilk tiyatro deneyimini yaşadığı, gençlerin sanatla buluştuğu, ailelerin bir araya gelerek güzel anılar biriktirdiği bir mekândı burası. Ancak 2016’da başlayan yıkım süreci, “modern bir kültür merkezi” müjdesiyle sunulsa da, aradan geçen dokuz yılda bu sözler havada kaldı. Sakaryalılar, “yeni AFA”nın temelinin atılmasını beklerken, projenin sürekli ertelenmesi ve kaynak eksikliği gerekçeleriyle karşılaşmaktan yoruldu. Sakarya, tarımıyla, sanayisiyle, doğal güzellikleriyle güçlü bir şehir. Ancak bir kentin gücü, sadece ekonomik verilerle ölçülmez; kültürel mirası, sanatı ve toplumu birleştiren alanlarıyla da şekillenir. AFA’nın yerinde yeller esmesi, bu birleştirici ruhun eksikliğini her geçen gün daha fazla hissettiriyor. Dokuz yıl, bir kültür merkezinin yeniden inşa edilmesi için fazlasıyla uzun bir süre. Çok çok daha büyük boyutlu bir kültür merkezi olan İstanbul Taksim’deki AKM bu süreçte yıkıldı ve çok kısa sürede yeniden hizmete açıldı. Yıllardır da çok güzel etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Sakarya’da AFA’nın yıkılmasıyla ortaya çıkan büyük salon ihtiyacını her seferinde yaşıyoruz. Bu salon sadece kültürel etkinliklere değil, başka büyük organizasyonlara da ev sahipliği yapıyordu. Daha yeni Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Depozito Yönetimiyle ilgili Orhan Gazı Kültür Merkezi’ndeki izdiham büyük salon ihtiyacını ortaya koydu. Şehirde büyük kapasiteli tek salon SAÜ’nün kongre merkezi. Yeni şehir kütüphanesinde yapılacağı söylenen salon için de önce bin kişilik bir kapasite söylenmişti. Sonra 750’ye düşürülmüş. Bu salon AFA’nın karşılığı değil. Deprem sonrası inşa edilen AKM yenilenerek yeniden Büyükşehir’in kontrolünde hizmete sunulacak. AKM’de bir AFA değil. Bunu hepimiz biliyoruz. Elimizde sadece anıları ve “bir gün yapılacak” umudu kalan AFA Kültür Merkezi, sadece bir bina değil, aynı zamanda şehrin kültürel geleceğine yapılan bir yatırım olacak. Orada tüm kültürel ve sanatsal faaliyetler gerçekleştirilebilecek. Gençlerimiz Cadde54 ve Mavi Durak kafeteryalarında değil buralarda zaman geçirecek. Sakaryalılar olarak bizler, bu umudun somut adımlara dönüşmesini istiyoruz. Sakarya’nın yöneticilerine, siyasetçilerine sesleniyorum: Gelin, bu şehre hak ettiği kültür merkezini geri kazandıralım. AFA’yı yeniden inşa etmek, sadece bir binayı ayağa kaldırmak değil, Sakarya’nın ruhunu yeniden canlandırmak demek. Dokuz yıllık bu sessiz çığlık, artık bir umut melodisine dönüşsün. Bu şehir, kültürüyle, sanatıyla, insanlarıyla çok daha iyisini hak ediyor. AFA Kültür Merkezi’nin yeniden doğuşu, bu hak edişin sadece bir adımı olacak. Vali Rahmi Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Adalet ve Kalkınma Partisi Ali İhsan Yavuz ve milletvekilleri arasında güzel bir uyum var. Bu uyumla ben AFA’nın yeniden ayağa kalkacağına inanıyorum. Not: AFA, kültür merkezinin inşa edildiği arsayı bağışlayan Abasıyanık ailesinin büyüğü olan Ahmet Faik Abasıyanık’ın adının kısaltmasıdır. Abasınayık ailesi de kültür merkezi için şartlı bağışladıkları arazinin şarta uygun olarak kullanılmasını bekliyor.