A
Admin
Yönetici
Yönetici
Nihat AK/EGE TELGRAF- Üç gıda ürününden birinin mevzuata aykırı olduğu iddialarına rağmen, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın pestisit denetim sonuçlarını açıklamaması büyük tepki çekti. Bakanlık, mahkemeye sunduğu bir savunmada sonuçların kamuoyuyla paylaşılmasının faydasız olduğunu ve iç-dış ticarete zarar verebileceğini öne sürdüğünün belirtilmesi kafaları kurcaladı. Şeffaflık eksikliği, gıda güvenliği ve denetimi konusunda ciddi endişelere yol açtı. ‘ZEHİR SOFRADA OLMAMALI’ Sofraları zehirleyecek hiçbir gıdaya müsaade edilmemesi gerektiğini belirten İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen, “Tarımsal topraklarımız zamanla değişti; tıpkı siyasetçiler gibi. Bugün soframıza gelen meyve ve sebzelerin büyük kısmı, endüstriyel tarımın ürünü. Bu üretim sürecinde pestisit adı verilen kimyasallar devreye giriyor. Pestisitler, zararlı böcekler, hastalıklar ve yabancı otlara karşı bitkileri korumak için kullanılıyor. Aslında, bu maddelerin çoğu özünde birer zehirdir. Tıpkı doktorların verdiği ilaçlar gibi... Doğru zamanda, doğru dozda kullanıldığında insani ilaçlar da zirai ilaçlarda faydalıdır; bizi de meyve ve sebzeleri de hastalıktan korur. Ancak zirai ilaçlar yanlış ellerde, kar ve çıkar uğruna bilinçsizce kullanıldığında, zehir olarak soframıza girer. Bu da sadece maddiyatımızı değil, sağılığımızı da gıda güvenliğimizi de tehdit eder” dedi. ŞEFFAF DENETİM ŞART Halk sağlığı açısından pestisit denetim sonuçlarının açıklanması gerektiğini belirten Başkan Erişen, “Biz, meyve sebze halinden aldığımız ürünü tezgahımıza taşıyan, halkımıza uygun fiyatla sunan küçük pazarcı esnafız. Taze, sağlıklı ve hijyenik ürünler seçmeye özen gösteririz. Çünkü sattığımız meyveyi sebzeyi bir anne yer, o da süt olur bebeğine geçer. Kronik hastalığı olan yurttaşlarımız, yaşlılarımız bizim ürünlerimizle beslenir. Biz de kendi çocuklarımızla o sofraya otururuz. Bu yüzden, soframızda yemeyeceğimiz hiçbir ürünü tezgahımıza koymayız. Ancak bir meyvede zararlı düzeyde zirai ilaç kalıntısı olup olmadığını biz dokunarak, koklayarak anlayamayız. Bu noktada görev kamu kurumlarındadır. İzmir tarım il ve ilçe müdürlükleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri, halk sağlığını korumakla sorumlu kurumlardır. Bizden ve vatandaşlarımızdan alınan vergilerle ayakta duran bu kurumlar, tarladan sofraya kadar gıda güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Denetim ve izleme çalışmalarının sonuçları sadece raflarda kalmamalı; bizlerle de paylaşılmalı ki, bilinçli tercih yapabilelim. Böylece hem biz hem halkımız güven içinde alışveriş yapar, sofralarımıza zehir değil, sağlık taşırız” diye konuştu. ‘GREENPEACE UYARIYOR’ Greenpeace’in çağırılarına rağmen pestisit denetim sonuçlarının açıklanmamasının doğru bir yaklaşım olmadığını savunan Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ömer Ulaş Kırım, “Yapılan bazı çalışmalar Türkiye’deki taze meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntılarının ciddi boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Beş zincir market ve çeşitli semt pazarlarından alınan 14 farklı ürün türüne ait 155 örnek, uluslararası akredite bir laboratuvarda incelendi. Analizlerde her üç üründen birinde mevzuata aykırılık tespit edildi. Örneklerin yüzde 61’inde birden fazla pestisit, yüzde 43’ünde ise PFAS içerikli pestisit kalıntısı bulundu. Yüzde 31,6’sında ise hormonal sistem bozucu, nörolojik gelişimi etkileyici ve kanserojen pestisitler saptandı. 155 örneğin yüzde 33’ü (51 ürün), Türk Gıda Kodeksi’ne uygun çıkmadı ve 50’sinde ruhsatsız pestisit kullanımı belirlendi. Bu sonuçlar, pestisit denetim sisteminin yetersizliğini gözler önüne seriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan bu denetimlerde, tüketici sağlığı ciddi risk altına giriyor. Greenpeace Türkiye, 10 Aralık 2024’te Bakanlığa 2022–2025 Kalıntı Eylem Planı ve 2022–2024 arasında yapılan 246.946 denetimin sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması çağrısı yaptı. Bakanlık yasal sürede yanıt vermezken, Greenpeace dava açtı. Dava sürecinde Bakanlık, analizlerin ülke geneli için temsili olmadığını ve kamuya açıklanmasının ticari zarar doğurabileceğini öne sürdü. Ancak hâlen analiz sonuçları ve eylem planı kamuoyuyla paylaşılmadı” şeklinde konuştu. ‘KAMU YARARI ŞEFFAFLIKTAN’ Tarım ve Orman Bakanlığı’nın pestisit analiz sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmamasının sorunun ciddi boyutlara ulaştığı şüphesini artırdığını belirten Başkan Kırım, “Bakanlığın analizleri gizli tutmak için öne sürdüğü gerekçeler ise tutarsız ve inandırıcılıktan uzaktır. Sonuçların “kişisel veri” ya da “ticari sır” olduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Aynı yöntemlerle elde edilen taklit-tağşiş listeleri düzenli olarak açıklanırken, pestisit verilerinin gizlenmesi çifte standart oluşturmakta ve bakanlığın güvenilirliğini zedelemektedir. Bakanlık, verilerin yanlış yorumlanmasından endişe ettiğini belirtmektedir. Ancak bu endişe, halktan bilgi saklamanın gerekçesi olamaz. Aksine, kamuoyunu yanlış algılardan korumanın en etkili yolu verileri şeffaf biçimde paylaşmaktır. Avrupa Birliği, Almanya, İsveç, Birleşik Krallık gibi ülkeler pestisit analiz sonuçlarını düzenli olarak yayımlayarak bu konuda örnek teşkil etmektedir. Türkiye’de bu verilerin gizlenmesi, hem halkın hem de üreticilerin sisteme duyduğu güveni zedelemektedir. Caydırıcı olmayan cezalar ve açıklanmayan analiz sonuçları, toplum sağlığına zarar verirken kötü niyetli üreticilerin önünü açmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı’nı analiz sonuçlarını derhal açıklamaya, usulsüzlük yapan firmalara ağır yaptırımlar uygulamaya ve şeffaflığı artırmaya davet ediyoruz. Kamu yararı, ancak halkın doğru ve eksiksiz bilgiye erişimiyle sağlanabilir” dedi.