A
Admin
Yönetici
Yönetici
Son iki haftada Eskişehir’de yaşananlar, yalnızca birkaç talihsiz olaydan ibaret değil. Peş peşe yanan belediye otobüsleri, frenleri tutmayan araçlar, can kaybıyla sonuçlanmasa da yaşattığı korku ve yarattığı tehlikeyle hafızalara kazındı. Bütün bu olaylar, Eskişehir’de toplu taşıma araçlarının bakım ve denetim süreçlerinin ne kadar yetersiz olduğunun acı bir göstergesi. İlk olay Bektaşpınar Mahallesi’nde meydana geldi. Mihalgazi’nin Alpagut Mahallesi’nden kent merkezine yolcu taşıyan K79 numaralı halk otobüsü, seyir halindeyken aniden alev aldı. Neyse ki otobüs şoförü zamanında müdahale etti ve otobüsü kenara çekerek büyük bir faciayı önledi. Yangın kontrol altına alındı, ama otobüs kullanılamaz hale geldi. Elektrik kontağından çıktığı tahmin edilen bu yangın, bize sorumluluk sahibi yöneticiler tarafından hemen cevaplanması gereken bazı soruları sorduruyor: Bu araçların elektrik tesisatları en son ne zaman kontrol edildi? Bakımsızlık, göz göre göre gelen bu yangının başlıca sebebi değil mi? Bu sorulara yanıt bulamadan, bu kez de Alpu Kavşağı yakınlarında başka bir belediye otobüsü yanmaya başladı. Olayda, körüğün patlamasıyla başlayan yangın kısa sürede otobüsü sardı. Şoför, beş yangın tüpüyle araca müdahale etmeye çalıştı ama alevler durmadı. Otobüsün boş olması büyük bir şans; çünkü bir yolcu hafif şekilde yaralanırken, olası bir can kaybı son anda önlenmiş oldu. Otobüs, bir saatlik uğraş sonucu söndürüldü ama kullanılamaz hale geldi. Araçta “eski” ibaresi haberde açıkça belirtilmiş. İşte tam da burası sorunun merkezini işaret ediyor: Bu kadar eski otobüsler neden hâlâ trafikte? Belediye yöneticileri sürekli olarak modern şehircilikten, akıllı ulaşımdan ve güvenli hizmetten söz ediyor. Ama işler sahaya indiğinde, elimizde patlayan körükler, yanan otobüsler, tutmayan frenler kalıyor. Bu söylemlerle pratikte yaşananlar arasındaki uçurum büyüdükçe, hem vatandaşın güveni zedeleniyor hem de kamu kaynakları heba oluyor. Üçüncü olayda ise Odunpazarı Belediyesi’ne ait bir midibüs, freni tutmadığı için şarampole uçtu. İçinde Otomobil Sporları Federasyonu’nun 30 görevlisi vardı. 28 kişi yaralandı, 5’inin durumu ağır. Düşünün ki, bir belediye aracı freni tutmadığı için ağaca çarparak durabiliyor. Bu nasıl bir ihmal zinciridir? Fren sistemi, bir aracın en temel güvenlik unsurudur. Eğer bu dahi düzenli kontrol edilmiyorsa, o zaman vatandaşın güvenliği nasıl sağlanacak? Belediyeler, özellikle toplu taşıma araçlarını düzenli olarak kontrolden geçirmeli. Sadece kâğıt üzerinde yapılan muayenelerle değil, sahada gerçek testlerle, teknik ekiplerle, uzmanlarla. Çünkü bu araçlar sadece demir yığını değil; her biri içerisinde onlarca can taşıyor. Bugün bir facia yaşanmadıysa, bu tamamen şans eseri. Ama bu şans sonsuza kadar bizimle olmayacak. Eğer bir an önce tedbir alınmazsa, yarın aynı satırları çok daha acı haberlerle yazmak zorunda kalabiliriz.