A
Admin
Yönetici
Yönetici
Polonya’daki Kolno Kalesi’nde yapılan kazılarda, Orta Çağ’ın mistik inançlarını yansıtan nadir bir ametist taşı bulundu. Arkeologlar bu keşfin büyü, ihanet ve kötücül güçlere karşı korunma inancını günümüze taşıdığını söylüyor. Orta Çağ’ın karanlık ve büyüyle iç içe geçmiş dünyasından kalma bir mücevher, Polonya’da gün yüzüne çıktı. Kolno Kalesi’nde yürütülen arkeolojik kazılarda bulunan, ametist taşı içeren gümüş işlemeli bu değerli parça, yalnızca estetik değil, aynı zamanda dönemin inanç sistemleri hakkında da çarpıcı ipuçları sunuyor. Soyluların Büyü ve Zehire Karşı Zırhıydı Keşfedilen ametist taşının, ihanet, aldatma, sarhoşluk, büyü ve zehirlenmeye karşı koruma sağladığına inanılan bir mücevher parçası olduğu düşünülüyor. Arkeologlar, taşın büyük olasılıkla bir broşa ait olduğunu ve bu nedenle yüksek statüye sahip bir kişiye ait olabileceğini belirtiyor. Wroclaw Üniversitesi’nden Arkeolog Lech Marek’in liderliğinde yürütülen kazılar, 2010’dan bu yana Kolno Kalesi’nin geçmişini aydınlatmayı sürdürüyor. Marek, “Bu taş, yalnızca bir süs eşyası değil. Aynı zamanda korkulara, tehditlere ve görünmeyen tehlikelere karşı bir tılsım görevi görüyordu” diyor. Güzelliğin Ardındaki İnanç Dünyası Ametistin sadece estetik bir taş olmadığını belirten uzmanlar, bu taşın aynı zamanda Orta Çağ’daki inanç sistemlerinin bir yansıması olduğunu vurguluyor. Raman spektroskopisi ile yapılan analizlerde taşın gerçek ametist olduğu kesinleştirildi. Kazılar sırasında ayrıca döneme ait kılıçlar, at takımları ve günlük yaşamı yansıtan seramik parçalar da gün yüzüne çıkarıldı. Bu bulgular, Kolno Kalesi’nin yalnızca bir askeri üs değil, aynı zamanda soyluların yaşam alanı olduğunu da gözler önüne serdi. Kalenin Hikâyesi de En Az Taş Kadar Büyüleyici 13. yüzyılda Brzeg Dükü III. Boleslaw tarafından inşa ettirilen Kolno Kalesi, dönemin siyasi ve askeri olaylarına da tanıklık etmiş bir yapı. 1442 yılında Silezya iç savaşları sırasında büyük ölçüde tahrip olan kale, ilerleyen dönemlerde varlıklı şövalyelerin kontrolüne geçmişti. Bugün ise bu tarihi yapının kalıntıları arasında bulunan bir taş, yüzlerce yıl öncesinin korkularını, inançlarını ve yaşam biçimini bugüne taşıyor. (Sözcü)