A
Admin
Yönetici
Yönetici
Nihat AK/EGE TELGRAF- Haziran ayı enflasyon verileri açıklandı ve memur ile emekli maaş zam oranları netleşti. SSK ve Bağ-Kur emeklileri, Ocak-Haziran dönemindeki enflasyon artışları sonucunda toplamda yüzde 16,67 oranında zam alacak. Memur ve memur emeklilerinin zam oranı ise, yüzde 10,07’lik enflasyon farkına 2025’in ikinci yarısı için öngörülen yüzde 5’lik toplu sözleşme zammı eklenerek toplamda yüzde 15,56 olarak belirlendi. Kök maaşı 14 bin 469 liranın altında kalan emekliler "en düşük emekli maaşı" olan ve yasal düzenlemeyle belirlenen 14 bin 469 lira en düşük emekli maaşı almaya devam edecekler. En düşük emekli maaşı en düşük memur maaşı ise 50 bin 503 lira olacak. Bu zam oranları emekçileri de emeklileri de memnun etmedi. YOKSULLUK KADER DEĞİL Vatandaşını yoksullukta eşitleyen politika değişmeden emekçilerin hak ettiği maaşları alabilmesinin mümkün olmadığına vurgulayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Son iki yılda dünyada doğalgaz fiyatı yüzde 32 düşerken, Türkiye’de yüzde 112 arttı. Emekli ve emekçiye daha düşük maaş vermek için mi tam da Temmuz ayında doğal gaza yüzde 25’lik zam yapıldı? Ücretlere daha zam gelmeden, maaşların % 1’i doğal gaz zamlarıyla eridi. Resmi enflasyon gerçeği yansıtmıyor! TÜİK, yıllık TÜFE'yi yüzde 35,05, 12 aylık ortalamayı yüzde 43,23 olarak açıklıyor. Ancak halkın yaşadığı hayat pahalılığı bu oranların çok üzerinde. Aylık enflasyon yüzde 1,37, altı aylık enflasyon yüzde16,67 deniyor ama çarşıda, pazarda durum bambaşka. 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 31 kat, gıda fiyatları ise 44 kat artmış durumda. Buna rağmen TÜİK, yargı kararına rağmen madde fiyat listesini hâlâ gizliyor.Geçim sıkıntısı herkesi eşit vurmuyor. En düşük gelirli yüzde 20’lik kesim, toplam gelirin yalnızca yüzde 6,3’ünü alıyor ama gelirinin yüzde 30’unu gıdaya harcamak zorunda. Buna karşın en zengin yüzde 20’lik kesim, gelirin yüzde 48’ini alıyor ve gıdaya yalnızca yüzde 13’ünü harcıyor.Bu adaletsizlik büyüyor. Düşük gelirli kesimin gıda dışı harcamaya gücü kalmıyor, geçim her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bu düzene dur demek zorundayız. Bugün hükümetin düşük ücretle enflasyonu düşürme programı iflas etmiştir. Geçen yıl asgari ücrete ara zam yapılmadı, peki enflasyon düştü mü? Hayır, daha da arttı. Çünkü enflasyonun sebebi emekçinin üç kuruşu değil, aşırı kârlardır. Zengini zenginleştiren, yoksulu yoksullaştıran bu düzen değişmeden adalet mümkün değildir. Yoksulluk bir kader değil, siyasi tercihtir. Hükümet, hepimizi yoksullukta eşitleyen bir politika izliyor. Bu sözde zamlarla emekçinin onurlu bir yaşam sürmesi imkânsız. Artık yeter! Asgari ücret ve tüm ücretler artırılmalı; gelirde ve vergide adalet sağlanmalıdır” dedi. TİMSAH GÖZYAŞLARI ENAG ve TÜİK’in farklı verili senaryolarıyla yazılan fillerin dejavusunu yaşadıklarını belirten Hürsen Konfederasyonu İzmir İl Temsilcisi Adnan Sarısayın, “Ağustos’ta başlayacak Toplu Sözleşme sürecinde memur ve emekliye umut yok. Yetkili sendika, aynı yöntemle masaya oturup timsah gözyaşları dökecek. Sendikaların itibarları düşerken, üyeleri artıyor ama memura ve emekliye “işte bu!” dedirtecek adım yok. Çünkü sorgulayan kalmadı; bile bile lades! İktidarın dar gelirliyi rahatlatma, kayıplarını telafi etme derdi yok. Ülkemizde yokluk, yoksulluk dahi konuşulamıyor. Türk-İş’e göre açlık sınırı 26.115 TL, yoksulluk sınırı 85.066 TL. Halk hakkını istemek yerine ‘seninki çok benimki az’ maaş tartışması yapıyor. İkim milyon memur arka bahçe sendikasına bağlanmış, iktidar rahat. Meydanlar boş, tepkiler cılız. Artık silkinip iktidara ve arka bahçe sendikacılığına dur demek zamanı” diye konuştu. BİLİMSELLİĞE AYKIRI TÜİK’in enflasyon hesaplamalarıyla memur, emekli ve işçinin fakirleşmeye devam ettiğini vurgulayan Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, “ENAG’ın enflasyon oranı, TÜİK’in rakamının tam iki katıdır. Böyle bir durum akla mantığa reel gerçeklere bilimsel verilere aykırıdır. Rakamlara göre memurlar yoksul, asgari ücretli ve emekliler ise açtır. Memur maaşlarının belirlendiği dönemdeki ayların enflasyon verileri ile dışında kalan ayların rakamları arasında ciddi faklar var. Aralık-Ocak, Haziran-Temmuz enflasyon rakam farkları yüksek çıkıyor. Memurun emeklinin cebinden adeta para çalınmıştı. Yine Temmuz’da açıklanan doğal zammının haziran enflasyonuna girmemesi ve haziran ayında düşürülen akaryakıt fiyatları ve temmuz ayında akaryakıta yapılan zam ile yine memur emekli mağdur edilmiştir. Ocak ayında yapılan artış şubat ayında yok olmuş, enflasyona göre zam alan işçi, memur, emekli mart ve nisan ayında alacaklı duruma gelmişti. Öngörülen, enflasyon oranlarına göre imzalanan toplu sözleşmeler ve inandırıcılığını yitirmiş olan TÜİK’in enflasyon rakamlarına göre verilen zamlarla işçinin, memurun, asgari ücretlinin cebinden para çalınmaya devam edilmektedir. İşçi, memur, emekliye acilen ek artışlar yapılmalı, ücret artışları, gerçek enflasyon oranlarında her ay yapılmalıdır. Memurların vergi dilimleri yüzde 10 olarak sabitlenmelidir. Bazı siyasi gelişmelerle piyasalarda oluşan güvensizlikte enflasyonu tetikleyen en önemli sebeplerdir.Reel enflasyon, yani düşük gelirli vatandaşların yaşadığı enflasyon rakamları, TÜİK verilerine dayanan hesaplamalara göre kat be kat yüksektir” şekillinde konuştu. YÜZDE 16’LIK TESELLİ Yıllarca ülkesine ömrünü vakfeden emekliye reva görülen maaşların adaletli olmadığını dile getiren 2021 Tüm Emekliler Sendikası Sen Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri İbrahim Yılmaz, “Her gün yükselen faturalara inat, elektrik, doğalgaz, benzinzamlar ardı ardına… Bizim için ise sadece yüzde 16,67’lik bir teselli, iki bin liraya varan fark mı? O da yetersiz, gözümüzün önünde eriyen hayaller gibi. Yıllar yılı prim ödeyen, alın teri döken emekçi, kafasını dinlemek için, emekli olmuş ama maaşı açlık sınırının çok altında. İnsanca bir yaşamdan çok uzak bir yerde.TÜİK’in gerçeklikten uzak rakamları, gerçek hayatla adeta alay ediyor. TÜİK rakamları gerçek enflasyonun yanında bir fısıltı gibi kalıyor. Fiyatlar uçarken, bizim maaşlarımız eritiliyor. Alım gücümüz sürekli düşürülüyor. Verilen maaşlar ihtiyaçlarımızın yarısını bile karşılamıyor. Bağ-Kur, SGK primini az da yatırana çok da yatırana aynı sefalet maaşı takdir ediliyor. Bu haksızlık bitsin artık! Maaşlar gerçek enflasyona göre her ay güncellenmeli. İnsanca yaşam, hakkımızdır, geciktirilemez. Artık bıktık, usandık bu adaletsizlikten. Bu zamlarla yaşam savaşı veremiyoruz. Bu düşük sözde zam karşısında emekliler olarak sesimizi yükseltiyoruz. Hakkımızı alana dek mücadelemiz devam edecek” ifadelerini kullandı.