Yeni silah sistemleri Türkiye'nin savunma doktriniyle ilgili bize ne anlatıyor?

A

Admin

Yönetici
Yönetici
VİYANA - SNmedia.at/Kamuoyuyla ilk kez paylaşılan sistemler arasında balistik füzeler, elektronik harp sistemleri, şifreli iletişim ağları, fiber optik kablolu insansız hava araçları gibi teknolojiler yer aldı.

Bunların bir kısmı ilk kez IDEF'te görüntülendi.

Türkiye'nin içinde bulunduğu jeostratejik ortamın yıllar içinde balistik füzeler lehine kaydığını kaydeden bazı uzmanlar Türkiye'nin önceliklerinin de buna göre değiştiği yorumunu yaptı.

Uzmanlar ayrıca benzer sistemlerin farklı şirketler tarafından üretilmesinin yol açabileceği sorunlara, savunma sanayinde şeffaflığın önemine ve Çelik Kubbe gibi çok katmanlı ve karmaşık sistemlerin hayata geçirilmesi sürecinde yaşanabilecek zorluklara da dikkat çekti.

Türkiye neden balistik füzelere yöneliyor?​


IDEF'te en dikkat çeken sistemlerden biri ROKETSAN tarafından geliştirilen TAYFUN Blok-4 balistik füzesi oldu.

On metre uzunluğunda ve 7 bin 200 kilo ağırlığında olan TAYFUN Blok-4, ROKETSAN tarafından "Türkiye'nin en uzun menzilli ve milli imkanlarla üretilmiş balistik füzesi" olarak tarif ediliyor.

ROKETSAN'a göre Tayfun ailesinin diğer üyeleri en az 280 kilometre menzile sahip. Blok-4'ün azami menziline dair resmi açıklama yok ancak basında 1000 kilometreye kadar çıkabileceğine dair haberler yer aldı.


İzmir Ekonomi Üniversitesi'nden Doçent Doktor Sıtkı Egeli de Tayfun Blok-4'ün boyutu ve ağırlığından yola çıkarak menzilinin bin kilometreyi aşabileceği değerlendirmesini yaptı.

Kitle imha silahları ve bunları hedefe ulaştıran vasıtaların yaygınlaşması, hava ve füze savunması ve nükleer caydırıcılık gibi konularda uzmanlaşan Egeli, BBC Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:

"Katı yakıtlı olması itibarıyla gelişmiş bir tasarım. Geçmişinde kendini ispatlamış üç platforma dayanması itibarıyla da kendini ispat etmiş bir tasarım."

Balistik füzeler neden tartışma konusu?​


Uzun menzilli balistik füzelerin üretimi ve ihracatı, bir kısmına Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası antlaşmalar tarafından kısıtlanıyor.

Nükleer başlık gibi kitlesel imha silahları da taşıyabilen bu platformlar dünya çapında tartışma konusu.

Son yıllarda Rusya Ukrayna'daki hedefleri vurmak için orta menzilli balistik füzeler kullandı.

Benzer şekilde İran da İsrail'e orta ve uzun menzilli balistik füzeler fırlattı.

Bazı uzmanlara göre uluslararası antlaşmalardan kaynaklı yaptırımlardan kaçınmak adına bu sistemlerin azami menzilleri olduğundan daha az açıklanıyor.

Halihazırda Türk ordusunun envanterinde bulunan Bora ve Tayfun gibi balistik füzeler yaklaşık 300 km menzilleriyle komşu başkentlere ulaşabilecek kapasitede.

Irak, İsrail, İran, Rusya gibi ülkelerin bazı bölgeleri ise 750 km menzilde.

Uzmanlara göre bundan uzun menzilli silahlar Türkiye'nin savunma öncelikleri ve bölge ilişkileri göz önünde tutulduğunda stratejik olarak düşük öneme sahip.

'Türkiye'nin seyirci kalması beklenemez'​


Peki Türkiye neden son dönemde daha uzun menzilli silahlara öncelik veriyor?

ABD merkezli Atlantic Council düşünce kuruluşundan kıdemli araştırmacı Dr. Rich Outzen, Ankara'nın caydırıcılık için İran gibi komşuları ile benzer menzillerde silahlara sahip olmayı hedeflediği yorumunu yaptı:

"Bence Türkiye, İran'ın maruz kaldığı karşılığı gördü. Yabancı bir askeri gücün stratejik tesisleri ya da hedefleri vurmasını istemiyor.

"Biri Ankara ya da İstanbul'a füze ve drone'larla saldırırsa buna eşit güçte karşılık verebilmek istiyor."
 
Geri
Üst