A
Admin
Yönetici
Yönetici
“Yerli ve milli otomobilimizi yapacağız” açıklaması yapıldı ya yıllar önce... Heyecanlandık… Umut fakirin ekmeği ya… Devrim’i yapmış bir şehir olarak “Belki de yerli otomobilin üretim üssü Eskişehir’de olur.” diye düşünerek umutlandık… Böylece, yıllar önce Bursa'ya kaçırdığımız otomotiv yatırımını kaybetmiş olmamızı telafi edecektik. *** Sadece biz değildik umutlanan! 2017 yılında dönemin Sanayi Odası Başkanı, yardımcısını da yanına alıp Sanayi bakanının kapısına dayanmıştı. -“Yerli Otomobil üretimi için Eskişehir Organize Sanayi Bölgesinde size 10 milyon metrekarelik ücretsiz arsa vereceğiz. Gelin şu işi Eskişehir’de yapın” teklifini götürdü. Çıt çıkmadı iyi mi? *** Yerli Otomobili üretecek olan iş adamları açıklandı. Bütün ülke onlara “Babayiğitler” ismini taktı. Biz ise ertesi gün “Babayiğitlerin Eskişehir'de yerleri hazır” diyerek, üretim üssü için vereceğimiz 10 milyon metrekarelik ücretsiz arsayı hatırlattık. Yine çık çıkmadı. *** Yılmadık! Eni konu “Eskişehir Yerli Otomobil Platformu” kurduk. Çıt sesi yine gelmedi. Bu arada, Sanayi Odası Başkanı çıktı “Eskişehir’de üretilmeli” dedi. OSB başkanı çıktı “Eskişehir’de üretilmeli” dedi… Çıt sesi yine gelmedi ama onun yerine başka bir ses geldi. Gelen ses, yerli otomobilin Bursa’nın Gemlik ilçesinde üretileceğinin sesiydi… Eskişehir havasını almıştı. *** Şehir olarak bir kez daha hayal kırıklığına uğradık anlayacağınız.… Halbuki havasına da girmiştik. Hayallerle avunup, vaatlerle aldatılmayı bir kez daha yaşadık. Tam atlatıyorduk ki bu travmayı… O sırada Eskişehir’e gelen sanayi Bakan yardımcısı kalktı “Aslında Eskişehir yerli otomotiv de çok iyi. Yerli otomobilin yan sanayi merkezi olur.” dedi iyi mi? *** “Otomobili üretemedik, bari yan sanayisini yapalım” fikrine de “eyvallah” dedik ama o da olmadı... “Yerli otomobilin yapılacağı yer olsa olsa Devrim otomobilinin yapıldığı yer olur” diyenler, Eskişehir'e yerli otomobilin paspasını bile göstermedi... ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, FARK NE AÇILMIŞ NE DE KAPANMIŞ... Eskişehir’de 11-13 Haziran 2025 tarihleri arasında yapılan bir siyasi eğilim anketi var. Ankette “Bu pazar genel seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu yöneltilmiş. CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmaya 1.700 kişi katılmış. Anket sonuçlarına göre Eskişehir'de çıkan sonuçlar şöyle açıklanmış: CHP: %41,6, AK Parti: %27,8, MHP: %6,1, İYİ Parti: %5,8, Zafer Partisi: %4,4, Büyük Birlik Partisi (BBP): %2,9, DEM Parti 2,4. *** 2024 mahalli seçim sonuçlarında CHP ile AK parti arasındaki oy farkı 13-14 puan civarındaydı. Yukarıdaki anket sonucu göz önüne alındığında farkın yine 13-14 puan arasında olduğu görülüyor... Demek ki, mahalli seçimlerin üzerinden geçen bir yıl zarfında, Eskişehir'de CHP ile AK Parti arasındaki fark CHP için açılmamış, AK Parti için kapanmamış... ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, BİZİM EKONOMİ DE HAVALE EDİLMİŞ SANKİ... Adamın birisi aynı yıl iki kızını da evlendirmiş. Damatlarından biri çömlekçilik, diğeri de çiftçilik yapıyormuş. Düğünden birkaç ay geçtikten sonra karısı; "Gidip kızları bir yokla bakalım, ne yapıyorlar, durumları nasıl" demiş. *** Adam önce çömlekçi damadına gitmiş ve biraz sohbet ettikten sonra işlerini sormuş. Aldığı yanıt ilginçmiş: "Bu yıl, bankadan da kredi kullanarak, çömlek işine büyük yatırım yaptım. Havalar ısınmaya başladığında, seri bir şekilde üretime girişeceğim. İnşallah havalar da iyi gider, yağmur falan yağmaz, hava hep güneşli olur, güneşte çömlekler kurur, ben de bu yıl iyi para kazanırım." *** Adam, damadına moral verip, çiftçi olan diğer damadına gitmiş. Hal hatır sorduktan sonra, işleri hakkında da bilgi almak istemiş. O da;" Bu yıl borçlanıp bir de traktör aldım. Toprağı iyice sürüp, mahsulü ektim. Komşunun toprağını kiralayıp onu da ektim .İnşallah, bol yağmur yağar, ben de iyi bir ürün alır, çok iyi para kazanırım" demiş. *** Adam eve döndüğünde, karısı kızların durumunu sormuş. O da şu yanıtı vermiş: "Hanım, bu yıl kızlardan biri kesinlikle hapı yutacak ama hangisi onu bilmiyorum..." *** Fıkra normalde burada bitiyor… Ama bu fıkraya şöyle bir son eklemişler: O yıl bir yağmur fırtınası arkasından çöl sıcakları, arkasından yine yağmur derken, ne çömlekler kuruyacak fırsat bulmuş ne de ekinler baş gösterebilmiş… Tahmin edeceğiniz üzere iki damat da iflas etmiş… *** Şimdi bizim ekonominin durumunu, hava şartlarının yarattığı tahribatı, çevremizdeki ülkelerde yaşanan savaşları, soruşturmaları, siyasal belirsizlikleri falan düşününce, önümüzdeki süreç herkesin hapı yutacağı bir süreç olacağa benziyor...