Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2024/4021 E. ve 2023/11362 E. sayılı kararları

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
T.C. Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2024/4021 E. , 2024/13491 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SAYISI : 2021/179 E., 2021/263 K. SUÇLAR : Şantaj, tehdit, hakaret HÜKÜMLER : Beraat, mahkûmiyet TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek Onama Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü: I-)Sanık hakkında şantaj suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre, katılan ...'nin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün Tebliğname'ye uygun olarak ONANMASINA, II-)Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre, katılan ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün Tebliğname'ye uygun olarak ONANMASINA, III-)Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün incelemesine gelince; Diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Hakaret suçunun, haksız tahrik altında işlendiğinin kabul edilmesine rağmen özel nitelikte olan ve daha lehe hükümler içeren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 129. maddesi yerine genel tahrik kurumunu düzenleyen aynı Kanun'un 29. maddesinin uygulanması, 2-Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında indirim yapılırken hesap hatası sonucu cezanın “2 ay 24 gün” yerine “2 ay 23 gün” hapis cezasına; 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesi uyarınca indirim yapılırken "2 ay 10 gün" yerine "2 ay 9 gün" hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... ve sanık ... müdafiinin temyiz istekleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin, açıklanan nedenle Tebliğname'ye uygun olarak BOZULMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 18.12.2024 tarihinde, oy birliğiyle karar verildi. --- T.C. Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2023/11362 E. , 2024/13572 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SAYISI : 2021/1328 E., 2021/2801 K. SUÇ : Tehdit HÜKÜM : İstinaf başvurusu üzerine beraat hükmünün kaldırılarak mahkumiyet hükmü kurulması TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma İlk Derece Mahkemesince tehdit suçundan verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü; I. GEREKÇE Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarında istikrarla vurgulandığı üzere; "Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir." Ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak şekilde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 38/4. maddesi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi 6/2. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 11. maddesi) anlaşılmıştır. Tüm bu bilgiler ışığında yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın isnat edilen suçlamayı kabul etmediği, katılanın arkadaşı olan tanığın olayın sıcaklığı ve kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında sanık ve katılanın 5237 sayılı Kanun'un 125/4 ve 129 uncu maddesi kapsamında değerlendirilebilecek karşılıklı küfrettiklerini belirttiği, hakaret suçundan verilen beraat hükmünün temyiz edilmediği anlaşılmakla, tanığın tehdit içerikli bir söz duyduğuna dair beyanı bulunmaması karşısında, sanığın isnat olunan tehdit suçunu işlediğine dair katılanın beyanı dışında mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, olayda şüphenin söz konusu olduğu, şüpheden sanığın yararlanması gerekeceği şeklindeki genel ceza hukuku ilkeside gözetilerek beraati yerine sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur. II. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesininin, 13.10.2021 tarihli ve 2021/1328 Esas, 2021/2801 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 19.12.2024 tarihinde karar verildi.
 
Geri
Üst