A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bugünlerde KKTC gündemini meşgul eden en önemli tartışma konularından biri hiç kuşkusuz yasa gücünde kararname ile işveren tarafından karşılanan konaklama ve yiyecek masraflarına karşılık 3’üncü ülke vatandaşlarına ödenecek asgari ücretten % 40 kesinti yapılmasına ilişkindir.
Yasa gücünde kararname yapmak Anayasal usul ve esaslara uygun olup olmadığı tartışmasını bir tarafa bırakırsak iddia edildiği gibi; kararname Anayasadaki eşit işe eşit ücret hükümlerine ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) ücretin etnik ve uyruk temelinde farklılaşamayacağı ilkelerine ters olup olmadığı tartışması netliğe kavuşturulmalıdır.
İşveren kesiminin itirazına rağmen son asgari ücretin hükümet-sendika iş birliği ile belirlenmesi sonrası hükümet açısından sıra burjuvayı memnun etmeye gelmişti. Yakın zamanda cumhurbaşkanlığı, akabinde ise erken bir genel seçim ihtimali karşısında hükümet partilerinin seçim kampanyalarının finansmanında ihtiyaç duydukları sponsorluk için patronaj sisteminin temel yapı taşı durumundaki burjuvaya jest yapmak durumundadırlar. Bu maksat için ise işverenlere yabancı işçilerin maliyetini ucuzlatmak biçilmiş kaftan olarak görülebilir.
Ülkemizde alışılagelmiş siyasi bir gerçek olarak hükümet edenlerin burjuvaya yaranmak için çıkardığı bahse konu kararnameyi bu çerçevede önyargılı olarak Anayasaya, ILO normlarına ve insan haklarına aykırı olarak değerlendirmemiz haksızlık olur.
Yabancı işçilere ödenecek asgari ücretten % 40’a kadar kesinti yaparken Anayasaya, ILO normlarına ve insan haklarına aykırı olmaması için aşağıda detaylanan belirli hususlarda şeffaf, net ve denetlenebilir kurallar getirilmesi mutlaka gereklidir
· Asgari Ücretin Bir Kısmı Ayni Bir Kısmı İse Nakdi Olarak Yapılabilir: Bahse konu kararname, hiçbir gerekçe göstermeden yabancı işçilerin ücretlerinden kesinti yapma imkânı vermemektedir. Bilindiği gibi; ücretler hem ayni hem de nakdi şeklinde ödenebilir. Yabancı işçilere ödenecek asgari ücretin % 40’lık kısmı konaklama ve yiyecek şeklinde ayni olarak yapılacaktır. Ancak burada, özellikle yürütme görevini yerine getirecek Çalışma Bakanlığı’na düşen önemli görev ve sorumluluklar bulunmaktadır. Bunlar % 40 oranının kabul edilebilir teknik açıklaması, çalışanların hukuki rızası ve taahhüt edilen yiyecek ve konaklama hizmetlerinin sunulmasında yerinde denetim yapılmasıdır.
· Hane Halkı Bütçe Anketi: Yabancı çalışanların ücretinden % 40 kesintinin en iyi teknik açıklaması ‘Hane Halkı Bütçe Anketi’ ile yapılabilir. İstatistik Kurumu tarafından en son yapılan Hane halkı Bütçe Anketi, 2021-2022’ye göre hane halkı bütçesinin %20.5’i Gıda ve Alkolsüz İçeceklere harcanırken %21.6’sı Konut, Su, Elektrik, Gaz ve Diğer Yakıtlara gitmektedir (). Bu da göstermektedir ki, ortalama bir hane halkı bütçesinin %40’ından fazlasını yiyecek ve konaklamaya harcamaktadır.
· Çalışanların Rızası: Herhangi bir insan hakkı ihlali olmaması için Çalışma Bakanlığı’nın gözetimi ve denetiminde yabancı iççilerden hukuki rıza alınarak maaşlarının %40’nın ayni olarak yapılmasına yasal imkân yaratılmalıdır.
· Yiyecek ve Konaklama Hizmetlerinin Denetlenmesi: İnsan onuruna yaraşır şekilde Dünya Sağlık Örgütü verilerini de dikkate alarak; Bakanlar Kurulu çıkaracağı bir tüzükle yabancı işçilerin sağlıklı beslenmesi için asgari şartları ve konaklama imkanlarını belirlemesi ve bunun Çalışma Bakanlığı tarafından şeffaf olarak yerinde denetlenmesi mutlaka sağlanmalıdır.
Sonuç olarak; yabancı iççilere sağlanacak yiyecek ve konaklama hizmetlerine karşılık asgari ücrette yapılacak kesintinin Anayasaya, ILO normlarına ve insan haklarına aykırı olmaması için çalışanların hukuki rızasının alınması ve yiyecek-konaklama hizmetlerinin yerinde denetlenmesi mutlaka sağlanmalıdır. Aksi takdirde, bahse konu kararname yabancı işçileri beleşe çalıştırmak için bir tezgâh ise uluslararası raporlarda KKTC’nin insan hakları ihlalinde bulunduğu yeni bir alan daha maalesef açılmış olacaktır. Ayrıca, emek piyasası dinamiklerinin kaçınılmaz sonucu olarak özel sektör beyaz veya mavi yakalı fark etmeksizin yerlileri yabancı çalışanlarla ikame etmenin yolunu arayacak ve netice KKTC vatandaşları ve gençleri için hüsran olacaktır.
Yasa gücünde kararname yapmak Anayasal usul ve esaslara uygun olup olmadığı tartışmasını bir tarafa bırakırsak iddia edildiği gibi; kararname Anayasadaki eşit işe eşit ücret hükümlerine ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) ücretin etnik ve uyruk temelinde farklılaşamayacağı ilkelerine ters olup olmadığı tartışması netliğe kavuşturulmalıdır.
İşveren kesiminin itirazına rağmen son asgari ücretin hükümet-sendika iş birliği ile belirlenmesi sonrası hükümet açısından sıra burjuvayı memnun etmeye gelmişti. Yakın zamanda cumhurbaşkanlığı, akabinde ise erken bir genel seçim ihtimali karşısında hükümet partilerinin seçim kampanyalarının finansmanında ihtiyaç duydukları sponsorluk için patronaj sisteminin temel yapı taşı durumundaki burjuvaya jest yapmak durumundadırlar. Bu maksat için ise işverenlere yabancı işçilerin maliyetini ucuzlatmak biçilmiş kaftan olarak görülebilir.
Ülkemizde alışılagelmiş siyasi bir gerçek olarak hükümet edenlerin burjuvaya yaranmak için çıkardığı bahse konu kararnameyi bu çerçevede önyargılı olarak Anayasaya, ILO normlarına ve insan haklarına aykırı olarak değerlendirmemiz haksızlık olur.
Yabancı işçilere ödenecek asgari ücretten % 40’a kadar kesinti yaparken Anayasaya, ILO normlarına ve insan haklarına aykırı olmaması için aşağıda detaylanan belirli hususlarda şeffaf, net ve denetlenebilir kurallar getirilmesi mutlaka gereklidir
· Asgari Ücretin Bir Kısmı Ayni Bir Kısmı İse Nakdi Olarak Yapılabilir: Bahse konu kararname, hiçbir gerekçe göstermeden yabancı işçilerin ücretlerinden kesinti yapma imkânı vermemektedir. Bilindiği gibi; ücretler hem ayni hem de nakdi şeklinde ödenebilir. Yabancı işçilere ödenecek asgari ücretin % 40’lık kısmı konaklama ve yiyecek şeklinde ayni olarak yapılacaktır. Ancak burada, özellikle yürütme görevini yerine getirecek Çalışma Bakanlığı’na düşen önemli görev ve sorumluluklar bulunmaktadır. Bunlar % 40 oranının kabul edilebilir teknik açıklaması, çalışanların hukuki rızası ve taahhüt edilen yiyecek ve konaklama hizmetlerinin sunulmasında yerinde denetim yapılmasıdır.
· Hane Halkı Bütçe Anketi: Yabancı çalışanların ücretinden % 40 kesintinin en iyi teknik açıklaması ‘Hane Halkı Bütçe Anketi’ ile yapılabilir. İstatistik Kurumu tarafından en son yapılan Hane halkı Bütçe Anketi, 2021-2022’ye göre hane halkı bütçesinin %20.5’i Gıda ve Alkolsüz İçeceklere harcanırken %21.6’sı Konut, Su, Elektrik, Gaz ve Diğer Yakıtlara gitmektedir (). Bu da göstermektedir ki, ortalama bir hane halkı bütçesinin %40’ından fazlasını yiyecek ve konaklamaya harcamaktadır.
· Çalışanların Rızası: Herhangi bir insan hakkı ihlali olmaması için Çalışma Bakanlığı’nın gözetimi ve denetiminde yabancı iççilerden hukuki rıza alınarak maaşlarının %40’nın ayni olarak yapılmasına yasal imkân yaratılmalıdır.
· Yiyecek ve Konaklama Hizmetlerinin Denetlenmesi: İnsan onuruna yaraşır şekilde Dünya Sağlık Örgütü verilerini de dikkate alarak; Bakanlar Kurulu çıkaracağı bir tüzükle yabancı işçilerin sağlıklı beslenmesi için asgari şartları ve konaklama imkanlarını belirlemesi ve bunun Çalışma Bakanlığı tarafından şeffaf olarak yerinde denetlenmesi mutlaka sağlanmalıdır.
Sonuç olarak; yabancı iççilere sağlanacak yiyecek ve konaklama hizmetlerine karşılık asgari ücrette yapılacak kesintinin Anayasaya, ILO normlarına ve insan haklarına aykırı olmaması için çalışanların hukuki rızasının alınması ve yiyecek-konaklama hizmetlerinin yerinde denetlenmesi mutlaka sağlanmalıdır. Aksi takdirde, bahse konu kararname yabancı işçileri beleşe çalıştırmak için bir tezgâh ise uluslararası raporlarda KKTC’nin insan hakları ihlalinde bulunduğu yeni bir alan daha maalesef açılmış olacaktır. Ayrıca, emek piyasası dinamiklerinin kaçınılmaz sonucu olarak özel sektör beyaz veya mavi yakalı fark etmeksizin yerlileri yabancı çalışanlarla ikame etmenin yolunu arayacak ve netice KKTC vatandaşları ve gençleri için hüsran olacaktır.