Ünlüce’nin Yoğurt Yiyişi Bu!

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ne yazık ki, siyaset yapanların pek çoğunluğu klişeler içinde. Eskişehir’de de durum farklı değil. Belleklerde yer edinmiş toplumsal baskı ya da siyasetin eril dili ister istemez siyaset yapanları bir kavga, kaos, engelleme, anti uzlaşı gibi ezberlenmiş mecralara kaydırıyor. Rakip partiye, sisteme, kurumsal işleyişe yapılacak müdahaleler ne yazık ki bireyselleşiyor ve işbirliği dediğimiz şey ne yazık ki tukaka oluyor. Hatta ve hatta iktidar ve muhalefet temsilcilerinin herhangi bir çözüm arayışında bir araya gelmesine önce kendi mahallelerinden tepki geliyor. Sorunun parçası olmak isteyenler bu duruma siyaset diyerek ortalıktan sıvışıyor ama şunu unutuyor. Biz, vatandaş olarak oy verdiklerimize başta şehrimiz olmak üzere çözüm, çare bulsunlar diye oy verdik. Zira siyaset yapmak için seçilmek de şart değil. Nitekim bu konuda kendi mahallesinde zaman zaman taşlanmayı göze alarak, yaptıklarının arkasında duran, geri adım atmayan ve mecliste dile getirdiği blue ocean strateji yani kırmızı okyanuslar yerine mavi okyanuslarda yüzmeyi hayal eden bir Ayşe Ünlüce var. Yine kendi deyimiyle “her yiğidin yoğurt yiyişi ayrıdır” ve bu yoğurt yiyiş gerçekten vizyoner… Neden mi? Ünlüce’nin geçtiğimiz günlerde EBB meclisinde dile getirdiği Mavi Okyanus stratejisi belki çoğu kişi için ya da bilmeyenler tarafından yeterince anlaşılmayan ancak ardında gerçekten büyük mesajlar veren bir strateji. Kısaca özetleyim… Mavi Okyanus - Kırmızı okyanus stratejisi aslında iş hayatı, özellikle endüstri için kullanılan bir strateji. 2005 yılında W. Chan Kim ve Renee Mauborgne’nin kaleme aldıkları bir kitapla başlıyor her şey… Bu isimler dünyanın en önemli işletme enstitülerinin başında gelen İnsead profesörleri ve dünyanın en önemli lisansüstü mezunlarını eğitiyorlar. Velhasıl bu ikilinin stratejisi iş hayatını tercihlere bağlı olarak ikiye ayırıyor. Kırmızı okyanusta yüzmeyi tercih edenler, aslında yukarıda dile getirdiğim alışkanlıkları, ağır rekabetle pazarın tamamına hakim olmayı tercih eder. Pazar alanı büyüktür ama pazara hakim olanların büyüme, kalkınma gibi gayeleri yoktur. Elindeki kar oranını korumak bunun içinde sert ve acımasız yani kanlı bir rekabet ortaya koyarlar. Haliyle bu kanlı rekabetten ötürü bu strateji kırmızı okyanustur. Mavi okyanusta yüzmeyi tercih edenler ise ilk olarak mevcut alışkanlıkları bir kenara bırakmak, rekabeti etik ve düzgün bir şekilde devam ettirirken büyümeyi, yeni pazar alanları açmayı ve kuralları beraber belirlemeyi seçerler. Yani bir pazara hakim olmak için hır, gür içeren bir rekabet yerine, talep oluşturmak için verilen mücadelenin adıdır mavi okyanus. EBB Başkanı Ayşe Ünlüce Eskişehir olarak kırmızı değil, mavi okyanusları tercih edelim derken aslında bu stratejinin ince mesajını da yine kendi zarif diliyle dile getirmiş oldu. Dedi ki artık taban siyaseti yapacağım ve eldeki kitleyi konsolide edeceğim diye ortaya konulan alışkanlıkları bir kenara bırakalım. Kanlı bir rekabetle, yerimizde sayıp, yeni hedefler, vizyonlardan uzaklaşmayalım. Rekabetin kördüğümü ile birbirimizi engellemek yerine yeni ve etik alanlar oluşturalım. Mücadelemizi sorun için değil çözüm için verelim. Çünkü bu meclis çatısında Eskişehir için bir araya geliyoruz ve ne yapmamız gerektiği ortada… Bence çok ilerici, çok demokratik ve etik olan bu mesaj Ünlüce’den sadece iktidar ittifakı paydaşlarına değil, kendi partisinin temsilcilerine de verilmiş çok güçlü bir mesaj. İşte Ünlüce’nin yoğurt yiyişi bu… İşte güçlü bir kadın figürünün, birey olarak hem ezberi hem de eril güdülerle işleyen sisteme kafa attığı bu strateji belki iddialı olacak ama Eskişehir’i bataktan kurtaracak bir strateji… Kırmızı okyanusa ve suyun sıcaklığına alışanlar elbette vardır ama bence Eskişehir’in çoğunluğu artık mavi ve serin sularda yol olmak istiyor. Benden söylemesi…
 
Geri
Üst