A
Admin
Yönetici
Yönetici
ÖZ
Bu makale, Türk hukukunda yabancılık teminatı müessesesini, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) çerçevesinde kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Çalışmada, Yargıtay'ın 2023-2025 yılları arasındaki güncel kararları analiz edilerek, yabancılık teminatının hukuki niteliği, uygulama alanı, muafiyet halleri ve uygulamada karşılaşılan sorunlar detaylı olarak ele alınmaktadır. Özellikle icra takiplerinde teminat belirleme yetkisinin kimde olduğu, karşılıklılık ilkesinin uygulanması, adalete erişim hakkı ile teminat yükümlülüğü arasındaki denge konularında önemli tespitlerde bulunulmaktadır. Araştırma, mevcut hukuki düzenlemelerin analizi, yargı kararlarının sistematik incelenmesi ve karşılaştırmalı hukuk perspektifi ile desteklenmektedir.
ABSTRACT
This article comprehensively examines the institution of security for foreign nationals in Turkish law within the framework of Law No. 5718 on International Private Law and Procedural Law (MÖHUK). The study analyzes recent decisions of the Court of Cassation between 2023-2025, examining in detail the legal nature of security for foreign nationals, its scope of application, exemption cases, and problems encountered in practice. Particularly important findings are made regarding who has the authority to determine security in enforcement proceedings, the application of the principle of reciprocity, and the balance between the right to access to justice and the obligation to provide security. The research is supported by analysis of existing legal regulations, systematic examination of judicial decisions, and a comparative law perspective.
1. GİRİŞ
Küreselleşen dünyada uluslararası ticari ilişkilerin artması ve kişilerin sınır ötesi hareketliliğinin yoğunlaşması, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk mahkemelerinde dava açma ve icra takibinde bulunma ihtiyacını artırmıştır. Bu durum, hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik arasında hassas bir dengenin kurulmasını gerektirmektedir.
Yabancılık teminatı, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk mahkemelerinde dava açmaları veya icra takibinde bulunmaları halinde, yargılama giderleri ile karşı tarafın uğrayabileceği zarar ve ziyanı karşılamak üzere göstermeleri gereken güvencedir¹. Bu müessese, 5718 sayılı MÖHUK'un 48. maddesinde düzenlenmiş olup, hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik arasında bir denge kurma amacı taşımaktadır.
Türk hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür².
Bu çalışmanın amacı, yabancılık teminatı müessesesini hukuki çerçevesi, uygulaması ve güncel gelişmeler açısından kapsamlı bir şekilde incelemek, Yargıtay'ın son dönem kararları ışığında uygulamada karşılaşılan sorunları tespit etmek ve çözüm önerileri sunmaktır.
2. HUKUKI ÇERÇEVE VE YASAL DÜZENLEME
2.1. MÖHUK Madde 48'in Kapsamı ve İçeriği
5718 sayılı MÖHUK'un 48. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; "Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır"³.
Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar" hükmü yer almaktadır⁴.
Bu düzenleme, yabancılık teminatının temel unsurlarını ortaya koymaktadır:
Kişisel kapsam: Yabancı gerçek ve tüzel kişiler
Maddi kapsam: Yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanı
Muafiyet imkanı: Karşılıklılık esasına dayalı muafiyet
2.2. Teminatın Hukuki Niteliği
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2025/975 esas sayılı kararında belirtildiği üzere, "Anılan maddede öngörülen teminat takip yapmanın ön koşulu olup mahkemece re'sen gözetilir"⁵. Bu tespit, yabancılık teminatının dava şartı niteliğinde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Teminatın dava şartı niteliğinde olması, şu sonuçları doğurmaktadır:
Mahkemece re'sen gözetilmesi zorunludur
Teminat gösterilmeden dava açılamaz veya takip başlatılamaz
Teminat eksikliği durumunda dava usulden reddedilir.
2.3. Diğer Kanunlarla İlişki
2.3.1. HMK Madde 84 ile İlişki
6100 sayılı HMK'nın 84. maddesi, genel olarak Türkiye'de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşlarının veya ödeme güçlüğü içinde bulunanların teminat göstermesi gereken halleri düzenler⁶.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2022/9782-2023/2740 sayılı kararında belirtildiği üzere, yabancılar söz konusu olduğunda MÖHUK 48 lex specialis (özel kanun) niteliğindedir ve öncelikle uygulanır: "hukukun genel ilkelerinden olan özel kanun genel kanunu dışlar (Lex specialis derogat generali) ilkesi kapsamında her halde 5718 sayılı yasanın evveliyetle uygulanması gerektiği"⁷.
2.3.2. İcra ve İflas Kanunu ile İlişki
İcra takiplerinde yabancılık teminatı, İİK'nın genel hükümleri ile birlikte uygulanmaktadır. Özellikle İİK'nın 16-18. maddeleri uyarınca şikayet yolu, teminat uyuşmazlıklarının çözümünde önemli rol oynamaktadır⁸.
3. TEMİNAT BELİRLEME YETKİSİ VE USUL HÜKÜMLERI
3.1. İcra Takiplerinde Teminat Belirleme Yetkisi
Yargıtay kararlarında en sık karşılaşılan sorun, icra takiplerinde teminat miktarının belirlenmesi yetkisinin kimde olduğu meselesidir. Bu konuda Yargıtay'ın yerleşik içtihadı bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2025/2718 sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere:
"İcra takibinde bulunan yabancı ve gerçek tüzel kişilerden icra memuru takip giderleri ile karşı tarafın bu takip dolayısı ile uğrayabileceği zarar ve ziyanını karşılayacak şekilde teminat belirlemesi gereklidir. İcra memurunun belirlediği teminat miktarının yazıda belirlenen ilkelere uymadığı veya teminattan muaf olunduğu halde teminat istendiği şikayet yolu ile icra mahkemesinde ileri sürülebilir"⁹.
3.2. İcra Mahkemesinin Yetkilerinin Sınırları
Yargıtay, icra mahkemelerinin doğrudan teminat miktarı belirlemesini hukuka aykırı bulmaktadır. Bu konuda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7750-2025/1186 sayılı kararında şu değerlendirme yapılmıştır:
"İlk Derece Mahkemesince; İİK'nin 17. maddesi uyarınca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda teminatın belirlenmesinin icra müdürlüğünce yapılmasına karar verilmesi gerekirken, icra müdürünün yerine geçerek, alacağın %20'si oranında teminat alınmasına karar verilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir"¹⁰.
Bu karar, teminat belirleme yetkisinin öncelikle icra müdürlüğüne ait olduğunu ve icra mahkemesinin bu konudaki yetkisinin sınırlı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
3.3. Şikayet Yolunun İşlevi
İcra takiplerinde yabancılık teminatına ilişkin uyuşmazlıklar, İİK'nın 16-18. maddeleri uyarınca şikayet yolu ile çözülmektedir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7393 sayılı kararında, şikayetin hukuki niteliği açıklanmıştır:
"Şikayet; icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş kendine özgü hukuki bir çıkış yolu ve çaredir. Şikayet kendine özgü bir yol olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir"¹¹.
İİK'nın 17. maddesinin 1. fıkrası uyarınca "Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir"¹². Bu düzenleme çerçevesinde, icra mahkemesinin teminat konusundaki yetkileri sınırlıdır.
4. TEMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ VE ORANTILIK İLKESİ
4.1. Teminat Oranının Belirlenmesinde Karşılaşılan Sorunlar
Uygulamada teminat oranının belirlenmesinde farklı yaklaşımlar görülmektedir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7393 sayılı kararında, icra müdürünün takip alacağının %100'ü oranında teminat istemesinin "yukarıda belirtilen ilkelere uymadığı" belirtilerek, bu oranın fahiş olduğu vurgulanmıştır¹³.
Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/600 esas sayılı kararında ise, %115 oranındaki teminatın "adalete erişim hakkını kısıtlar nitelikte" olduğu belirtilerek, %15 oranında teminat yeterli görülmüştür¹⁴.
4.2. Adalet Bakanlığı'nın Görüş Yazısı ve Uygulama İlkeleri
Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından 19.06.2023 tarihinde yayınlanan yazı, yabancı gerçek ve tüzel kişiler ile Türkiye'de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşlarının icra takibi başlatırken teminat alınması konusunu ele almaktadır¹⁵.
Bu yazıda belirlenen temel ilkeler şunlardır:
Teminat, takip alacağının yüzde 20'sinden az olmayacak şekilde belirlenmeli
Muafiyet için Dışişleri Bakanlığı'ndan bilgi alınmalı
Şüpheli durumlarda Bakanlık görüşü talep edilmeli
Yargı kararlarına uyulmalıdır.
4.3. Objektif Kriterlerin Belirlenmesi
İcra müdürlükleri teminat miktarını belirlerken şu faktörleri dikkate almalıdır:
Takip konusu alacağın miktarı ve niteliği
Takibin türü ve karmaşıklığı
Borçlunun uğrayabileceği muhtemel zarar
Yabancı alacaklının mali durumu ve güvenilirliği
5. KARŞILIKLILIK İLKESİ VE MUAFİYET HALLERİ
5.1. Karşılıklılık İlkesinin Hukuki Temeli
MÖHUK'un 48/2. maddesi uyarınca, mahkeme dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutabilir¹⁶. Bu karşılıklılık üç şekilde gerçekleşebilir:
5.1.1. Anlaşma Temelli Karşılıklılık
İki devlet arasında imzalanan ikili veya çok taraflı anlaşmalar çerçevesinde sağlanan karşılıklılıktır. Türkiye'nin çeşitli ülkelerle imzaladığı adli yardımlaşma anlaşmaları bu kapsamda değerlendirilmektedir.
5.1.2. Kanuni Karşılıklılık
Yabancı devletin kanunlarında Türk vatandaşları için benzer bir muafiyetin tanınması durumudur.
5.1.3. Fiili Karşılıklılık (De Facto Mütekabiliyet)
Yabancı devletin uygulamada Türk vatandaşlarından teminat talep etmemesi durumudur.
5.2. Katar Örneği: Fiili Karşılıklığın Tespiti
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/10414 sayılı kararında, Türkiye ile Katar arasındaki fiili karşılıklılık detaylı olarak incelenmiştir. Kararda, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nün 25.03.2024 tarihli yazısına atıfla şu değerlendirme yapılmıştır:
"Katar makamları tarafından 'Katar'da ilk aşamada mahkeme giderleri ve harçlarının davayı açan veya icra talep eden tarafça karşılandığı, bunun dışında kanunda özel bir şekilde belirtilmeyen hususlar dışında dava açılırken ve icra edilirken herhangi bir teminat talep edilmediğinin bildirildiği' ve Katar Devleti Yüksek Yargı Konseyi Hukuk İşleri Departmanı'nın 25.11.2020 tarihli mektubunda; '1990 yıl (13) sayılı Medeni ve Ticari Davalar Kanunu uyarınca, Katar mahkemeleri nezdinde dava açanların sadece kararlaştırılmış ve yaklaşık bin dolar civarındaki harçları ödemekle yükümlü oldukları, bunun dışında herhangi bir teminat veya başka bir meblağ ödemekle yükümlü olmadıkları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da tıpkı Katar vatandaşları ve diğer uyruklu vatandaşlar gibi aynı muameleye tabi tutuldukları' bildirildiği dikkate alındığında"¹⁷.
Bu değerlendirme sonucunda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Katar Devleti arasındaki fiili karşılıklılık esasına göre icra takibinde bulunan Katar Devleti siciline kayıtlı alacaklı tüzel kişinin teminat yatırma yükümlülüğü bulunmadığına karar verilmiştir.
5.3. İngiltere Örneği: Anlaşma Temelli Muafiye
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/2454 ve 2024/2455 sayılı kararlarında, İskoçya uyruklu şirketlerin durumu ele alınmıştır. Kararda, 28.6.1932 tarih ve 2045 Sayılı Kanun ile onaylanarak yürürlüğe girmiş olan 28.11.1931 tarihli 'Türkiye Cumhuriyeti ile İngiltere Hükümeti arasında mün'akit Müzahereti Adliye Mukavelenamesi'nin 12 ve 13. maddelerine atıf yapılmıştır¹⁸.
Bu anlaşma uyarınca, gerek gider ve gerekse harç tediyesi hakkında, taraf devletler vatandaşlarının (şirketlerinin) teminat göstermesine ilişkin bağlayıcı bir hükmün bulunmadığı, ancak Mukavelenamenin 12. maddesinde teminat yönünden bir Taraf Devletin vatandaşının diğer Taraf Devlette diğer Taraf Devletin kendi vatandaşı ile eşit bir muameleden yararlanacağı belirtilmiştir.
6. ADALETE ERİŞİM HAKKI VE TEMİNAT DENGESİ
6.1. Anayasal ve Uluslararası Boyut
Yabancılık teminatı uygulamasında, adalete erişim hakkı ile hukuki güvenlik arasında hassas bir denge kurulması gerekmektedir. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü, yabancılar için de geçerlidir¹⁹.
Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/600 esas sayılı kararında bu husus şu şekilde vurgulanmıştır:
"Ancak, şikayetçi yabancı kişi olsa dahi, adalete erişim hakkına sahiptir. Yabancılık teminatının müdürlükçe %115 oranında istenilmesi adalete erişim hakkını kısıtlar nitelikte olmuştur"²⁰.
6.2. Geçici Koruma Statüsündeki Kişiler
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin çeşitli kararlarında, Suriye uyruklu davacıların durumu ele alınmış, ancak bu konuda farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Karşı oy yazılarında, geçici koruma statüsündeki kişilerin "kırılgan grup" olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir:
"Geçici koruma statüsündeki kişiler, ev sahibi ülkenin diline hakim olmadıkları gibi kendilerine destek olacak bir yapıda bulunmamakta, toplam hayatına katılmaları, büyük oranda devletin katkısı ile mümkün olmaktadır. Uluslararası koruma altına alınan bu kişiler, mülteciler gibi ve hatta onlardan daha fazla kırılgan, imkanları sınırlı, savunmasız ve özel korumaya muhtaç kimselerdir"²¹.
6.3. Teminat Yükümlülüğünün Sınırları
Teminat yükümlülüğünün adalete erişim hakkını engelleyecek düzeyde olmaması gerekmektedir. Bu bağlamda:
Teminat miktarı makul ve orantılı olmalıdır
Fahiş teminat talepleri hukuka aykırıdır
Özel durumda bulunan yabancıların hakları korunmalıdır.
7. KARŞILAŞTIRMALI HUKUK AÇISINDAN DEĞERLENDİRME
7.1. Avrupa Birliği Uygulaması
1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi'nin 17. maddesinde; "âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği" düzenlenmiştir²².
Avrupa Birliği hukukunda 2003/8/EC sayılı Direktif ile teminat yükümlülüğü büyük ölçüde kaldırılmıştır. Türkiye'nin AB müktesebatına uyum sürecinde bu konunun gözden geçirilmesi gerekebilir.
7.2. Alman Hukuku
Alman ZPO § 110'da düzenlenen teminat yükümlülüğü, AB vatandaşları için kaldırılmış, üçüncü ülke vatandaşları için sınırlı tutulmuştur²³.
7.3. İkili Anlaşmalar
Türkiye'nin çeşitli ülkelerle imzaladığı ikili adli yardımlaşma anlaşmaları, yabancılık teminatından muafiyet sağlamaktadır. Bu anlaşmaların kapsamı ve uygulanması, her somut olayda ayrıca değerlendirilmektedir.
8. ÖZEL DURUMLAR VE İSTİSNALAR
8.1. İhtiyati Hacizde Teminat
İİK Madde 259, ihtiyati haciz talep edenin, haksız çıkması durumunda borçlunun ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararları karşılamak üzere teminat göstermesini öngörür²⁴.
MÖHUK 48 uyarınca yabancılık teminatından muafiyet, İİK 259 kapsamındaki ihtiyati haciz teminatından muafiyet anlamına gelmez. Bu iki teminat farklı amaçlara hizmet eder. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nin 2025/310-2025/238 sayılı kararında bu ayrım net bir şekilde ortaya konmuştur:
"MÖHUK'tan kaynaklanan teminat yükümlülüğünün bulunmaması sadece yabancılıktan kaynaklı teminat alınmayacağını göstermekte olup, aleyhine ihtiyati haciz istenen borçluların muhtemel zararlarına karşılık teminat alınması yükümü ise devam edecektir"²⁵.
8.2. İlamlı İcra Takiplerinde Teminat
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2022/9782-2023/2740 sayılı kararında, ilamlı icra takibinde dahi, MÖHUK 48 kapsamına giren durumlarda (yabancı alacaklı) borçlunun sırf takipten kaynaklanabilecek zararlarının olabileceği gözetilerek teminat alınması gerektiği belirtilmiştir:
"o halde ilamlı icra takibi de olsa borçlunun sırf takipten kaynaklanabilecek zararlarının olabileceği gözetilerek tazminat alınması gerektiği"²⁶.
9. UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
9.1. Tespit Edilen Temel Sorunlar
Yargıtay kararlarının analizi sonucunda, yabancılık teminatı uygulamasında şu temel sorunlar tespit edilmiştir:
9.1.1. Yetki Karmaşası
İcra müdürlükleri ile icra mahkemeleri arasında teminat belirleme yetkisi konusunda karmaşa yaşanmaktadır. Bu durum, usul güvenliğini zedelemekte ve farklı uygulamalara yol açmaktadır.
9.1.2. Orantısızlık Sorunu
Teminat miktarlarının bazen fahiş düzeyde belirlenmesi, adalete erişim hakkını kısıtlamaktadır. %100 veya %115 gibi yüksek oranlar, hak arama özgürlüğünü engelleyici niteliktedir.
9.1.3. Karşılıklılık Tespiti
Fiili karşılıklığın tespitinde objektif kriterlerin eksikliği görülmektedir. Bu durum, benzer durumda olan yabancılar arasında farklı uygulamalara yol açmaktadır.
9.2. Çözüm Önerileri
9.2.1. Mevzuat Düzenlemesi
MÖHUK'un 48. maddesinde, teminat miktarının belirlenmesine ilişkin objektif kriterler getirilmelidir. Teminat miktarı için üst sınır belirlenmesi (örneğin alacağın %15'i) düşünülebilir.
9.2.2. Yönetmelik İhtiyacı
Yabancılık teminatının uygulanmasına ilişkin detaylı bir yönetmelik çıkarılmalıdır. Bu yönetmelikte:
Teminat belirlenmesinde dikkate alınacak objektif kriterler
Mütekabiliyet durumunun tespitine ilişkin detaylı usul
Belirli durumlarda (küçük alacaklar, ticari ilişkiler vb.) teminat muafiyeti düzenlenmelidir.
9.2.3. Karşılıklılık Veri Tabanı
Adalet Bakanlığı bünyesinde, ülkeler arası karşılıklılık durumunu gösteren güncel bir veri tabanı oluşturulmalıdır. Bu veri tabanı:
Düzenli olarak güncellenmeli
İcra müdürlükleri ve mahkemelerin erişimine açık olmalı
Şeffaf ve objektif kriterlere dayalı olmalıdır
9.2.4. Eğitim Programları
İcra müdürlükleri ve mahkemeler için yabancılık teminatı konusunda eğitim programları düzenlenmelidir. Bu programlarda:
Güncel yargı kararları
Uluslararası anlaşmalar
Karşılıklılık ilkesinin uygulanması konuları ele alınmalıdır.
10. GÜNCEL GELİŞMELER VE GELECEK PERSPEKTİFİ
10.1. Yargıtay İçtihadının Gelişimi
Son dönem Yargıtay kararları incelendiğinde, yabancılık teminatı konusunda istikrarlı bir içtihat oluştuğu görülmektedir. Özellikle:
Teminat belirleme yetkisinin öncelikle icra müdürlüğüne ait olduğu
Fahiş teminat taleplerinin hukuka aykırı olduğu
Karşılıklılık ilkesinin titizlikle uygulanması gerektiği konularında netlik sağlanmıştır.
10.2. Uluslararası Gelişmeler
Küreselleşen dünyada uluslararası ticari ilişkilerin artması, yabancılık teminatı müessesesinin önemini artırmaktadır. Bu nedenle:
Hem hukuki güvenlik hem de adalete erişim hakkını gözeten dengeli bir yaklaşım benimsenmelidir
Özellikle geçici koruma statüsündeki kişiler gibi özel durumda bulunan yabancıların hakları korunmalıdır
Teminat yükümlülüğü adalete erişimi engelleyecek düzeyde olmamalıdır
10.3. Teknolojik Gelişmeler
Dijitalleşme sürecinde, teminat işlemlerinin elektronik ortamda yapılması ve takip edilmesi mümkün hale gelmektedir. Bu durum:
İşlemlerin hızlanmasını
Şeffaflığın artmasını
Hata riskinin azalmasını sağlayabilir.
11. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Yabancılık teminatı, Türk hukukunda yabancı gerçek ve tüzel kişilerin hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik arasında denge kuran önemli bir müessesedir. MÖHUK'un 48. maddesi çerçevesinde düzenlenen bu kurum, uygulamada çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır.
Yargıtay'ın son dönem kararları, bu sorunların çözümüne yönelik önemli ilkeler ortaya koymuştur. Özellikle teminat belirleme yetkisinin öncelikle icra müdürlüğüne ait olduğu, fahiş teminat taleplerinin hukuka aykırı olduğu ve karşılıklılık ilkesinin titizlikle uygulanması gerektiği konularında netlik sağlanmıştır.
Ancak uygulamada hala çeşitli sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunların çözümü için:
Mevzuat düzenlemesi
Yönetmelik çıkarılması
Karşılıklılık veri tabanı oluşturulması
Eğitim programları düzenlenmesi gereklidir.
Gelecekte, küreselleşen dünyada uluslararası ticari ilişkilerin artması ile birlikte yabancılık teminatı müessesesinin önemi daha da artacaktır. Bu nedenle, hem hukuki güvenlik hem de adalete erişim hakkını gözeten dengeli bir yaklaşım benimsenmelidir.
Sonuç olarak, yabancılık teminatı konusunda Yargıtay'ın ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde, hem icra müdürlükleri hem de icra mahkemelerinin yetkilerini bu doğrultuda kullanması, hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik açısından büyük önem taşımaktadır.
KAYNAKÇA
Mevzuat
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Yargı Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2025/975, K. 2025/2718, T. 26.03.2025
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2024/7750, K. 2025/1186, T. 13.02.2025
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2024/5977, K. 2024/10414, T. 10.12.2024
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2024/1957, K. 2024/7393, T. 18.09.2024
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/2918, K. 2024/2455, T. 13.03.2024
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/2357, K. 2024/2454, T. 13.03.2024
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2022/11081, K. 2024/8500, T. 02.10.2024
Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi, E. 2022/600, K. 2022/753, T. 31.05.2022
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, E. 2025/310, K. 2025/238
Uluslararası Sözleşmeler
1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi
1931 tarihli Türkiye Cumhuriyeti ile İngiltere Hükümeti arasında Müzahereti Adliye Mukavelenamesi
Akademik Kaynaklar
Şanlı, Cemal/Esen, Emre/Ataman, İnci: Milletlerarası Özel Hukuk, İstanbul, 8. Baskı, 2023
Nomer, Ergin: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul, 22. Baskı, 2022
Şit İmamoğlu, Banu: İcra Hukukunda Yabancılık Teminatı, Ankara, 2021
Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Sungurtekin Özkan, Meral/Özekes, Muhammet: İcra ve İflas Hukuku, 11. Bası, Ankara, 2013
DİPNOTLAR
¹ 5718 sayılı MÖHUK, m. 48/1.
² Şanlı/Esen/Ataman, s. 245.
³ 5718 sayılı MÖHUK, m. 48/1.
⁴ 5718 sayılı MÖHUK, m. 48/2.
⁵ Yargıtay 12. HD, E. 2025/975, K. 2025/2718, T. 26.03.2025.
⁶ 6100 sayılı HMK, m. 84.
⁷ Yargıtay 12. HD, E. 2022/9782, K. 2023/2740.
⁸ 2004 sayılı İİK, m. 16-18.
⁹ Yargıtay 12. HD, E. 2025/975, K. 2025/2718, T. 26.03.2025.
¹⁰ Yargıtay 12. HD, E. 2024/7750, K. 2025/1186, T. 13.02.2025.
¹¹ Yargıtay 12. HD, E. 2024/1957, K. 2024/7393, T. 18.09.2024.
¹² 2004 sayılı İİK, m. 17/1.
¹³ Yargıtay 12. HD, E. 2024/1957, K. 2024/7393, T. 18.09.2024.
¹⁴ Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi, E. 2022/600, K. 2022/753, T. 31.05.2022.
¹⁵ Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı, 19.06.2023 tarihli yazı.
¹⁶ 5718 sayılı MÖHUK, m. 48/2.
¹⁷ Yargıtay 12. HD, E. 2024/5977, K. 2024/10414, T. 10.12.2024.
¹⁸ Yargıtay 12. HD, E. 2023/2357, K. 2024/2454, T. 13.03.2024.
¹⁹ 2709 sayılı Anayasa, m. 36.
²⁰ Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi, E. 2022/600, K. 2022/753, T. 31.05.2022.
²¹ Yargıtay 4. HD, karşı oy yazısı.
²² 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi, m. 17.
²³ Alman ZPO § 110.
²⁴ 2004 sayılı İİK, m. 259.
²⁵ İstanbul BAM 13. HD, E. 2025/310, K. 2025/238.
²⁶ Yargıtay 12. HD, E. 2022/9782, K. 2023/2740.
Anahtar Kelimeler: Yabancılık teminatı, MÖHUK, icra takibi, karşılıklılık ilkesi, adalete erişim hakkı, teminat belirleme yetkisi
Keywords: Security for foreign nationals, MÖHUK, enforcement proceedings, principle of reciprocity, right to access to justice, authority to determine security
Bu makale, Türk hukukunda yabancılık teminatı müessesesini, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) çerçevesinde kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Çalışmada, Yargıtay'ın 2023-2025 yılları arasındaki güncel kararları analiz edilerek, yabancılık teminatının hukuki niteliği, uygulama alanı, muafiyet halleri ve uygulamada karşılaşılan sorunlar detaylı olarak ele alınmaktadır. Özellikle icra takiplerinde teminat belirleme yetkisinin kimde olduğu, karşılıklılık ilkesinin uygulanması, adalete erişim hakkı ile teminat yükümlülüğü arasındaki denge konularında önemli tespitlerde bulunulmaktadır. Araştırma, mevcut hukuki düzenlemelerin analizi, yargı kararlarının sistematik incelenmesi ve karşılaştırmalı hukuk perspektifi ile desteklenmektedir.
ABSTRACT
This article comprehensively examines the institution of security for foreign nationals in Turkish law within the framework of Law No. 5718 on International Private Law and Procedural Law (MÖHUK). The study analyzes recent decisions of the Court of Cassation between 2023-2025, examining in detail the legal nature of security for foreign nationals, its scope of application, exemption cases, and problems encountered in practice. Particularly important findings are made regarding who has the authority to determine security in enforcement proceedings, the application of the principle of reciprocity, and the balance between the right to access to justice and the obligation to provide security. The research is supported by analysis of existing legal regulations, systematic examination of judicial decisions, and a comparative law perspective.
1. GİRİŞ
Küreselleşen dünyada uluslararası ticari ilişkilerin artması ve kişilerin sınır ötesi hareketliliğinin yoğunlaşması, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk mahkemelerinde dava açma ve icra takibinde bulunma ihtiyacını artırmıştır. Bu durum, hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik arasında hassas bir dengenin kurulmasını gerektirmektedir.
Yabancılık teminatı, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk mahkemelerinde dava açmaları veya icra takibinde bulunmaları halinde, yargılama giderleri ile karşı tarafın uğrayabileceği zarar ve ziyanı karşılamak üzere göstermeleri gereken güvencedir¹. Bu müessese, 5718 sayılı MÖHUK'un 48. maddesinde düzenlenmiş olup, hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik arasında bir denge kurma amacı taşımaktadır.
Türk hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür².
Bu çalışmanın amacı, yabancılık teminatı müessesesini hukuki çerçevesi, uygulaması ve güncel gelişmeler açısından kapsamlı bir şekilde incelemek, Yargıtay'ın son dönem kararları ışığında uygulamada karşılaşılan sorunları tespit etmek ve çözüm önerileri sunmaktır.
2. HUKUKI ÇERÇEVE VE YASAL DÜZENLEME
2.1. MÖHUK Madde 48'in Kapsamı ve İçeriği
5718 sayılı MÖHUK'un 48. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; "Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır"³.
Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar" hükmü yer almaktadır⁴.
Bu düzenleme, yabancılık teminatının temel unsurlarını ortaya koymaktadır:
Kişisel kapsam: Yabancı gerçek ve tüzel kişiler
Maddi kapsam: Yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanı
Muafiyet imkanı: Karşılıklılık esasına dayalı muafiyet
2.2. Teminatın Hukuki Niteliği
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2025/975 esas sayılı kararında belirtildiği üzere, "Anılan maddede öngörülen teminat takip yapmanın ön koşulu olup mahkemece re'sen gözetilir"⁵. Bu tespit, yabancılık teminatının dava şartı niteliğinde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Teminatın dava şartı niteliğinde olması, şu sonuçları doğurmaktadır:
Mahkemece re'sen gözetilmesi zorunludur
Teminat gösterilmeden dava açılamaz veya takip başlatılamaz
Teminat eksikliği durumunda dava usulden reddedilir.
2.3. Diğer Kanunlarla İlişki
2.3.1. HMK Madde 84 ile İlişki
6100 sayılı HMK'nın 84. maddesi, genel olarak Türkiye'de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşlarının veya ödeme güçlüğü içinde bulunanların teminat göstermesi gereken halleri düzenler⁶.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2022/9782-2023/2740 sayılı kararında belirtildiği üzere, yabancılar söz konusu olduğunda MÖHUK 48 lex specialis (özel kanun) niteliğindedir ve öncelikle uygulanır: "hukukun genel ilkelerinden olan özel kanun genel kanunu dışlar (Lex specialis derogat generali) ilkesi kapsamında her halde 5718 sayılı yasanın evveliyetle uygulanması gerektiği"⁷.
2.3.2. İcra ve İflas Kanunu ile İlişki
İcra takiplerinde yabancılık teminatı, İİK'nın genel hükümleri ile birlikte uygulanmaktadır. Özellikle İİK'nın 16-18. maddeleri uyarınca şikayet yolu, teminat uyuşmazlıklarının çözümünde önemli rol oynamaktadır⁸.
3. TEMİNAT BELİRLEME YETKİSİ VE USUL HÜKÜMLERI
3.1. İcra Takiplerinde Teminat Belirleme Yetkisi
Yargıtay kararlarında en sık karşılaşılan sorun, icra takiplerinde teminat miktarının belirlenmesi yetkisinin kimde olduğu meselesidir. Bu konuda Yargıtay'ın yerleşik içtihadı bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2025/2718 sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere:
"İcra takibinde bulunan yabancı ve gerçek tüzel kişilerden icra memuru takip giderleri ile karşı tarafın bu takip dolayısı ile uğrayabileceği zarar ve ziyanını karşılayacak şekilde teminat belirlemesi gereklidir. İcra memurunun belirlediği teminat miktarının yazıda belirlenen ilkelere uymadığı veya teminattan muaf olunduğu halde teminat istendiği şikayet yolu ile icra mahkemesinde ileri sürülebilir"⁹.
3.2. İcra Mahkemesinin Yetkilerinin Sınırları
Yargıtay, icra mahkemelerinin doğrudan teminat miktarı belirlemesini hukuka aykırı bulmaktadır. Bu konuda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7750-2025/1186 sayılı kararında şu değerlendirme yapılmıştır:
"İlk Derece Mahkemesince; İİK'nin 17. maddesi uyarınca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda teminatın belirlenmesinin icra müdürlüğünce yapılmasına karar verilmesi gerekirken, icra müdürünün yerine geçerek, alacağın %20'si oranında teminat alınmasına karar verilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir"¹⁰.
Bu karar, teminat belirleme yetkisinin öncelikle icra müdürlüğüne ait olduğunu ve icra mahkemesinin bu konudaki yetkisinin sınırlı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
3.3. Şikayet Yolunun İşlevi
İcra takiplerinde yabancılık teminatına ilişkin uyuşmazlıklar, İİK'nın 16-18. maddeleri uyarınca şikayet yolu ile çözülmektedir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7393 sayılı kararında, şikayetin hukuki niteliği açıklanmıştır:
"Şikayet; icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş kendine özgü hukuki bir çıkış yolu ve çaredir. Şikayet kendine özgü bir yol olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir"¹¹.
İİK'nın 17. maddesinin 1. fıkrası uyarınca "Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir"¹². Bu düzenleme çerçevesinde, icra mahkemesinin teminat konusundaki yetkileri sınırlıdır.
4. TEMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ VE ORANTILIK İLKESİ
4.1. Teminat Oranının Belirlenmesinde Karşılaşılan Sorunlar
Uygulamada teminat oranının belirlenmesinde farklı yaklaşımlar görülmektedir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7393 sayılı kararında, icra müdürünün takip alacağının %100'ü oranında teminat istemesinin "yukarıda belirtilen ilkelere uymadığı" belirtilerek, bu oranın fahiş olduğu vurgulanmıştır¹³.
Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/600 esas sayılı kararında ise, %115 oranındaki teminatın "adalete erişim hakkını kısıtlar nitelikte" olduğu belirtilerek, %15 oranında teminat yeterli görülmüştür¹⁴.
4.2. Adalet Bakanlığı'nın Görüş Yazısı ve Uygulama İlkeleri
Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından 19.06.2023 tarihinde yayınlanan yazı, yabancı gerçek ve tüzel kişiler ile Türkiye'de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşlarının icra takibi başlatırken teminat alınması konusunu ele almaktadır¹⁵.
Bu yazıda belirlenen temel ilkeler şunlardır:
Teminat, takip alacağının yüzde 20'sinden az olmayacak şekilde belirlenmeli
Muafiyet için Dışişleri Bakanlığı'ndan bilgi alınmalı
Şüpheli durumlarda Bakanlık görüşü talep edilmeli
Yargı kararlarına uyulmalıdır.
4.3. Objektif Kriterlerin Belirlenmesi
İcra müdürlükleri teminat miktarını belirlerken şu faktörleri dikkate almalıdır:
Takip konusu alacağın miktarı ve niteliği
Takibin türü ve karmaşıklığı
Borçlunun uğrayabileceği muhtemel zarar
Yabancı alacaklının mali durumu ve güvenilirliği
5. KARŞILIKLILIK İLKESİ VE MUAFİYET HALLERİ
5.1. Karşılıklılık İlkesinin Hukuki Temeli
MÖHUK'un 48/2. maddesi uyarınca, mahkeme dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutabilir¹⁶. Bu karşılıklılık üç şekilde gerçekleşebilir:
5.1.1. Anlaşma Temelli Karşılıklılık
İki devlet arasında imzalanan ikili veya çok taraflı anlaşmalar çerçevesinde sağlanan karşılıklılıktır. Türkiye'nin çeşitli ülkelerle imzaladığı adli yardımlaşma anlaşmaları bu kapsamda değerlendirilmektedir.
5.1.2. Kanuni Karşılıklılık
Yabancı devletin kanunlarında Türk vatandaşları için benzer bir muafiyetin tanınması durumudur.
5.1.3. Fiili Karşılıklılık (De Facto Mütekabiliyet)
Yabancı devletin uygulamada Türk vatandaşlarından teminat talep etmemesi durumudur.
5.2. Katar Örneği: Fiili Karşılıklığın Tespiti
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/10414 sayılı kararında, Türkiye ile Katar arasındaki fiili karşılıklılık detaylı olarak incelenmiştir. Kararda, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nün 25.03.2024 tarihli yazısına atıfla şu değerlendirme yapılmıştır:
"Katar makamları tarafından 'Katar'da ilk aşamada mahkeme giderleri ve harçlarının davayı açan veya icra talep eden tarafça karşılandığı, bunun dışında kanunda özel bir şekilde belirtilmeyen hususlar dışında dava açılırken ve icra edilirken herhangi bir teminat talep edilmediğinin bildirildiği' ve Katar Devleti Yüksek Yargı Konseyi Hukuk İşleri Departmanı'nın 25.11.2020 tarihli mektubunda; '1990 yıl (13) sayılı Medeni ve Ticari Davalar Kanunu uyarınca, Katar mahkemeleri nezdinde dava açanların sadece kararlaştırılmış ve yaklaşık bin dolar civarındaki harçları ödemekle yükümlü oldukları, bunun dışında herhangi bir teminat veya başka bir meblağ ödemekle yükümlü olmadıkları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da tıpkı Katar vatandaşları ve diğer uyruklu vatandaşlar gibi aynı muameleye tabi tutuldukları' bildirildiği dikkate alındığında"¹⁷.
Bu değerlendirme sonucunda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Katar Devleti arasındaki fiili karşılıklılık esasına göre icra takibinde bulunan Katar Devleti siciline kayıtlı alacaklı tüzel kişinin teminat yatırma yükümlülüğü bulunmadığına karar verilmiştir.
5.3. İngiltere Örneği: Anlaşma Temelli Muafiye
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/2454 ve 2024/2455 sayılı kararlarında, İskoçya uyruklu şirketlerin durumu ele alınmıştır. Kararda, 28.6.1932 tarih ve 2045 Sayılı Kanun ile onaylanarak yürürlüğe girmiş olan 28.11.1931 tarihli 'Türkiye Cumhuriyeti ile İngiltere Hükümeti arasında mün'akit Müzahereti Adliye Mukavelenamesi'nin 12 ve 13. maddelerine atıf yapılmıştır¹⁸.
Bu anlaşma uyarınca, gerek gider ve gerekse harç tediyesi hakkında, taraf devletler vatandaşlarının (şirketlerinin) teminat göstermesine ilişkin bağlayıcı bir hükmün bulunmadığı, ancak Mukavelenamenin 12. maddesinde teminat yönünden bir Taraf Devletin vatandaşının diğer Taraf Devlette diğer Taraf Devletin kendi vatandaşı ile eşit bir muameleden yararlanacağı belirtilmiştir.
6. ADALETE ERİŞİM HAKKI VE TEMİNAT DENGESİ
6.1. Anayasal ve Uluslararası Boyut
Yabancılık teminatı uygulamasında, adalete erişim hakkı ile hukuki güvenlik arasında hassas bir denge kurulması gerekmektedir. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü, yabancılar için de geçerlidir¹⁹.
Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/600 esas sayılı kararında bu husus şu şekilde vurgulanmıştır:
"Ancak, şikayetçi yabancı kişi olsa dahi, adalete erişim hakkına sahiptir. Yabancılık teminatının müdürlükçe %115 oranında istenilmesi adalete erişim hakkını kısıtlar nitelikte olmuştur"²⁰.
6.2. Geçici Koruma Statüsündeki Kişiler
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin çeşitli kararlarında, Suriye uyruklu davacıların durumu ele alınmış, ancak bu konuda farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Karşı oy yazılarında, geçici koruma statüsündeki kişilerin "kırılgan grup" olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir:
"Geçici koruma statüsündeki kişiler, ev sahibi ülkenin diline hakim olmadıkları gibi kendilerine destek olacak bir yapıda bulunmamakta, toplam hayatına katılmaları, büyük oranda devletin katkısı ile mümkün olmaktadır. Uluslararası koruma altına alınan bu kişiler, mülteciler gibi ve hatta onlardan daha fazla kırılgan, imkanları sınırlı, savunmasız ve özel korumaya muhtaç kimselerdir"²¹.
6.3. Teminat Yükümlülüğünün Sınırları
Teminat yükümlülüğünün adalete erişim hakkını engelleyecek düzeyde olmaması gerekmektedir. Bu bağlamda:
Teminat miktarı makul ve orantılı olmalıdır
Fahiş teminat talepleri hukuka aykırıdır
Özel durumda bulunan yabancıların hakları korunmalıdır.
7. KARŞILAŞTIRMALI HUKUK AÇISINDAN DEĞERLENDİRME
7.1. Avrupa Birliği Uygulaması
1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi'nin 17. maddesinde; "âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği" düzenlenmiştir²².
Avrupa Birliği hukukunda 2003/8/EC sayılı Direktif ile teminat yükümlülüğü büyük ölçüde kaldırılmıştır. Türkiye'nin AB müktesebatına uyum sürecinde bu konunun gözden geçirilmesi gerekebilir.
7.2. Alman Hukuku
Alman ZPO § 110'da düzenlenen teminat yükümlülüğü, AB vatandaşları için kaldırılmış, üçüncü ülke vatandaşları için sınırlı tutulmuştur²³.
7.3. İkili Anlaşmalar
Türkiye'nin çeşitli ülkelerle imzaladığı ikili adli yardımlaşma anlaşmaları, yabancılık teminatından muafiyet sağlamaktadır. Bu anlaşmaların kapsamı ve uygulanması, her somut olayda ayrıca değerlendirilmektedir.
8. ÖZEL DURUMLAR VE İSTİSNALAR
8.1. İhtiyati Hacizde Teminat
İİK Madde 259, ihtiyati haciz talep edenin, haksız çıkması durumunda borçlunun ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararları karşılamak üzere teminat göstermesini öngörür²⁴.
MÖHUK 48 uyarınca yabancılık teminatından muafiyet, İİK 259 kapsamındaki ihtiyati haciz teminatından muafiyet anlamına gelmez. Bu iki teminat farklı amaçlara hizmet eder. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nin 2025/310-2025/238 sayılı kararında bu ayrım net bir şekilde ortaya konmuştur:
"MÖHUK'tan kaynaklanan teminat yükümlülüğünün bulunmaması sadece yabancılıktan kaynaklı teminat alınmayacağını göstermekte olup, aleyhine ihtiyati haciz istenen borçluların muhtemel zararlarına karşılık teminat alınması yükümü ise devam edecektir"²⁵.
8.2. İlamlı İcra Takiplerinde Teminat
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2022/9782-2023/2740 sayılı kararında, ilamlı icra takibinde dahi, MÖHUK 48 kapsamına giren durumlarda (yabancı alacaklı) borçlunun sırf takipten kaynaklanabilecek zararlarının olabileceği gözetilerek teminat alınması gerektiği belirtilmiştir:
"o halde ilamlı icra takibi de olsa borçlunun sırf takipten kaynaklanabilecek zararlarının olabileceği gözetilerek tazminat alınması gerektiği"²⁶.
9. UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
9.1. Tespit Edilen Temel Sorunlar
Yargıtay kararlarının analizi sonucunda, yabancılık teminatı uygulamasında şu temel sorunlar tespit edilmiştir:
9.1.1. Yetki Karmaşası
İcra müdürlükleri ile icra mahkemeleri arasında teminat belirleme yetkisi konusunda karmaşa yaşanmaktadır. Bu durum, usul güvenliğini zedelemekte ve farklı uygulamalara yol açmaktadır.
9.1.2. Orantısızlık Sorunu
Teminat miktarlarının bazen fahiş düzeyde belirlenmesi, adalete erişim hakkını kısıtlamaktadır. %100 veya %115 gibi yüksek oranlar, hak arama özgürlüğünü engelleyici niteliktedir.
9.1.3. Karşılıklılık Tespiti
Fiili karşılıklığın tespitinde objektif kriterlerin eksikliği görülmektedir. Bu durum, benzer durumda olan yabancılar arasında farklı uygulamalara yol açmaktadır.
9.2. Çözüm Önerileri
9.2.1. Mevzuat Düzenlemesi
MÖHUK'un 48. maddesinde, teminat miktarının belirlenmesine ilişkin objektif kriterler getirilmelidir. Teminat miktarı için üst sınır belirlenmesi (örneğin alacağın %15'i) düşünülebilir.
9.2.2. Yönetmelik İhtiyacı
Yabancılık teminatının uygulanmasına ilişkin detaylı bir yönetmelik çıkarılmalıdır. Bu yönetmelikte:
Teminat belirlenmesinde dikkate alınacak objektif kriterler
Mütekabiliyet durumunun tespitine ilişkin detaylı usul
Belirli durumlarda (küçük alacaklar, ticari ilişkiler vb.) teminat muafiyeti düzenlenmelidir.
9.2.3. Karşılıklılık Veri Tabanı
Adalet Bakanlığı bünyesinde, ülkeler arası karşılıklılık durumunu gösteren güncel bir veri tabanı oluşturulmalıdır. Bu veri tabanı:
Düzenli olarak güncellenmeli
İcra müdürlükleri ve mahkemelerin erişimine açık olmalı
Şeffaf ve objektif kriterlere dayalı olmalıdır
9.2.4. Eğitim Programları
İcra müdürlükleri ve mahkemeler için yabancılık teminatı konusunda eğitim programları düzenlenmelidir. Bu programlarda:
Güncel yargı kararları
Uluslararası anlaşmalar
Karşılıklılık ilkesinin uygulanması konuları ele alınmalıdır.
10. GÜNCEL GELİŞMELER VE GELECEK PERSPEKTİFİ
10.1. Yargıtay İçtihadının Gelişimi
Son dönem Yargıtay kararları incelendiğinde, yabancılık teminatı konusunda istikrarlı bir içtihat oluştuğu görülmektedir. Özellikle:
Teminat belirleme yetkisinin öncelikle icra müdürlüğüne ait olduğu
Fahiş teminat taleplerinin hukuka aykırı olduğu
Karşılıklılık ilkesinin titizlikle uygulanması gerektiği konularında netlik sağlanmıştır.
10.2. Uluslararası Gelişmeler
Küreselleşen dünyada uluslararası ticari ilişkilerin artması, yabancılık teminatı müessesesinin önemini artırmaktadır. Bu nedenle:
Hem hukuki güvenlik hem de adalete erişim hakkını gözeten dengeli bir yaklaşım benimsenmelidir
Özellikle geçici koruma statüsündeki kişiler gibi özel durumda bulunan yabancıların hakları korunmalıdır
Teminat yükümlülüğü adalete erişimi engelleyecek düzeyde olmamalıdır
10.3. Teknolojik Gelişmeler
Dijitalleşme sürecinde, teminat işlemlerinin elektronik ortamda yapılması ve takip edilmesi mümkün hale gelmektedir. Bu durum:
İşlemlerin hızlanmasını
Şeffaflığın artmasını
Hata riskinin azalmasını sağlayabilir.
11. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Yabancılık teminatı, Türk hukukunda yabancı gerçek ve tüzel kişilerin hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik arasında denge kuran önemli bir müessesedir. MÖHUK'un 48. maddesi çerçevesinde düzenlenen bu kurum, uygulamada çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır.
Yargıtay'ın son dönem kararları, bu sorunların çözümüne yönelik önemli ilkeler ortaya koymuştur. Özellikle teminat belirleme yetkisinin öncelikle icra müdürlüğüne ait olduğu, fahiş teminat taleplerinin hukuka aykırı olduğu ve karşılıklılık ilkesinin titizlikle uygulanması gerektiği konularında netlik sağlanmıştır.
Ancak uygulamada hala çeşitli sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunların çözümü için:
Mevzuat düzenlemesi
Yönetmelik çıkarılması
Karşılıklılık veri tabanı oluşturulması
Eğitim programları düzenlenmesi gereklidir.
Gelecekte, küreselleşen dünyada uluslararası ticari ilişkilerin artması ile birlikte yabancılık teminatı müessesesinin önemi daha da artacaktır. Bu nedenle, hem hukuki güvenlik hem de adalete erişim hakkını gözeten dengeli bir yaklaşım benimsenmelidir.
Sonuç olarak, yabancılık teminatı konusunda Yargıtay'ın ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde, hem icra müdürlükleri hem de icra mahkemelerinin yetkilerini bu doğrultuda kullanması, hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik açısından büyük önem taşımaktadır.
KAYNAKÇA
Mevzuat
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
Yargı Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2025/975, K. 2025/2718, T. 26.03.2025
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2024/7750, K. 2025/1186, T. 13.02.2025
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2024/5977, K. 2024/10414, T. 10.12.2024
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2024/1957, K. 2024/7393, T. 18.09.2024
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/2918, K. 2024/2455, T. 13.03.2024
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/2357, K. 2024/2454, T. 13.03.2024
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2022/11081, K. 2024/8500, T. 02.10.2024
Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi, E. 2022/600, K. 2022/753, T. 31.05.2022
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, E. 2025/310, K. 2025/238
Uluslararası Sözleşmeler
1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi
1931 tarihli Türkiye Cumhuriyeti ile İngiltere Hükümeti arasında Müzahereti Adliye Mukavelenamesi
Akademik Kaynaklar
Şanlı, Cemal/Esen, Emre/Ataman, İnci: Milletlerarası Özel Hukuk, İstanbul, 8. Baskı, 2023
Nomer, Ergin: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul, 22. Baskı, 2022
Şit İmamoğlu, Banu: İcra Hukukunda Yabancılık Teminatı, Ankara, 2021
Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Sungurtekin Özkan, Meral/Özekes, Muhammet: İcra ve İflas Hukuku, 11. Bası, Ankara, 2013
DİPNOTLAR
¹ 5718 sayılı MÖHUK, m. 48/1.
² Şanlı/Esen/Ataman, s. 245.
³ 5718 sayılı MÖHUK, m. 48/1.
⁴ 5718 sayılı MÖHUK, m. 48/2.
⁵ Yargıtay 12. HD, E. 2025/975, K. 2025/2718, T. 26.03.2025.
⁶ 6100 sayılı HMK, m. 84.
⁷ Yargıtay 12. HD, E. 2022/9782, K. 2023/2740.
⁸ 2004 sayılı İİK, m. 16-18.
⁹ Yargıtay 12. HD, E. 2025/975, K. 2025/2718, T. 26.03.2025.
¹⁰ Yargıtay 12. HD, E. 2024/7750, K. 2025/1186, T. 13.02.2025.
¹¹ Yargıtay 12. HD, E. 2024/1957, K. 2024/7393, T. 18.09.2024.
¹² 2004 sayılı İİK, m. 17/1.
¹³ Yargıtay 12. HD, E. 2024/1957, K. 2024/7393, T. 18.09.2024.
¹⁴ Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi, E. 2022/600, K. 2022/753, T. 31.05.2022.
¹⁵ Adalet Bakanlığı İcra İşleri Dairesi Başkanlığı, 19.06.2023 tarihli yazı.
¹⁶ 5718 sayılı MÖHUK, m. 48/2.
¹⁷ Yargıtay 12. HD, E. 2024/5977, K. 2024/10414, T. 10.12.2024.
¹⁸ Yargıtay 12. HD, E. 2023/2357, K. 2024/2454, T. 13.03.2024.
¹⁹ 2709 sayılı Anayasa, m. 36.
²⁰ Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesi, E. 2022/600, K. 2022/753, T. 31.05.2022.
²¹ Yargıtay 4. HD, karşı oy yazısı.
²² 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi, m. 17.
²³ Alman ZPO § 110.
²⁴ 2004 sayılı İİK, m. 259.
²⁵ İstanbul BAM 13. HD, E. 2025/310, K. 2025/238.
²⁶ Yargıtay 12. HD, E. 2022/9782, K. 2023/2740.
Anahtar Kelimeler: Yabancılık teminatı, MÖHUK, icra takibi, karşılıklılık ilkesi, adalete erişim hakkı, teminat belirleme yetkisi
Keywords: Security for foreign nationals, MÖHUK, enforcement proceedings, principle of reciprocity, right to access to justice, authority to determine security