A
Admin
Yönetici
Yönetici
Gözü pek yiğit insanlarının yeni cihana nam saldığı.. ‘Trabzon olmadıktan sonra İstanbul'u neyleyim’ diyen Fatih’in atlarla, develerle Zigana’yı 40 günde aşarak fethettiği.. Büyük Atatürk’ün, İlk defa Samsun’a ayak bastığım zaman, bana kalp kuvveti verenlerin ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım’ Sözleriyle tarihin gururlu sayfalarına astığı.. Trabzon’un geçmişinde kültürel, toplumsal, ekonomik, siyasal pek çok önemli olay vardır kuşkusuz.. Lakin bunlara kesinlikle Trabzonspor’u da eklemek gerekir.. Çünkü, bir futbol takımının bir kentin konumunu, itibarını, saygınlığını ve hatta turizmini, ekonomisini kısaca yazgısını nasıl değiştirdiğinin belki de Dünya’daki tek örneğidir Trabzon.. Trabzonspor’dan önceki Trabzon ile Trabzonspor’dan sonraki Trabzon arasındaki farkı bilen birisi olarak iddiam odur ki, Trabzonspor’suz bir Trabzon’un Türkiye’deki yerini mercekle ancak bulursun! Elbette çok saygın siyasiler, bilim insanları, çok değerli yazarlar, şairler ,sanatçılar ,iş insanları çıkarmıştır lakin, hiç birisi Trabzonspor’un yaptığı katkıyı yapamamıştır.. TV’lerde haberlerden sonra hava durumu verilirken ekrandaki Türkiye haritasında Trabzon ismi yazıldığı için mutlu olan, Yalan, yanlış Temel fıkralarıyla alay edilen bir nesil olarak iddiamız odur ki, Trabzonspor’u Trabzon’dan çekip aldığında geriye pek fazla bir şey kalmaz. Ve Trabzon, Türkiye gündeminde kolay kolay yer bulamaz... Eğer bu gün tüm Türkiye’de bir Trabzon ağırlığı varsa, sanayisiyle, turizmiyle bizle kıyaslanmayacak kadar önde olan şehirlerin adı , sanı anılmazken Trabzon ülke gündeminden düşmüyorsa, bunda en büyük pay Trabzonspor’undur.. Peki, Trabzonlu bunun farkında mıdır? Kesinlikle farkındadır.. Bir Trabzonlu için Trabzonspor sadece 11 futbolcunun top peşinde koştuğu bir futbol takımı değildir.. O, gururudur, onurudur, kendisini kanıtladığı en yüce olgudur.. En başta Trabzonspor vardır, diğer her şey onun ardından gelir.. İşte bu yüzdendir ki Trabzonspor aşkı ,dededen toruna kutsal bir miras olarak geçmeye devam eder.. Her ne kadar bazen küser gibi görünse de takımına.. Bu sevgiliye yapılan naz gibidir.. İlk fırsatta daha bir coşkuyla koşup sarılmak için fırsat beklemektir.. Çünkü Trabzonsporluluk genlerden gelen hiç sönmeyen bir tutku, asla dinmeyen bir aşktır.. Bebesinden, dedesine, ebesinden ninesine kadar herkes hastasıdır Bordo-Mavinin.. Kah forma olur gencinin sırtında.. Kah bebeğin beşiğinde.. Dedenin yeleğinde, ninenin eteğinde.. Duvarında boyadır, Çeyizinde oyadır.. Yenilgiler olsa da yürek yarası, En büyük ikramiyedir cebindeki bilet parası... Kazanınca coşar seller gibi.. Kaybedince dünyası kararır, genç yaşında saçı dökülen keller gibi.. Ve de takımına yapılan yanlışı asla unutmaz. Bu yolda yalnız kalsa da davasından vazgeçmez.. En azından ilahi adaletin cevabını bekler.. O’da gecikmeli de olsa yapar gerekeni.. Kimisini şike lekesine bulaştırır.. Kimisini alt liglerde süründürür.. *** Yani, işin özü şudur ki; Trabzon, Türkiye’nin T’sidir ama, Trabzon’un T’si de Trabzonspor’dur… Hiç kuşkusuz ve de tartışmasız..