A
Admin
Yönetici
Yönetici
Satranç tahtası karşınızda. Rakip ani bir hamleyle şahınızı tehdit etti. İçgüdünüz hemen karşılık vermenizi söylüyor. Bazen en etkili cevap hareketsiz kalmaktır. Savunma hatlarınızı sağlam kurdunuz. Taşlarınız kritik noktalarda. Artık sıra rakibinizde. Onun adımını beklemek zorundasınız. Bu sessizlik dikkat dolu bir bekleyiştir. Gözleriniz açık, zihniniz tetikte. Her hareketi izliyorsunuz. O anı düşünün. Taşlarınız tam istediğiniz yerde. Yapabileceğiniz her hamleyi yaptınız. Sonuç artık karşı tarafın seçimine bağlı. Kontrolü bırakmak huzursuz eder. Peki neden bu kadar zorlanırız? Cevap net: Teslimiyeti yanlış anlıyoruz. Kenara çekilip hiçbir şey yapmamak sanıyoruz. Bu eksik bir bakış. Gerçek teslimiyet, tüm çabayı gösterdikten sonra gelir. Çabasız teslimiyet boş bir kabullenmedir. İkisi birbirini tamamlar. "Her şeyi yaptım" noktasına nasıl ulaşırız? Basit bir soru: Elinizdeki tüm fırsatları sonuna kadar kullandınız mı? TOKİ'den ev kurasına katıldığınızı düşünün. Başvuru formunu eksiksiz doldurdunuz. Tüm belgeleri tamamladınız. Yetkililere teslim ettiniz. Artık yapabileceğiniz tek şey vardır: Kurayı beklemek. İki kez başvurmak sadece kargaşa yaratır. Bunaltıcı sıcakta bir adam hayal edin. Ter damlaları sırtından akıyor. Önce pencereyi ardına kadar açtı. Bu iyi bir adımdı. Ama hava durgundu. Serinlik gelmedi. Sonra duvardaki klima kumandasına uzandı. Fanı en yüksek seviyeye aldı. Sıcaklık düşmedi. En son klimayı en soğuk moda ve en güçlü ayara getirdi. Bunları yapmak onun elindeydi. Yapmazsa sıcaklığa katlanmak zorunda kalırdı. Pencereleri açtıysa, fanı çalıştırdıysa, klimayı en soğuk moda aldıysa artık yapacağı tek şey vardır: Havanın yavaşça serinlemesini izlemek. İşte gerçek teslimiyet budur. Kontrol edebileceğiniz her şeyi yaptıktan sonra beklemek, işleri zorlamamaktır. Bu itimat etmektir. Kontrolsüzlük değil. Tarlaya tohumu ektikten sonra hemen filiz beklemezsiniz. Toprağa, suya, güneşe güvenirsiniz. Sizin hedefiniz ne? Tüm seçeneklerinizi sonuna kadar denediniz mi? Bir telefon daha ettiniz mi? Bir mesaj daha yolladınız mı? Son bir kez yüz yüze görüşmeyi denediniz mi? Tüm yolları gerçekten denediniz mi? Cevap evetse şimdi bekleme zamanı. Bu bekleme sonsuz değildir. Yeni bir fırsat belirene kadar sürer. Elinizde olan yeni bir yol çıkana dek. İşte zorlamamanın özü bu. İşleri düzeltmek isteriz. Ama zorla düzeltmek genellikle zarar getirir. Zorlama kayba yol açar. Leonardo da Vinci, Mona Lisa’yı yıllarca yanında taşıdı. Bitmiş saymıyordu. Acele etmedi. Zamanın işlemesine izin verdi. Sıcak odadaki adam klimayı çalıştırdı. Artık beklemesi gerek. Oda yavaşça serinleyecek. Yeterince bekleyip hâlâ rahatsızsa klimayı daha da soğutabilir. Ama bunu hemen yaparsa enerjiyi boşa harcar. Sabır gerekir. Teslimiyet ve eylem birbirine bağlıdır. Biri diğerini dışlamaz. Teslimiyet şu anda elinizden gelen her şeyi yaptığınız andır. Hazırlık tamamdır. Klima çalışıyor. Taşlar yerleşti. Tohum toprağa düştü. Artık sürecin işlemesine izin verme vakti. Hazırsanız beklemek de yolda ilerlemektir. Hangi bekleyiş sizi büyütüyor? O sessizliğin gücünü keşfedin.