A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ersin Tatar’ın erken bir şekilde kendisini bağımsız cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmesinin ardından devam eden tartışma ve spekülasyonlar nihayet pazartesi akşamı koalisyona dahil üç partinin ortak katılımıyla düzenlenen “SAĞDUYU MUTABAKATI” ile sona erdi. Adaylığını açıklaması sonrası geçen süreçte UBP de dahil Tatar’a güçlü destek verilmemesi, hatta parti başkanı veya başka isimlerin UBP adına Cumhurbaşkanı adayı çıkabileceği, UBP’ye ait siyasi gücün ortaya çıkması için YDP’nin ilk turda aday gösterebileceği ve Serdar Denktaş’ın DP’nin potansiyelini bertaraf edecek şekilde başka parti kurma girişimleri devam ederken beklenmedik şekilde koalisyona mensup partiler bir araya gelerek Tatar’a destek vermek için Sağduyu Mutabakatında buluştular. UBP de dahil hükümete mensup partiler ve parti mensupları bugüne kadar söylemde dahi olsa Tatar’a güçlü destek vermezken apansız bir şekilde destek mitingi düzenlemelerinin nedenini anlamak pek de güç olmayacaktır. Anlaşılan kerhen de olsa hükümet partilerini Tatar’cı yapan üç temel motivasyon olabilir: UBP’yi temsilen başka bir aday çıkarma ve Türkiye’ye kabul ettirme girişimleri akamete uğramıştır. Tahmin edilebileceği gibi; hükümet partileri sınır ötesinden gerektiği şekilde tembihlenmiştir. Boşuna bize tembihli demokrasi demiyorlar. Tatar’ın kaybetmesi halinde aynı görüşü savunan hükümetin yıkılışı da kaçınılmaz şekilde ivme kazanacaktır. Dolayısıyla, hükümetin devamı uğruna koalisyon partileri Tatar’n kazanması için uğraş verme durumundadırlar. Kazanması açısından büyük avantaj oluşturan Sağduyu Mutabakatına rağmen Ersin Tatar’ın önünde büyük engeller durmaktadır. Sayın Tatar’ın seçim kampanyasını yürütmeye başlayan profesyonel ekibin, ezberden uzak aşağıdaki menfi yönleri dikkate alarak algı çalışmalarına yoğunlaşması gerekmektedir: Kurucu Cumhurbaşkanı haricinde gerek sağda gerekse solda cumhurbaşkanlığını ikinci kez kazanan olmamıştır. Kaldı ki, UBP’nin efsane başkanlarından etki düzeyi çok daha fazla olan Dr. Derviş Eroğlu dahi ikinci kez seçilmeyi başaramamıştır. Geçmiş cumhurbaşkanlarına kıyasla görev süresi içerisinde sınır kapısı açma, ticari kolaylık veya çözüme yönelik kayda geçen anlaşma gibi Tatar’ın ön plana çıkarılabilecek başarıları bulunmamaktadır. Tatar ile başlayan iki devletli egemen eşitliğe dayanan yeni siyasetin somut olumlu sonuçları yerine muhalefete malzeme olacak şekilde Türki Cumhuriyetlerinden tanınma beklerken onların Güney Kıbrıs’ta elçilik açması ve Türk yatırımcılara yönelik mülkiyet esaslı tutuklamalar Tatar’ın en önemli açmazlarıdır. Anayasal görevi olan devletin kesintisiz devamı yönündeki sorumluluğunda da Tatar yeterince müdahil olmamış, başta YÖDAK olmak üzere denetim kurumlarına isabetli atama yapmamış ve hükümetin liyakatten yoksun atamalarına noter gibi onay vermiştir. Propaganda ekibi hiç kuşkusuz Tatar’ı milliyetçiliği ve devlet adamlığı ile öne çıkarmaya ve farklılaştırmaya çalışacaktır. Ancak, Tatar’ın müktesebatı, yurt dışında geçirdiği süre, askerlik görevini bedelli yapması gibi olgular gerekli algıyı yaratmada propagandistlerin işini bayağı zorlaştıracaktır. Sağduyu Mutabakatı partileri hükümetteki yıpranmışlıklarından dolayı irtifa kaybederken partililerini ve sempatizanlarını Tatar’a yönlendirmek için meşru bir neden yaratmakta bayağı zorlanacaklardır. Kaldı ki, golifa vatandaşlık, istihdam, kırsal kesim arsası ve tabanca ruhsatı gibi siyasi rüşvet nitelikli avantalar eskisi gibi fütursuzca dağıtılamamaktadır. Bir önceki seçimde Tatar’ın işini kolaylaştıracak şekilde Akıncı’nın bazı malum çevreleri tedirgin ve provoke eden hataları Erhürman kuvvetle muhtemel yapmayacaktır. Sonuç olarak; yukarıdaki hususları dikkate almadan Ersin Tatar’a yönelik yürütülecek bir seçim kampanyasının başarı şansı son derece düşük olacaktır. BİZDEN UYARMASI !...