A
Admin
Yönetici
Yönetici
Suriye'de Alevileri temsilen, Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi (PCCWS) kuruldu. Konsey, ülkede savaşın sona erdirilmesi ve bölgeler arası adaletin sağlanması için federal bir yönetim çağrısı yaptı.
Federal yapının, bölgelerin kendi kaynaklarını yönetmesine ve iç çatışmaların güç yerine hukuk yoluyla çözülmesine imkân tanıyacağını ifade etti.
Konsey sözcüsü Kenan Weqaf, yeni oluşumun Lazkiye, Tartus, Humus vilayetleri ile Hama ve Ghab Ovası’nın bazı bölgelerini kapsadığını açıkladı. Konsey bildirisine göre her bölge kendi kaynaklarını kullanma ve iç çatışmalara son verme yetkisine sahip olacak; adaletin güç değil demokrasi ve hukukla sağlanabileceği vurgulandı.
“Erdoğan hükümeti tarafından desteklenen terörist sistem”
Konseyin kuruluş gerekçesi olarak, Suriye’de Alevi toplumuna geçici yönetim tarafından dayatılan ayrımcı politikalar gösterildi. Bildiride Şam’daki HTŞ yönetimi için de “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti tarafından desteklenen, belirli bir dönemde iktidarı ele geçiren terörist sistem” ifadeleri kullanıldı.
Konsey, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2254 sayılı kararına bağlı olduğuna vurgu yaparak, BM gözetiminde yeni bir ulusal kongre toplanması çağrısı yaptı. Dini esaslara dayalı “tekçi hükümet” modeli reddetti, terörist çete grupların Suriye’den çıkarılması istedi. Suriye’nin ancak federal sistem sayesinde çatışma döngüsünden çıkabileceğini ve yerel-bölgesel istikrara kavuşabileceğinin altını çizdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), bu adımın, “adalet, vatandaşlık ve insan haklarına saygıya dayalı sivil ve laik bir model oluşturmayı hedeflediğini” duyurdu. Konseyin planı, “insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçlarının Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) sevk edilmesi, gerekli soruşturmaların başlatılması, Suriyeli ve uluslararası yargıçlar başkanlığında Suriye için özel bir mahkeme kurulması da dahil olmak üzere geçiş dönemi adaletini ele almayı” içeriyor. Konsey ayrıca, bu yargılamaların yerel ve uluslararası medya tarafından takip edilmesini de sağlayacak.
Konseyin kurucuları arasında Amcad Bedran, Salah Niouf, İsa İbrahim, Ali Abboud, Kenan Weqaf, Ammar Acib, Mustafa Rustom, Aws Darwiş, Raif Salama ve Wahid Yazbek gibi isimler bulunuyor.
Avrupa Arap Alevileri Federasyonu: Halkımızın kaderini tayin etme yolunda cesur bir adım
Avrupa Arap Alevileri Federasyonu, ‘Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi’nin kuruluşunu selamlayarak halkın kendi kaderini tayin etme yolunda cesur bir adım atıldığını belirtti.
“Bugün, tarihimizin onurlu sayfalarına yazılacak bir adım atılıyor. Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi’nin kuruluşunu coşku, umut ve heyecanla selamlıyoruz!
Kurucu üyeler Amjad Badran, Salah Niouf, İsa İbrahim, Ali Abboud, Kenan Weqaf, Ammar Ajib, Mustafa Rustom, Aws Darwiş, Raif Salama, Wahid Yazbek ve tüm kıymetli yol arkadaşlarını yürekten kutluyoruz. Bu girişim, yalnızca bir siyasi yapı değil; Orta ve Batı Suriye’deki Alevi topluluklarının onurlu mücadelesinin, varlık iradesinin ve özgürlük talebinin somutlaşmış hâlidir.
Konseyin kuruluşu, halkımızın kendi kaderini tayin etme yolunda cesur bir adımdır. Bu adım, yıllardır susturulmak istenen bir sesin artık çok daha gür ve özgüvenle yükseldiğinin işaretidir. Bu sesin yanında, bu mücadelenin omuz başındayız. Bugün umutlarımız tazeleniyor, yarınlarımız aydınlanıyor. Birlikte, daha adil, daha onurlu ve daha güçlü bir gelecek inşa edeceğiz!”
Federal yapının, bölgelerin kendi kaynaklarını yönetmesine ve iç çatışmaların güç yerine hukuk yoluyla çözülmesine imkân tanıyacağını ifade etti.
Konsey sözcüsü Kenan Weqaf, yeni oluşumun Lazkiye, Tartus, Humus vilayetleri ile Hama ve Ghab Ovası’nın bazı bölgelerini kapsadığını açıkladı. Konsey bildirisine göre her bölge kendi kaynaklarını kullanma ve iç çatışmalara son verme yetkisine sahip olacak; adaletin güç değil demokrasi ve hukukla sağlanabileceği vurgulandı.
“Erdoğan hükümeti tarafından desteklenen terörist sistem”
Konseyin kuruluş gerekçesi olarak, Suriye’de Alevi toplumuna geçici yönetim tarafından dayatılan ayrımcı politikalar gösterildi. Bildiride Şam’daki HTŞ yönetimi için de “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti tarafından desteklenen, belirli bir dönemde iktidarı ele geçiren terörist sistem” ifadeleri kullanıldı.
Konsey, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2254 sayılı kararına bağlı olduğuna vurgu yaparak, BM gözetiminde yeni bir ulusal kongre toplanması çağrısı yaptı. Dini esaslara dayalı “tekçi hükümet” modeli reddetti, terörist çete grupların Suriye’den çıkarılması istedi. Suriye’nin ancak federal sistem sayesinde çatışma döngüsünden çıkabileceğini ve yerel-bölgesel istikrara kavuşabileceğinin altını çizdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), bu adımın, “adalet, vatandaşlık ve insan haklarına saygıya dayalı sivil ve laik bir model oluşturmayı hedeflediğini” duyurdu. Konseyin planı, “insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçlarının Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) sevk edilmesi, gerekli soruşturmaların başlatılması, Suriyeli ve uluslararası yargıçlar başkanlığında Suriye için özel bir mahkeme kurulması da dahil olmak üzere geçiş dönemi adaletini ele almayı” içeriyor. Konsey ayrıca, bu yargılamaların yerel ve uluslararası medya tarafından takip edilmesini de sağlayacak.
Konseyin kurucuları arasında Amcad Bedran, Salah Niouf, İsa İbrahim, Ali Abboud, Kenan Weqaf, Ammar Acib, Mustafa Rustom, Aws Darwiş, Raif Salama ve Wahid Yazbek gibi isimler bulunuyor.
Avrupa Arap Alevileri Federasyonu: Halkımızın kaderini tayin etme yolunda cesur bir adım
Avrupa Arap Alevileri Federasyonu, ‘Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi’nin kuruluşunu selamlayarak halkın kendi kaderini tayin etme yolunda cesur bir adım atıldığını belirtti.
“Bugün, tarihimizin onurlu sayfalarına yazılacak bir adım atılıyor. Orta ve Batı Suriye Siyasi Konseyi’nin kuruluşunu coşku, umut ve heyecanla selamlıyoruz!
Kurucu üyeler Amjad Badran, Salah Niouf, İsa İbrahim, Ali Abboud, Kenan Weqaf, Ammar Ajib, Mustafa Rustom, Aws Darwiş, Raif Salama, Wahid Yazbek ve tüm kıymetli yol arkadaşlarını yürekten kutluyoruz. Bu girişim, yalnızca bir siyasi yapı değil; Orta ve Batı Suriye’deki Alevi topluluklarının onurlu mücadelesinin, varlık iradesinin ve özgürlük talebinin somutlaşmış hâlidir.
Konseyin kuruluşu, halkımızın kendi kaderini tayin etme yolunda cesur bir adımdır. Bu adım, yıllardır susturulmak istenen bir sesin artık çok daha gür ve özgüvenle yükseldiğinin işaretidir. Bu sesin yanında, bu mücadelenin omuz başındayız. Bugün umutlarımız tazeleniyor, yarınlarımız aydınlanıyor. Birlikte, daha adil, daha onurlu ve daha güçlü bir gelecek inşa edeceğiz!”