A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bu yılın en önemli gündem maddesi hiç kuşkusuz KKTC Cumhurbaşkanlığı secim süreci olacaktır. Bu çerçevede, atılan en önemli ilk adım 2 Haziran 2025 günü, Ulusal Birlik Partisi (UBP), Demokrat Parti (DP) ve Yeniden Doğuş Partisi’nin (YDP), ikinci dönem için ortak aday olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı belirlediklerini “Sağduyu Mutabakatı” etkinliği ile kamuoyuna duyurmalarıdır Sağduyu mutabakatının zamanlaması, tembihli mi gerçekleşip gerçekleşmediği, coşkusu ve bu desteğin koalisyon partileri üye ve sempatizanları üzerinde ne kadar etkili olacağı elbette tartışılabilir. Ancak tartışmalı da olsa böylesi bir mutabakat geçmişte olduğu gibi bugün de solda halen daha ortaya çıkmamıştır. Kuramsal temellerin aksine özellikle Kıbrıs Sorunu ekseninde federalist ve KKTC devletinin bağımsızlığını savunanlar şeklinde yapılan sağ-sol ayrımı seçim sath-ı-mailine girerken dahi hiçbir zaman samimi bir sol ittifakı ortaya koyamamıştır. Solda samimi ve içten bir ittifak kurulamamasının en önemli nedeni “kuyruk ve evlat acısı” benzeri bir husumet olmasa dahi TKP/TDP ve CTP arasında süregelen üstünlük mücadelesidir. Bir parti “Ben büyük partiyim sizle pazarlık etmem doğrudan bize katılın” anlamında tavır sergilerken diğer parti “Siz bizi hakir göremezsin Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve hatta En büyük Belediye Reisliğinde biz daha başarılıyız” tavrını göstererek iki parti arasındaki restleşme gelenek haline gelmiştir. Solda ittifakı zorlaştıran bir diğer neden ise federalistlerin Türkiye’ye farklı bakış açılarıdır. Bir kesim Türkiye’yi KKTC’de müdahaleci ve hatta “işgalci” olarak tanımlarken C.T.P gibi diğer bir sol kesim bunu reddetmekte ve Türkiye ile ilişkileri bozmamaya hassasiyet göstermektedir. Sözde “Çözüm, Barış, Birlik Beraberlik ve Mücadele” şiarlarını her şeyin üzerinde tutan sol cenahın devamlılık arz eden bu restleşmesi, Kıbrıs Türk Seçmeninin sol kesime yönelik desteğini ve güvenini sarsan önemli bir boyuta ulaşmıştır. Sağda mutabakat deklarasyonu ile eş zamanlı olarak TDP adına LTB Başkanı Mehmet Harmancı’nın yaptığı en son açıklamalar gereğinden fazla iddialı, istisnaları genelleştiren ve CTP’ye meydan okuyan nitelik taşımaktadır. Geçtiğimiz yerel seçimlerde TDP’nin Girne’de yüzde 30’a yakın, Lefkoşa’da ise yüzde 50 oranında oy aldığını söyleyen Harmancı, partinin geçmişte Cumhurbaşkanlığı’nı kazandığı bir geleneği olduğunu, bu nedenle çok adaylı bir yarışta seçmenleri yalnız bırakmamaları gerektiğini iddia etti. Harmancı’nın “Biz aday oluruz, ikinci tura kalırız” şeklindeki söylemi de fevkalade iddialı olmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, Harmancı’nın da çok iyi bildiği gibi, kişilerin ön plana çıktığı Lefkoşa ve Girne’deki parti başarısı yanıltıcı olarak genellemeye çalışılmaktadır. Halbuki diğer beldelerde partisinin hiçbir varlık gösterememesini ve dolayısıyla Lefkoşa ve Girne’nin istisna olduğunu itiraf edememektedir. Sayın Harmancı’nın iddia ettiği gibi; TKP/TDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma veya ikinci tura kalıp kalma geleneğinin olup olmadığını anlamamız için geçmiş seçim sonuçlarına göz atmamız gerekmektedir. Tablo, 1974 sonrası KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan ve ikinci gelen adayları göstermektedir. SIRA NO SEÇİM TARİHİ KAZANAN ADAY İKİNCİ GELEN ADAY 1 20 Haziran 1976 Rauf Raif Denktaş (UBP) Ahmet Mithat Berberoğlu (C.T.P.) 2 28 Haziran 1981 Rauf Raif Denktaş (UBP) Ziya Rızkı (T:K.P) 3 09 Haziran 1985 Rauf Raif Denktaş (UBP) Özker Özgür (C.T.P.) 4 22 Nisan 1990 Rauf Raif Denktaş (UBP) 61404 oy İsmail Bozkurt (Bağımsız) 29568 Oy 5 22 Nisan 1995 Rauf Raif Denktaş (Bağımsız) Dr. Derviş Eroğlu (UBP) 6 16 Nisan 2000 Rauf Raif Denktaş (Bağımsız) Dr. Derviş Eroğlu (UBP) 7 17 Nisan 2005 Mehmet Ali Talat (C.T.P) Dr. Derviş Eroğlu (UBP) 8 18 Nisan 2010 Dr. Derviş Eroğlu (UBP) Mehmet Ali Talat (Bağımsız) 9 26 Nisan 2015 Mustafa Akıncı (Bağımsız) Dr. Derviş Eroğlu (Bağımsız) 10 18 Ekim 2020 Ersin Tatar (U.B.P) Mustafa Akıncı (Bağımsız) Tablodan da görüleceği gibi; TKP veya TDP amblemi ile cumhurbaşkanlığını kazanan herhangi bir aday bulunmamaktadır. Kökeni itibariyle bakıldığında; Mustafa Akıncıyı bu kategoride sayabiliriz (onda bir oranında). Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci gelen adaylar arasında TKP amblemiyle seçime katılan sadece merhum Ziya Rızkı’dır. Kökeni itibariyle 18 Ekim 2020 seçimlerinde ikinci tura kalan Mustafa Akıncı’yı da bu kategoride sayabiliriz (Onda iki oranında). Sonuç olarak; parti olarak seçime katılan adaylar dikkate alındığında hem cumhurbaşkanlığını kazanan hem de ikinci gelen adaylarda şampiyonluk UBP’ye aittir. UBP’yi ise Cumhurbaşkanlığını bir kez kazanan, ikinci sırada da iki kez yer alan C.T.P. takip etmektedir. Durum böyle iken, TKP veya TDP’nin özellikle C.T.P karşısında Cumhurbaşkanlığını kazanmada veya ikinci tura kalmada başarı geleneğine sahip olduğunu iddia etmesi gereğinden fazla abartılı ve hatta maalesef öz-yanıltma anlamına gelmektedir.