A
Admin
Yönetici
Yönetici
Prostat kanserinin erken evrede teşhis edilmesiyle birlikte, geleneksel cerrahi yöntemlere alternatif tedavi seçenekleri ön plana çıkıyor. Bu seçeneklerden biri olan ve Türkiye’de belirli merkezlerde uygulanmaya başlanan nanoknife yöntemi, özellikle erken evredeki ve küçük hacimli prostat tümörlerinde yüz güldürücü sonuçlar vadediyor. Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Eymen Gazel, yöntemin detaylarını anlattı. Erken Teşhis, Başarılı Tedavi İçin Anahtar Rolde Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri olarak öne çıkıyor. Ancak son yıllarda hem tanı teknolojilerindeki gelişmeler hem de artan toplumsal farkındalık sayesinde, hastalık daha erken evrede saptanabiliyor. Doç. Dr. Eymen Gazel, 45 yaş üzerindeki erkeklerin şikayet olmasa dahi düzenli ürolojik kontrol yaptırması gerektiğini vurguluyor. Tanının PSA testi ve multiparametrik prostat MR ile başladığını belirten Gazel, kesin tanının ancak biyopsi ile konduğunu ifade ediyor. Nanoknife ile Cerrahisiz Tedavi Mümkün Doç. Dr. Gazel, erken evre ve küçük hacimli tümörlerde, nanoknife yöntemiyle başarılı sonuçlar elde ettiklerini belirtiyor. Bu yöntem sayesinde, hastalar klasik cerrahiye gerek kalmadan etkili bir tedavi süreci yaşayabiliyor. Daha önce karaciğer ve pankreas tümörlerinde kullanılan nanoknife teknolojisinin prostat kanserinde de umut verici sonuçlar verdiği ifade ediliyor. Yan Etkiler Azalıyor, Fonksiyonlar Korunuyor Nanoknife yönteminin en dikkat çeken yönlerinden biri, çevre dokulara zarar vermemesi. Yöntem, “irreversible elektroporasyon” adı verilen bir teknikle, hücre zarında kalıcı delikler oluşturarak tümör hücrelerini etkisiz hale getiriyor. İşlem sırasında dokularda ısı artışı oluşmadığı için idrar kanalı, sinir dokuları ve sfinkter kası gibi hassas yapılar korunabiliyor. Böylece hastaların idrar ve cinsel fonksiyonları büyük ölçüde etkilenmeden kalıyor. Günübirlik ve Konforlu Bir Uygulama Genel anestezi altında yapılan nanoknife işlemi, ameliyathane ortamında gerçekleştirilip yaklaşık 6 saatlik bir istirahat süresinin ardından hastanın taburcu edilmesine olanak tanıyor. İşlemde ultrason rehberliğinde yerleştirilen elektrotlara kısa süreli yüksek voltajlı elektrik akımı verilerek, sadece tümörlü doku hedef alınıyor. Hastanede uzun süre yatış gerektirmemesi ve iyileşme sürecinin hızlı olması, yöntemi özellikle aktif yaşam süren bireyler için cazip hale getiriyor. Her Hastaya Uygun Değil, Takip Şart Doç. Dr. Gazel, nanoknife yönteminin her prostat kanseri hastası için uygun olmayabileceğine dikkat çekiyor. Tedavi sonrası prostatın diğer bölgelerinde tümör oluşma riski sürdüğü için düzenli takiplerin aksatılmaması gerektiğini belirtiyor. Gereken durumlarda, cerrahi ya da radyoterapi gibi diğer tedavi seçenekleri de devreye alınabiliyor. Kişiselleştirilmiş Tedavi Yaklaşımının Bir Parçası Prostat kanserinde yaşam kalitesini korumak isteyen, cinsel fonksiyonlarını yitirmek istemeyen ya da iş yaşamına hızlı dönüş arayan hastalar için nanoknife yöntemi önemli bir alternatif sunuyor. Doç. Dr. Eymen Gazel, bu yöntemin kişiselleştirilmiş tedavi anlayışının giderek daha fazla benimsendiği günümüzde, hastalara hem medikal hem de psikolojik açıdan büyük avantaj sağladığını ifade ediyor.