A
Admin
Yönetici
Yönetici
Gerek tümden gerekse tümevarım yaklaşımı benimsenerek mantıksal bilgiye ulaşmaya çalışalım, Ekim ayında çok enteresan bir seçimle karşı karşıya kalacağımız açıktır. Tembihli olduğu algısı yaratan ancak bugüne kadar gerek tabanda gerekse tavanda coşkulu bir destek gözlemlenmeyen sağduyu mutabakatından sonra solda da benzeri bir şekilde gerçekleşen kerhen desteğe şahit oluyoruz. CTP ve Genel başkanı Sayın Tufan Erhürman, ilk yapılan anket sonuçlarından kazandığı özgüven sonucu diğer sol kesimlere istişare etmeden ve Kurultayı da erkene alarak CTP amblemi altında Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamıştır. CTP’nin bu yüksek özgüveni haklı olarak TDP’de rahatsızlık ve öfke yaratmıştır. Zira, TDP ve aynı gelenekten gelen siyasetin çıkardığı aday son iki dönemde ya Cumhurbaşkanı olmuştur ya da ikinci sırada yer almıştır. Ana muhalefet partisi ise son iki Cumhurbaşkanlığı seçimde TDP’ye yenik düşerek ikinci tura kalamamıştır. TDP’nin son dönemlerdeki başarısını görmezlikten gelerek ve diğer sol kesimleri dikkate almadan CTP’nin tek başına Cumhurbaşkanı adayı çıkarması karşısında; özellikle LTB Başkanı Mehmet Harmancı’nın yaptığı açıklama CTP’ye tepkinin ve meydan okumanın bir tezahürü olarak değerlendirilebilir. Şöyle ki, Harmancı tecrübeyle sabit olacak şekilde TDP’nin Cumhurbaşkanı çıkarma geleneği olduğunu ve aday çıkarırsa mutlaka ikinci tura kalacağını açıkladı. TDP’nin gösterdiği tepkiye paralel yapılan spekülasyonlara göre, Sayın Mustafa Akıncı’ya tekrar aday olma teklifi yapılmıştır. Bu teklifi biraz da kızgınlıkla reddeden Akıncı, anlaşılan ibreyi Harmancı’dan yana çevirmiştir. Son yapılan kamuoyu yoklamalarını ve olası toplumsal tepkiyi dikkate alan TDP, Harmancı’yı aday göstermek yerine duyarlı ve ilkeli siyaset adına kuvvetle muhtemel Tufan Erhürman’ı destekleme kararı almıştır. Erhürman’ı destekleme kararını şartsız aldığı anlaşılan TDP, partinin tavla teslim olmadığını tabanına göstermek adına CTP ile ortaklaşma kararı aldığını da açıklamasına eklemiştir. Şöyle ki, TDP Genel Başkanı Zeki Çeler, Parti Meclisi’nin kendisine CTP lideri Tufan Erhürman ile ortaklaşma yönünde tam yetki verdiğini açıklayarak bu iş birliğinin sadece Cumhurbaşkanlığı seçimiyle sınırlı olmadığını yerel ve genel seçimlere de yansıyacağını iddia etti. "Ortaklaşma", bir eylemi veya durumu birden fazla kişi veya tarafın birlikte yapması, paylaşması veya birlikte gerçekleştirmesi anlamına geldiğine ve CTP’den bu yönde açıklama ve niyet beyanı yapılmadığına göre; TDP tek taraflı platonik ortaklaşma sevdasında mıdır? TDP’nin CTP’ye verdiği şartsız destek ve platonik ortaklaşma sevdasına bir nevi tepki gösteren TDP eski milletvekillerinden Mustafa Emiroğluları, CTP ile TDP arasında alınan ortaklaşma kararına bu konjonktürde katılmamakla birlikte saygı duyduğunu ancak mevcut koşullarda bunun yeterli olmayacağını ifade etti. Emiroğluları, sol kesimin başarıya ulaşabilmesi için Tufan Erhürman’ın bağımsız aday olması gerektiğini söyledi. ‘Akıncı sevdalısı’ adı altında başka bir serzeniş ise “Toplumun iradesi onurumuzdur.” Ama o onuru bir valize koyup başka partide sakladılar! şeklinde sosyal medyada paylaşılmaktadır. Sonuç olarak; gerek sağda gerekse solda samimi olmayan kerhen desteklerin olduğu algısı giderek artmakta olup kesin sonucu kestirilemeyen fevkalade enteresan bir Cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaşanacağı anlaşılmaktadır.