A
Admin
Yönetici
Yönetici
Omurga kırıkları, travma ya da yaşa bağlı nedenlerle ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle şiddetli sırt veya bel ağrısıyla kendini gösteren bu kırıklar, erken tanı ve doğru müdahale edilmediği takdirde kalıcı nörolojik hasarlara neden olabiliyor. VM Medical Park Gebze Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ercan Kaya, omurga kırıklarının belirtileri, tedavi yöntemleri ve korunma yolları hakkında önemli bilgiler verdi. Omurganın Yapısal Bütünlüğü Bozulduğunda Risk Başlıyor Vücudun temel destek yapısı olan omurga, aynı zamanda omuriliği koruyan hayati bir görev üstleniyor. Dr. Kaya, omurganın travma, osteoporoz ya da patolojik süreçler sonucunda bütünlüğünü kaybetmesiyle kırıkların oluştuğunu belirtti. Bu kırıklar, kırığın yerine ve sinir dokularıyla ilişkisine göre farklı şikâyetlerle kendini gösterebiliyor. En yaygın belirti şiddetli sırt veya bel ağrısı olurken, hareketle artan ağrı, bacaklarda uyuşma, kuvvet kaybı, idrar kontrol problemleri, boy kısalması ve kamburlaşma gibi şikâyetler de ortaya çıkabiliyor. Gençlerde Travma, Yaşlılarda Osteoporoz Etkili Omurga kırıklarının nedenlerine değinen Dr. Kaya, yüksekten düşme, trafik kazaları ve spor travmalarının genç ve orta yaş gruplarında en sık karşılaşılan etkenler olduğunu vurguladı. Öte yandan ileri yaş grubundaki bireylerde, osteoporoza bağlı çökme kırıklarının ve basit ev kazalarının daha yaygın olduğunu söyledi. Ayrıca, metastatik tümörü olan hastalar ve uzun süreli steroid kullanan bireylerde de omurga kırığı riskinin yüksek olduğuna dikkat çekti. Cerrahi Müdahale Hangi Durumlarda Gerekiyor? Her omurga kırığı cerrahi müdahale gerektirmese de, bazı durumlarda ameliyat kaçınılmaz hale geliyor. Dr. Kaya, omurilik veya sinir dokularına baskı sonucu kuvvet kaybı gelişmişse, omurgada ciddi instabilite söz konusuysa, deformite riski yüksek çökme kırıkları varsa ya da tümör ve enfeksiyon kaynaklı patolojik kırıklar gözlenmişse cerrahi tedavi gerektiğini açıkladı. Tedavide temel hedefin sinir yapılarını korumak, omurgaya stabilite kazandırmak ve ağrıyı azaltmak olduğunu belirtti. Kifoplasti ve Vertebroplasti Gibi Kapalı Yöntemler Öne Çıkıyor Cerrahiye uygun hastalarda kapalı yöntemlerin uygulanabildiğini dile getiren Dr. Kaya, özellikle osteoporoza bağlı kırıklarda kifoplasti ya da vertebroplasti gibi tekniklerle omurların içine kemik çimentosu enjekte edilerek tedavi yapılabildiğini söyledi. Bu yöntemin uygun olmadığı hastalarda ise omurgaya vida gibi enstrümantasyon sistemleri yerleştirildiğini ifade etti. Bu müdahalelerin ardından omurgaya hem destek sağlandığını hem de ağrının büyük ölçüde hafiflediğini belirtti. İyileşme Süresi Kırığın Tipine Göre Değişiyor Omurga ameliyatlarının ardından iyileşme sürecinin kırığın yapısına ve nörolojik hasarın varlığına göre değiştiğini aktaran Dr. Kaya, kapalı cerrahi yöntemle tedavi edilen ve nörolojik kaybı olmayan hastaların günlük yaşama çok daha kısa sürede dönebildiğini söyledi. Ancak ciddi sinir hasarı olan bireylerde uzun süreli fizik tedavi ve rehabilitasyon süreci gerekebildiğini vurguladı. Omurga Kırıklarından Korunmak Mümkün Son olarak korunma yollarına değinen Dr. Kaya, omurga sağlığını korumak adına düzenli egzersiz yapılmasını, kas gücünü artıran fiziksel aktivitelerin önemini, D vitamini düzeylerinin ve kemik yoğunluğunun takip edilmesini önerdi. Osteoporoz tanısı alan bireylerde uygun tedaviye başlanması gerektiğini söyleyen Kaya, yaşlı bireyler için ev içinde düşmeyi engelleyici düzenlemelerin yapılmasını ve ağırlık kaldırma tekniklerinin doğru uygulanmasını tavsiye etti. Ayrıca travma riski yüksek meslek gruplarında koruyucu ekipman kullanımının hayati önem taşıdığını da sözlerine ekledi.