A
Admin
Yönetici
Yönetici
Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu, yaptığı son basın açıklamasında dünya genelindeki büyük öfkeyi “kişisel bir nefret kampanyası” olarak değerlendirdi. Netanyahu, özellikle Avrupa başkentlerinde ve Amerika’da artan İsrail karşıtı protestoları, kendi ifadesiyle “algı yönetimi”ne bağladı. Ancak dikkat çekici olan ise, Netanyahu’nun bu nefretin temelinde yatan gerçekleri — Gazze’de aylardır süren katliamları, yüz binlerce sivilin evsiz bırakılmasını ve on binlerce çocuğun şehit edilmesini — tamamen göz ardı etmesiydi. “Bana ve Trump’a Nefret Var, Çünkü Gerçekler Çarpıtılıyor” Netanyahu bir gazetecinin, “Dünya neden size karşı bu kadar nefretle dolu?” şeklindeki sorusuna şu şekilde cevap verdi: “Asıl soru şu: Neden insanlar gerçeği göremiyor? Neden onların lehine olan şeyleri anlamıyorlar? Sorun, gerçeklerin halka nasıl aktarıldığıyla ilgili. TikTok gibi platformlar gerçeği eğip büküyor.” Bu ifadeler, İsrail’in küresel kamuoyundaki izolasyonunun sorumluluğunu yine dış aktörlere yükleme çabasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. “Sivillerin Acı Çekmesini İstemiyoruz” Yalanı Netanyahu, açıklamasının devamında, işgalci rejimin saldırılarını meşrulaştırmaya çalışarak, “Biz sivillerin acı çekmesini istemiyoruz” iddiasında bulundu. Ancak bu açıklama, sahadaki gerçeklerle açıkça çelişiyor. Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının yayımladığı raporlar, İsrail’in özellikle sivilleri, sağlık tesislerini ve yardım konvoylarını hedef aldığını açıkça ortaya koyuyor. İran Hedefte: Tahran’ı Suçlayarak Meşrulaştırma Çabası Netanyahu konuşmasının son bölümünde de klasik söylemine başvurarak, Tel Aviv’in saldırgan politikalarını İran’a yönelttiği tehditlerle gerekçelendirmeye çalıştı. İran’a karşı kurduğu söylemle hem iç kamuoyunu konsolide etmeye hem de Gazze’deki katliamların üzerini örtmeye çalışan Netanyahu, bölgede barışın önündeki asıl engelin kendisi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.