A
Admin
Yönetici
Yönetici
Foça yıllardır İzmir’in gözdesi. Ancak merkezdeki plajlar artık hem kalabalık hem de pahalı. İşte tam bu noktada, Eski Foça’ya birkaç kilometre mesafede saklanan Sazlıca sahili devreye giriyor. Köy içinden kısa bir yürüyüşle ulaşılan bu sahil, merkez kadar kalabalık değil ama en az onun kadar etkileyici. Özellikle günübirlik deniz arayanlar için şehirden uzaklaşmadan huzur bulabileceğin en pratik adreslerden biri.
Arabası olmayanlar için Sazlıca’ya gitmek göz korkutmasın. Foça’dan kalkan minibüsler sahile kadar geliyor. Köyün içinden geçip birkaç dakikalık yürüyüşle sahile ulaşmak mümkün. Arabayla gelenler için de park imkânı bulunuyor. Bu ulaşım kolaylığı, özellikle öğrencilerin ve gençlerin burayı tercih etmesinde etkili oluyor. Hem masrafsız hem de zahmetsiz bir rota olduğu için Sazlıca, hafta sonu kaçamaklarının gözdesi.
Sazlıca sahilinde kum yerine çakıl tabanı var. Bu özellik başta biraz alışılmadık gibi gelse de aslında denizi çok daha berrak yapıyor. Çakıl taşlarının arasından süzülen su, dibi net bir şekilde görmeni sağlıyor. Sabah saatlerinde deniz çarşaf gibi duruyor; güneş yükseldikçe ışık çakılların üzerinden kırılıyor ve suyun yüzeyi adeta kristal gibi parlıyor. Yürürken çakıllar ayağını zorlayabilir, bu yüzden yanına bir su ayakkabısı almak günü daha keyifli hale getiriyor.
Sazlıca’nın asıl büyüsü, şnorkelle suyun altına daldığında başlıyor. Görünürlük çok yüksek; kayaların arasında dolaşan balık sürülerini, yosunlara tutunmuş deniz kestanelerini, hatta şanslıysan deniz kabuklarını net bir şekilde görebiliyorsun. Renkli balıkların yüzeyde güneş ışığıyla parladığı an, sanki bir belgeselin içine girmişsin hissi veriyor. Burada pahalı dalış ekipmanlarına gerek yok; basit bir maske ve şnorkel seti yeterli.
Sazlıca sahilinin en sakin zamanı sabah erken saatler. Deniz çarşaf gibi, suyun altı cam gibi berrak. Öğleye doğru ise hafif bir rüzgâr çıkıyor; deniz biraz hareketleniyor ama bu rüzgâr aynı zamanda ferahlık da getiriyor. Özellikle yazın kavurucu sıcaklarında öğleden sonra Sazlıca’da bulunmak bir ayrıcalık; esintisi sayesinde nefes almak çok daha kolay oluyor
Burası, Çeşme’nin yüksek giriş ücretli beach club’larıyla karşılaştırıldığında tam bir nefeslik alan. Şezlong ya da şemsiye dayatması yok. Kendi havlunu serip, gölgeli bir alan bulup deniz keyfini yaşayabiliyorsun. Küçük köy işletmeleri sayesinde uygun fiyatlı atıştırmalıklar ve içecekler bulmak mümkün. Bu masrafsız yapı, hem ailelerin hem gençlerin hem de yalnız kaçamak yapmak isteyenlerin burayı tercih etmesini sağlıyor.
Sazlıca yalnızca sahilden ibaret değil. Köyün kendisi de ayrı bir cazibe noktası. Sahilden çıkıp birkaç dakika içinde taş evlerin arasındaki sokaklara giriyorsun. Köy kahvesinde içilen bir bardak çay ya da balıkçıların tuttuğu taze balıkların pişirilip sunulduğu küçük lokantalar, günü daha da unutulmaz kılıyor. Foça’nın merkezindeki kalabalık restoranlara göre fiyatlar çok daha uygun.
Akşamüstü güneş batmaya başladığında Sazlıca sahilinde ayrı bir huzur oluşuyor. Deniz gün boyu turkuazdan maviye, sonra da kızıl tonlara dönüyor. Çakılların üzerine düşen ışıklar parlıyor; deniz sanki altın zerreciklerle dolmuş gibi görünüyor. Bu saatlerde sahil kalabalığı dağılmaya başlıyor, geriye yalnızca dalgaların sesi kalıyor.
Ne Çeşme’nin kalabalığı ne de Foça’nın bilinen plajları… Sazlıca sahili, çarşaf gibi denizi, kristal berraklığı, masrafsızlığı ve kolay ulaşımıyla İzmir’in en pratik ve en huzurlu günübirlik kaçış noktalarından biri. Minibüsle bile ulaşılabilen bu sahil, doğallığıyla saklı bir cennet olmaya devam ediyor.
KOLAY ULAŞIM: MİNİBÜS SEÇENEĞİ DE VAR
Arabası olmayanlar için Sazlıca’ya gitmek göz korkutmasın. Foça’dan kalkan minibüsler sahile kadar geliyor. Köyün içinden geçip birkaç dakikalık yürüyüşle sahile ulaşmak mümkün. Arabayla gelenler için de park imkânı bulunuyor. Bu ulaşım kolaylığı, özellikle öğrencilerin ve gençlerin burayı tercih etmesinde etkili oluyor. Hem masrafsız hem de zahmetsiz bir rota olduğu için Sazlıca, hafta sonu kaçamaklarının gözdesi.
ÇARŞAF GİBİ BİR DENİZİN SIRRI
Sazlıca sahilinde kum yerine çakıl tabanı var. Bu özellik başta biraz alışılmadık gibi gelse de aslında denizi çok daha berrak yapıyor. Çakıl taşlarının arasından süzülen su, dibi net bir şekilde görmeni sağlıyor. Sabah saatlerinde deniz çarşaf gibi duruyor; güneş yükseldikçe ışık çakılların üzerinden kırılıyor ve suyun yüzeyi adeta kristal gibi parlıyor. Yürürken çakıllar ayağını zorlayabilir, bu yüzden yanına bir su ayakkabısı almak günü daha keyifli hale getiriyor.
ŞNORKELLE SUALTI MACERASI
Sazlıca’nın asıl büyüsü, şnorkelle suyun altına daldığında başlıyor. Görünürlük çok yüksek; kayaların arasında dolaşan balık sürülerini, yosunlara tutunmuş deniz kestanelerini, hatta şanslıysan deniz kabuklarını net bir şekilde görebiliyorsun. Renkli balıkların yüzeyde güneş ışığıyla parladığı an, sanki bir belgeselin içine girmişsin hissi veriyor. Burada pahalı dalış ekipmanlarına gerek yok; basit bir maske ve şnorkel seti yeterli.
SABAHIN SAKİNLİĞİ, ÖĞLEDEN SONRANIN SERİNLİĞİ
Sazlıca sahilinin en sakin zamanı sabah erken saatler. Deniz çarşaf gibi, suyun altı cam gibi berrak. Öğleye doğru ise hafif bir rüzgâr çıkıyor; deniz biraz hareketleniyor ama bu rüzgâr aynı zamanda ferahlık da getiriyor. Özellikle yazın kavurucu sıcaklarında öğleden sonra Sazlıca’da bulunmak bir ayrıcalık; esintisi sayesinde nefes almak çok daha kolay oluyor
MASRAFSIZ VE DOĞAL YAPI
Burası, Çeşme’nin yüksek giriş ücretli beach club’larıyla karşılaştırıldığında tam bir nefeslik alan. Şezlong ya da şemsiye dayatması yok. Kendi havlunu serip, gölgeli bir alan bulup deniz keyfini yaşayabiliyorsun. Küçük köy işletmeleri sayesinde uygun fiyatlı atıştırmalıklar ve içecekler bulmak mümkün. Bu masrafsız yapı, hem ailelerin hem gençlerin hem de yalnız kaçamak yapmak isteyenlerin burayı tercih etmesini sağlıyor.
KÖY DOKUSU VE YEREL LEZZETLER
Sazlıca yalnızca sahilden ibaret değil. Köyün kendisi de ayrı bir cazibe noktası. Sahilden çıkıp birkaç dakika içinde taş evlerin arasındaki sokaklara giriyorsun. Köy kahvesinde içilen bir bardak çay ya da balıkçıların tuttuğu taze balıkların pişirilip sunulduğu küçük lokantalar, günü daha da unutulmaz kılıyor. Foça’nın merkezindeki kalabalık restoranlara göre fiyatlar çok daha uygun.

GÜN BATIMI MANZARASI
Akşamüstü güneş batmaya başladığında Sazlıca sahilinde ayrı bir huzur oluşuyor. Deniz gün boyu turkuazdan maviye, sonra da kızıl tonlara dönüyor. Çakılların üzerine düşen ışıklar parlıyor; deniz sanki altın zerreciklerle dolmuş gibi görünüyor. Bu saatlerde sahil kalabalığı dağılmaya başlıyor, geriye yalnızca dalgaların sesi kalıyor.
FOÇA’NIN GİZLİ CENNETİ
Ne Çeşme’nin kalabalığı ne de Foça’nın bilinen plajları… Sazlıca sahili, çarşaf gibi denizi, kristal berraklığı, masrafsızlığı ve kolay ulaşımıyla İzmir’in en pratik ve en huzurlu günübirlik kaçış noktalarından biri. Minibüsle bile ulaşılabilen bu sahil, doğallığıyla saklı bir cennet olmaya devam ediyor.