MERMERLİ PLAJI GERÇEKLERİ...!

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Antalya’da tarihi bir plajı var. Adı da Mermerli. Daha düne kadar kimin ne yaptığı belli olmayan bir mekan. Aslını astarını bilen yok. Herkes sadece büyüleyici güzelliğini konuşurdu. Bir bakıma buraya göz koyanların iştihanı kabartan, Antalyalı ve Kaleiçi doğumlu olanların da rüyalarını süsleyen, hayallerinde sürekli yaşattığı mini bir sahil. Daha doğrusu mini bir plaj. Hani başta da söylediğim gibi kimin nasıl ve hangi şartlarla kiraya verdiği belli olmadan yıllarca işletildi burası. Her şeyin bir sonu olduğu gibi burada da işletme hakkı son buldu. Asıl mesele bundan sonrasında kimin ne yapacağı idi. Nihayetinde devreye Antalya Valiliği girdi. Tıpkı Millet Bahçesi’nde olduğu gibi. Bu tür yerlere DEVLET ELİ değmeliydi ve değdi. İşte asıl mesele bundan sonra başladı diyebilirim. Herkes gelişi güzel sisteme alışmıştı ya, DEVLET ELİ bünyeye zarar verdi. Birtakım kesimler rahatsız oldu. Çünkü siyaset yoktu! Antalya Valisi Hulusi Şahin önderliğinde kurulan ve devletin şirketi iştiraki olan AYDAŞ aracılığı ile burası önce restore ettirildi. Birtakım eksiklikler ve hayati önem arz eden çalışmalar yapıldı. İş kiralama sürecine geldi. Sonra Kurban Bayramı’nda sadece PLAJ BÖLÜMÜNÜN hizmete açıldığı görüldü. İşte bizim uykuya dalanlar önce kavurmanın kokusunu sonra da ellerinden giden RANTIN kokusunun aldılar. Bastılar yaygarayı. Gelin Mermerli’nin geçmişteki kiralama rakamları ile valiliğin şirketi AYDAŞ’ın rakamlarına bir göz atalım. Eski işletmeci YILLIK 720 BİN LİRA kira ödüyormuş! Lara’da DENİZ MANZARALI BİR DAİRENİN KİRASI kadar! Ne memlekete ne kamuya hiçbir getirisi yok. Resmen ÇEREZ PARASI! Ha bu para hem plaj hem de restoran için ödenen rakammış! 30 yıllık işletmeci az daha zorlasa Yat Limanı’nı da işletmeye alıp hepimizi kiracı çıkarırmış bu memlekette. Neyse. Valilik yani AYDAŞ devreye girince işin rengi değişti. Burada ilk öncelikle RESTORAN ve PLAJ işletme olarak ikiye ayrıldı. Restoranı bizzat AYDAŞ işletecek! Tarihi Mermerli Plajı’nı ise yeni kiracı YILLIK 15 MİLYON LİRADAN işletecek. Şimdi bu gerçekler ışığında rakamlara baktığımız zaman “ANTALYALIYIM” diyerek bu şehirde yaşayanların hakkının nasıl HİÇ edildiğini gördünüz mü? Senin ve benim paramla yıllarca paraya para demiş zat-ı muhteremler! Neyse bu dünyanın bir de öbür dünyası var. Hesabını şimdi değilse mahşerde mutlaka verecektir. Her neyse. Plaj kamuya açık, kontrollü, düzenli ve turizme uygun bir yapıya kavuştu. Bu proje birçok bölge için bir örnek oldu aslında. Ama her iyinin alerji yaptığı gibi bu iyi iş de birçok bünyeye alerji yaptı. Evet Mermerli Plajı İran asıllı iki kardeşe kiraya verilmiş. Kanuni bir sakınca var mı? Sanırım yok. Tıpkı Almanya’daki vatandaşlarımız nasıl iş yeri açabiliyorlarsa bunlarda o öyle yapmış. Ancak tam Kurban Bayramı’nda plaj işletmeye açılınca dikkat çekti. Bir de şezlong ve şemsiye bedeli kişi başı 1000 lira olunca tartışma için ortam oluşturuldu. Üstüne üstlük bir de ruhsat meselesi konusu varken! Yahu arkadaş; madem böyle göz önünde ve herkesin pür dikkat izlediği bir yeri işletmek için tonlarca para harcıyorsun, insan bir etrafına bakar; hangi plajda şemsiye, şezlong kaç lira diye? Bence çok acemice davranılmış! Tepkiler artınca devreye Antalya Valisi Hulusi Şahin girip halk adına ricacı olmuş ve fiyat 500 liraya çekilmiş. Bizim İSTEMEZÜKÇÜLER hemen devreye girip basmışlar yine yaygarayı; “Vay burası bedava olmalı” diye. Oldu canım. Sen istersin ki hem derede yüzeyim hem ıslanmayayım. Var mı böyle bir dünya? Sanırım yok. Bedeli ne ise onu ödemek zorundayız. Çünkü burası bir işletme, eskisi gibi! Bizim bildik İSTEMEZÜKÇÜLER bu kartı görünce bu kez de, “Buranın ruhsatı yok. Nasıl işletilir!” diye veryansın ediyorlar. Kime? Antalya Valiliği’ne. Ey millet; ruhsatı valilik vermez ve kimseye de zora ruhsat aldırmaz. İşletme sahibi evraklarını tamamlar ilgili belediyeye başvurup ruhsatını ya alır ya alamaz! Evet ruhsatı olmayabilir. Çünkü bayram öncesi ne evrak yetişir ne ruhsat! Hani dedim ya biraz aceleci davranmış işletmeci diye, ruhsat meselesi de öyle olmuş. Ben bugün yazımın başından beri örneklemeler yaptım özellikle kira bedeli konusunda. Hani Yusuf Suresi’nde, “Elif lâm râ tilke âyâtul kitâbil mubîn(mubîni) diye bir giriş vardır. Türkçesi ise, “Edeyim meclise bir kıssa beyan; kıssadan hisse ala arif olan.” Kıssadan hisse için arif olana lafın tamamı söylenmezmiş. Bilmem anlatabildim mi?
 
Geri
Üst