A
Admin
Yönetici
Yönetici
Nihat AK-EGETELGRAF GAZETESİ/Türkiye’de 60’lı yıllardan 2010’lara kadar evlerin neredeyse tamamında kullanılan mermer, bugün yalnızca ultra lüks yapılarda yer buluyor. Artan maliyetler, enerji ve nakliye zamları, yüksek işçilik giderleri nedeniyle mermer, artık “ulaşılması zor” bir yapı malzemesi haline geldi. Yerini ise seramik, fayans ve hatta mermer görünümlü plastik ürünler aldı. Ancak uzmanlara göre bu malzemeler ne estetikte ne de dayanıklılıkta mermerin yerini tutabiliyor. ‘MERMER LÜKS OLDU’ Türkiye’de 2010 yılına kadar yapılarda ciddi anlamda mermerin kullanıldığına vurgu yapan İzmir Mermerciler Odası Başkanı Tayfun Geylan, “Mermer, estetik ve dayanıklılığıyla konutların vazgeçilmez yapı malzemesiydi. İç mekânlarda özellikle antre, salon, banyo ve mutfak tezgâhlarında kullanılırken; dış cephe kaplaması, havuz kenarları ve bahçe peyzajında da tercih edilmekteydi. Şömine çevresi, merdiven basamakları ve dekoratif duvar panellerinde şıklık yaratırdı. Ayrıca sehpa, masa gibi mobilyalarda ve aksesuar tasarımlarında da zarif bir detay olarak öne çıkardı. Mermer, insanımıza hem fonksiyonel hem de prestijli bir çözüm sunardı. Mermer 1960’lı yıllardan 2010’ların ortalarına kadar yoğun şekilde kullanıldı. Ancak günümüzde mermer, artık lüks bir malzeme sınıfına girdi” dedi. ‘MALİYET BEL BÜKÜYOR’ Yüksek maliyetlerin esnafın belini büktüğünü dile getiren Başkan Geylan, “Bugün ekonomik şartlar ciddi şekilde zorlaştı. Geçim sıkıntısı arttı, her şeye zam geldi. Özellikle akaryakıt fiyatlarının yükselmesiyle birlikte, mermere ulaşmanın maliyeti arttı. Mermer, ocaktan atölyeye, oradan inşaata gelene kadar yoğun iş gücü gerektiren bir malzeme. Bugün bir işçinin yevmiyesi 3 bine, bir ustanınki 5 bine kadar çıktı. Nakliye de ayrı bir yük; kent merkezinden Çeşme’ye gitmek bile 5 bin liraya mal oluyor. İşçi maliyetlerini karşılayamayan esnafımız bir iş aldığında yan komşusuyla imeceyle iş yapıyor” ifadelerini kullandı. ‘SEKTÖR KAN KAYBEDİYOR’ Küçük esnafın işin içinden çıkabilmek için adeta kılı kırk yarar hale geldiğini belirten Başkan Geylan, “Eskiden odamızda 650-700 üye varken, bugün bu sayı 400’lere düştü. Pandemi döneminde birçok atölye kapandı. İşçilik, sigorta, elektrik, su gibi giderlerin artması işletmeleri zorluyor. Atölye çalıştıran, işçi çalıştıran esnafa gerçekten bugün plaket vermek gerekir. Eskiden baba oğul birlikte çalışırdı, şimdi oğullar başka sektörlere yöneliyor. Eleman açığını zaman zaman Suriyeliler kapatmaya çalıştı ama bu da yeterli değil. Meslek okullarıyla iş birliği yapıyoruz, stajyer yönlendiriyoruz ama sektöre girmeye hevesli genç sayısı az.Bir yandan da teknoloji ilerledi. CNC makineleri, bilgisayar kontrollü kesim sistemleri yaygınlaştı. Ama bu makineler 4-5 milyon lira. Bu yatırımı yapamayan klasik atölyeler, teknolojiye geçenlerle rekabet edemiyor” şeklinde konuştu. ‘TAKLİTLERDEN SAKININ’ Hiçbir taklit ürünün mermerin yerini tutmayacağını dile getiren Başkan Geylan, “Mermer görünümlü plastik kaplamalar, porselen tezgahlar ve ucuz seramikler, estetik olarak mermeri taklit etse de dayanıklılık ve uzun ömür açısından onun yerini tutamıyor. Plastik kaplamalar 1-2 yılda, seramikler ise 5-6 yılda yıpranıyor. Oysa mermer, doğru kullanıldığında ömürlüktür. Binlerce yıllık cami ve saraylarda hâlâ ayakta oluşu bunun kanıtıdır. Porselen tezgahlar darbelere karşı hassastır; yüzeyi bozulduğunda hijyen sorunu yaratır. Granit ise 25 yıl geçse bile çizilmez, bozulmaz. Kuvars daha sert olsa da zamanla eğilme ve deformasyon yapabilir. Eskiden inşaatlarda sadece mermer tercih edilirken, artık birçok müteahhit maliyetleri kısmak için en ucuz seramik ve laminantları kullanıyor. Bu da yapı kalitesinde ciddi düşüşlere yol açıyor” ifadelerini kullandı. KÜLTÜR, EKONOMİ VE GELECEK Afyonkarahisar Blok Mermer Fuarı’na ev sahipliği yapan Afyon İscehisar Mermerciler Derneği Başkanı Remzi Özcan, “Bizler; yerel dayanışmayı artırmak, kolektif çalışmayı teşvik etmek ve uluslararası pazarda daha güçlü bir konuma gelmek amacıyla yola çıktık. Hedefimiz yalnızca bugüne değil, geleceğe de hitap eden sürdürülebilir bir sektör yapısı kurmaktır. Mermer sektörü, ihracat hacmiyle Türkiye’ye dış ticaret fazlası sağlayan nadir alanlardan biridir. Ancak mermer bizim için sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve tarihsel bir değerdir. Afyonkarahisar, 2 bin 500 yıllık mermer geleneğiyle bu sektörün ana vatanlarından biridir. İscehisar başta olmak üzere bölgemizde çıkarılan her mermer bloğu; emeği, ustalığı ve ticareti temsil eder. 80 yıllık üretim birikimiyle, 700'e yakın fabrikamızda bu zenginliği işleyerek dünya pazarlarına sunuyoruz. Amacımız daha katma değerli, çevreci ve markalaşmış bir Türk mermeriyle küresel pazarda kalıcı yer edinmektir” diye konuştu. ‘KATMA DEĞERLİ ÜRETİM’ Mermer sektörünün Türkiye ekonomisi açısından stratejik öneme sahip sanayi kollarından biri olduğunu belirten Muğla Mermerciler Derneği Başkanı Hüseyin Işık da, “Muğla, bu alanda öne çıkan merkezlerden biri olup, doğrudan 8 bin, dolaylı olarak ise yaklaşık 15 bin kişiye istihdam sağlamaktadır.Sektörümüzde artık sadece üretim değil, az ama değerli ürünler üretme anlayışı hâkim. Üst segment ürünlerimiz Avrupa, ABD, Kanada ve Avustralya’ya; orta segment ürünlerimiz ise Orta Doğu pazarına ihraç edilmektedir. Sürdürülebilirlik vizyonuyla, mermer atıklarının yeniden ekonomiye kazandırılması için bilimsel çalışmalar yürütüyor, yaklaşık 20 farklı alt ürün geliştiriyoruz. Ayrıca "Mermer İhtisas Organize Sanayi Bölgesi" kurulması yönünde çalışarak, sektörü daha çevreci, verimli ve rekabetçi hale getirmeyi hedefliyoruz. Çevreci ve yenilikçi üretim anlayışıyla yalnızca bugünü değil, geleceği de inşa ediyoruz” şeklinde konuştu.