A
Admin
Yönetici
Yönetici
Erken kurulan bu sofrada kim av, kim avcı olacak? Nihayetinde Bulvar kime nasip olacak? Zaman gösterecek ama bilinen bir şey varsa mücadele süreci oldukça çetin geçecek. Geriye dönüp tarihe baktığımızda bu coğrafyada taht ve taç o kadar büyülü iki kavramdır ki Kanuni gibi babayı evlattan, diğer padişahlar gibi kardeşi kardeşten ettiği görülür. Yeri gelir Yeni Türkiye’nin kuruluşunda olduğu gibi bir ideali gerçekleştirmek uğruna idamı göze alan can dostlarını ayrı düşürür. Savaş, devrim, ihtilal gibi olağanüstü hallerde ve bir siyasi partinin kuruluşunda liderler; çevresinde kendisi ile aynı idealleri paylaştıkları güçlü ve inançlı insanlar isterler. Çoğu zaman da bulurlar. Savaş kazanılınca, devrim yapılınca, ihtilal başarılınca, parti sistemde sözü geçecek bir tabana kavuşunca ve nihayetinde iktidar olunca bu işlerde emeği geçen insanlar da o güce ortak olmak isterler. Ama ne var ki Kemal Tahir’in kendi eseri Kurt Kanunu’nda Atatürk’e düzenlenen İzmir Suikasti’ne teşebbüs edenlerin ve suikastle ilişkilendirilen İttihatçıların da tasfiyesini anlattığı “Kurt Kanunu” devreye girer. Kemal Tahir, eserinde “Kurt Kanunu'nun” ne olduğunu baş roldeki İttihatçı Kara Kemal’e söyletir: “Tarihin örneğini yazmadığı kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur.” Kanunun açılımını bir Amerikan hikâyesi ile anlatayım: Hayatlarını gangesterlikle sürdüren iki kafadar Tom ile John, yaptıkları soygunlarda ne bir terslik ne de bir anlaşmazlık yaşarlar. Derken bir trende altın taşınacağı haberini alırlar ve treni soymayı planlarlar. Fakat bu zamana kadarki soygunlarda başlarına gelmeyen bir aksilik olur ve altınları koruyan muhafızlardan biri hiç hesapta yokken Tom’un atını vurur. Bunun üzerine arkasından yetişen John, arkadaşını atının terkisine alır ve altınlarla birlikte olay yerinden uzaklaşırlar. Güvenli bir yere geldiklerinde mola verirler ve John Tom’a: -Niçin altınları bölüşmüyoruz, olmaz ama ya trendeki gibi bir terslik olur da ayrılmak zorunda kalırsak... En iyisi mi bölüşelim ve ikimiz de hem hakkımızı almış oluruz hem de sorumluluğumuzu yükleniriz, der. İyi kalpli John’un göz yaşartan bu teklifini kabul eden Tom altınları “bir sana, bir bana” yöntemiyle paylaştırmaya başlar. Altın yığını biteceğine yakın Tom alnına soğuk bir metalin dayandığını hisseder ve John’a: -Şaka yapıyorsun herhâlde, der. Fakat John’un yüzünde sert bir ifade vardır,.. Ağır bir sesle konuşur: -Biliyorsun, seninle bunca yıllık arkadaşız. Bu güne kadar birbirimizi hiç üzmedik, seni çok severim. Senin gibisini ömrüm boyunca bulamam. Ama ne var ki görüyorsun atım Bulivar ne hâlde? Yine yola beraber devam etmek isterdim ancak Bulivar’ın ikimizi taşıması artık mümkün değil! der ve tetiği çeker.(Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası s.14-15) Savaş, devrim ve ihtilal gibi bir milletin yörüngesini değiştirme amacına yönelik toplumsal olaylar sonrası yapılanmada geçerli olan “Kurt Kanunu” lider merkezli, bir ideolojik tabanı temsil iddiasında olan siyasi partilerdeki lider seçimlerinde veya politik eksen değişimlerinde yaşanır. Örneğin kurucu lider Alpaslan Türkeş’in vefatı sonrası yerine seçilecek genel başkanı belirlemek için 18 Mayıs 1997’de Ankara’da toplanan MHP Kongre’sinde kavga çıkmıştı ve yeni Genel Başkan Devlet Bahçeli 6Temmuz’da tekrarlanan kongrede seçilebilmişti. Günümüzde ise Türkiye dolayısıyla MHP, Devlet Bahçeli’nin öncülük ettiği kırk yıllık bir sorun olan terörü bitirmeye yönelik ürettiği “Terörsüz Türkiye” söylemiyle yeni bir eksen değişimi yaşıyor. Üstüne üstlük Devlet Bahçeli’nin rahatsızlığı aktif siyasete izin verip vermeyeceği, bilinmiyor. Bu da demektir ki Bulivar’ı hak kazanabilmek için gerek Ankara’da gerek taşrada “kurt kanunu” gereği ülkücü camiayı 6 Temmuz 1997 kongresinden daha zorlu bir sürecin beklediğidir. Peki, Aydın özelinde MHP’de kurulacak “kurtlar sofrasında” durum nedir? Anketler yerine 2024 Milletvekilliği Seçimleri verileri dikkate alındığında -çünkü gerçek anket sandık sonuçlarıdır- Aydın’da milliyetçi oyların toplamı iki milletvekili çıkaracak sayıdadır. Bu oylar MHP, Zafer Partisi ve İYİ Parti arasında dağıldığından bir milletvekilliğini İYİ Parti kazanmıştı. Günümüzde ortaya konan çözüm sürecinden bazı ülkücülerin rahatsız oldukları görülüyor. Örneğin MHP İl Başkanı Haluk Alıcık’ın sosyal medyada, muhalefeti cahillikle itham etmesine alınan Güngör Türk ve Süleyman Topbaş tepki gösterdi. Gerek Topbaş’ın gerek Türk’ün ülkücüler arasındaki bilinir ve tanınırlığı tepkide yalnız olmadıklarına hükmedilebilir. Belirgin olarak MHP’de İl Başkanı Haluk Alıcık ve geçen seçim milletvekili adayı Burak Pehlivan arasındaki rekabette Germencik eski Belediye Başkanı Ümmet Akın’ın ve İncirliova eski Belediye Başkanı Gürşat Kale’nin de düşünceleri etkili olacaktır. Hepsinden önemlisi MHP’nin Aydın’daki duayen ismi,eski milletvekili Ali Uzunırmak, gerek Ankara “kurtlar sofrası”’nda gerek öncesi Aydın’da kurulacak sofrada sergileyeceği tavır “bozkurtların kavgasında” kimlerin galip, kimlerin yenik düşeceğinde belirleyici olacaktır. Velhasıl erken kurulan bu sofradan kim av,, kim avcı olacak? Nihayetinde Bulivar kime nasip olacak, zaman gösterecek ama bilinen bir şey varsa mücadele süreci oldukça çetin geçecek.