A
Admin
Yönetici
Yönetici
Akdeniz’in serin sularında yüzlerin gülümsediği, yazın tüm sıcaklığıyla hissedildiği ALGE tarafından işletilen Sahil Antalya Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ndeki Konyaaltı Sahili’nde, yüzlerce insanın huzur ve güvenliği, her gün dikkatle çalışan cankurtaranların omuzlarında. Antalya’nın en gözde sahillerinden biri olan ve Sahil Antalya Alışveriş ve Yaşam Merkezi'nin bulunduğu alanda ALGE tarafından işletilen cankurtaran ekibi, özellikle yaz aylarında artan yoğunlukla birlikte büyük önem taşıyor.
ALGE’nin sahilde oluşturduğu sistemde her 200 metrede bir kule kurulu. Bu kulelerde sabahın erken saatlerinden gün batımına kadar aralıksız nöbet tutan 45 kişilik cankurtaran ekibi, ziyaretçilerin denizde güvenli vakit geçirmesi için hazır bekliyor. Yalnızca boğulma tehlikesi değil; deniz canlıları, sağlık sorunları ve ani hava değişimleri gibi birçok konuda da hızlıca müdahalede bulunuyorlar. Sahilde görev yapan cankurtaranlar, halk arasında "Sarı Melekler" olarak anılıyor. Üniformalarının rengiyle özdeşleşen bu isim, onların sıcak havada ter dökerek verdikleri hayati mücadeleyi sembolize ediyor. Kadın cankurtaranların da yer aldığı bu ekip, yalnızca görev değil, aynı zamanda rol model olma sorumluluğunu da taşıyor.
Ekipte görev alan 21 yaşındaki Damla Özdemir ve 27 yaşındaki Zuhal Bektöre ise sadece denizle değil, toplumsal önyargılarla da mücadele ediyor. Erkek egemen bir meslek dalı olarak bilinen cankurtaranlıkta görev yapan iki genç kadın, cesaretleri, profesyonellikleri ve azimleriyle dikkat çekiyor. Kulelerinde görev başında olan Damla ve Zuhal, fiziksel dayanıklılığın yanı sıra psikolojik olarak da güçlü olmak gerektiğini vurguluyor. Her gün onlarca insanın hayatı için sorumluluk üstleniyorlar.
Antalyaspor’da 7 yıl su topu oynadıktan sonra mesleğe başlayan Damla Özdemir 3 aydır tüm zorluklarına rağmen görevini layıkıyla yerine getiriyor. Cankurtaranlığı işi gibi görmediğini, zevk alarak yaptığını belirten Damla Özdemir, can kurtarmanın kendisi için zor olmadığını dile getirdi. Gümüş brove olduğunu dalışlarını tamamladıktan sonra altın brove almayı hedeflediğini söyleyen Damla Özdemir, kendilerine karşı olan önyargıları kırmak için mücadele ettiklerini ifade etti. Özdemir, “Çok fazla ön yargı var, o işimizi zorlaştırıyor ama baktığınız zaman hiçbir farkımız yok. Aynı eğitimi alıyoruz, aynı kurtarmayı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Zaman zaman kendilerini gördüklerinde boğulma taklidi yapanlar olduğuna dikkat çeken Özdemir, “İyi gözlemlediğimiz için hangisinin boğulma, hangisinin taklit olduğunu anlayabiliyoruz. Ama her ihtimale karşı koşuyoruz çünkü işimiz bu” diye konuştu. Özdemir cankurtaran olmak isteyip de çekinen hemcinslerine ise “Çekinmeye hiç gerek yok, başta ben de çekinmiştim ama işin içine girince hiçbir farkımız olmadığını anlıyorsunuz” diye seslendi. Özdemir, sözlerini “Biz önyargıları kırmak için buradayız” diyerek noktaladı.
ALGE cankurtaran ekibinin içindeki 27 yaşındaki Zuhal Bektöre ise yaklaşık 2 yıldır işin içinde olan olduğunu ve suyu çok sevdiği için bu mesleğe başladığını söyledi. Mesleğe adım atarken erkeklere karşı dezavantajlı olduklarını ancak bu eksiklikleri alınan eğitimlerle kapattıklarını söyleyen Bektöre, “Erkeklere nazaran güç kaynaklı dezavantajımız var ama aldığımız eğitimlerle ve antrenmanlarla eşitleniyoruz ve hiçbir farkımız kalmıyor” diye konuştu.
Cankurtaran olmak için çok sıkı bir eğitimden geçildiğinin altını çizen Bektöre “Zor olması da gerekiyor, nihayetinde can güvenliğinden sorumlusunuz” dedi. Aşılan zorlukların ardından kuleye çıkmayı ise “Her şeye değer” olarak niteleyen Bektöre cankurtaran kulesinde tüm sorunlarını unuttuğunu kaydetti. Bektöre, “Cankurtaran olarak günün 10 saati güneşin altında sürekli denizi, vatandaşları izlemek, kimi yandan sıra dışı hareketler gözlemlemek elbette zor ama severek yaptığımız için sıkıntı çıkmıyor” ifadelerini kullandı. Çevreden olumlu dönüşler aldıklarını da söyleyen Bektöre “Birçok kişiden övgü alıyoruz. Özellikle kadınlar bizim yanımızda daha rahat yüzüyor” diyerek konuşmasını noktaladı.
45 KİŞİLİK EKİP 200 METREDE BİR NÖBETTE
ALGE’nin sahilde oluşturduğu sistemde her 200 metrede bir kule kurulu. Bu kulelerde sabahın erken saatlerinden gün batımına kadar aralıksız nöbet tutan 45 kişilik cankurtaran ekibi, ziyaretçilerin denizde güvenli vakit geçirmesi için hazır bekliyor. Yalnızca boğulma tehlikesi değil; deniz canlıları, sağlık sorunları ve ani hava değişimleri gibi birçok konuda da hızlıca müdahalede bulunuyorlar. Sahilde görev yapan cankurtaranlar, halk arasında "Sarı Melekler" olarak anılıyor. Üniformalarının rengiyle özdeşleşen bu isim, onların sıcak havada ter dökerek verdikleri hayati mücadeleyi sembolize ediyor. Kadın cankurtaranların da yer aldığı bu ekip, yalnızca görev değil, aynı zamanda rol model olma sorumluluğunu da taşıyor.
İKİ GENÇ KADIN, ÖNYARGILARI YIKIYOR
Ekipte görev alan 21 yaşındaki Damla Özdemir ve 27 yaşındaki Zuhal Bektöre ise sadece denizle değil, toplumsal önyargılarla da mücadele ediyor. Erkek egemen bir meslek dalı olarak bilinen cankurtaranlıkta görev yapan iki genç kadın, cesaretleri, profesyonellikleri ve azimleriyle dikkat çekiyor. Kulelerinde görev başında olan Damla ve Zuhal, fiziksel dayanıklılığın yanı sıra psikolojik olarak da güçlü olmak gerektiğini vurguluyor. Her gün onlarca insanın hayatı için sorumluluk üstleniyorlar.
“BAKTIĞINIZ ZAMAN HİÇBİR FARKIMIZ YOK”
Antalyaspor’da 7 yıl su topu oynadıktan sonra mesleğe başlayan Damla Özdemir 3 aydır tüm zorluklarına rağmen görevini layıkıyla yerine getiriyor. Cankurtaranlığı işi gibi görmediğini, zevk alarak yaptığını belirten Damla Özdemir, can kurtarmanın kendisi için zor olmadığını dile getirdi. Gümüş brove olduğunu dalışlarını tamamladıktan sonra altın brove almayı hedeflediğini söyleyen Damla Özdemir, kendilerine karşı olan önyargıları kırmak için mücadele ettiklerini ifade etti. Özdemir, “Çok fazla ön yargı var, o işimizi zorlaştırıyor ama baktığınız zaman hiçbir farkımız yok. Aynı eğitimi alıyoruz, aynı kurtarmayı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÖNYARGILARI KIRMAK İÇİN BURADAYIZ”
Zaman zaman kendilerini gördüklerinde boğulma taklidi yapanlar olduğuna dikkat çeken Özdemir, “İyi gözlemlediğimiz için hangisinin boğulma, hangisinin taklit olduğunu anlayabiliyoruz. Ama her ihtimale karşı koşuyoruz çünkü işimiz bu” diye konuştu. Özdemir cankurtaran olmak isteyip de çekinen hemcinslerine ise “Çekinmeye hiç gerek yok, başta ben de çekinmiştim ama işin içine girince hiçbir farkımız olmadığını anlıyorsunuz” diye seslendi. Özdemir, sözlerini “Biz önyargıları kırmak için buradayız” diyerek noktaladı.
“AYNI YÜZÜŞ, AYNI KURTARMA, HİÇBİR FARK YOK”
ALGE cankurtaran ekibinin içindeki 27 yaşındaki Zuhal Bektöre ise yaklaşık 2 yıldır işin içinde olan olduğunu ve suyu çok sevdiği için bu mesleğe başladığını söyledi. Mesleğe adım atarken erkeklere karşı dezavantajlı olduklarını ancak bu eksiklikleri alınan eğitimlerle kapattıklarını söyleyen Bektöre, “Erkeklere nazaran güç kaynaklı dezavantajımız var ama aldığımız eğitimlerle ve antrenmanlarla eşitleniyoruz ve hiçbir farkımız kalmıyor” diye konuştu.
“ZORLUKLARA RAĞMEN KULEYE ÇIKMAK HER ŞEYE DEĞER”
Cankurtaran olmak için çok sıkı bir eğitimden geçildiğinin altını çizen Bektöre “Zor olması da gerekiyor, nihayetinde can güvenliğinden sorumlusunuz” dedi. Aşılan zorlukların ardından kuleye çıkmayı ise “Her şeye değer” olarak niteleyen Bektöre cankurtaran kulesinde tüm sorunlarını unuttuğunu kaydetti. Bektöre, “Cankurtaran olarak günün 10 saati güneşin altında sürekli denizi, vatandaşları izlemek, kimi yandan sıra dışı hareketler gözlemlemek elbette zor ama severek yaptığımız için sıkıntı çıkmıyor” ifadelerini kullandı. Çevreden olumlu dönüşler aldıklarını da söyleyen Bektöre “Birçok kişiden övgü alıyoruz. Özellikle kadınlar bizim yanımızda daha rahat yüzüyor” diyerek konuşmasını noktaladı.