A
Admin
Yönetici
Yönetici
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde kene vakalarında artış gözlemleniyor. Özellikle Sivas ve Kayseri’de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) nedeniyle yaşanan ölümler, kamuoyunda büyük endişeye yol açtı. Bu gelişmelerin ardından Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Cengiz Uzun, kene ile mücadelede dikkat edilmesi gereken önemli noktaları paylaştı. Kene Tüm Türleri Hastalık Taşımıyor Dr. Uzun, her kenenin KKKA hastalığına yol açmadığını belirterek, hastalığın özellikle Hyalomma cinsi kenelerden bulaştığını vurguladı. Dünya genelinde ölüm oranının yüzde 10-30 arasında değiştiğini, Türkiye’de ise bu oranın yaklaşık yüzde 5 olduğunu ifade etti. Türkiye’de KKKA’nın yaklaşık 20 yıldır görüldüğünü belirten Uzun, ekolojik dengedeki değişiklikler ve ormanlık alanlardaki azalma gibi faktörlerin kene vakalarındaki artışa neden olabileceğini açıkladı. İstanbul’da Kene Vakaları Artıyor, Ancak Hastalık Yayılmıyor Son dönemde İstanbul’da kene tutunması vakalarının ciddi şekilde arttığını aktaran Dr. Uzun, buna rağmen KKKA hastalığının İstanbul’da henüz görülmediğine dikkat çekti. İstanbul’daki kenelerin henüz hastalık bulaştırmadığını ve hastalığın ağırlıklı olarak Kelkit Vadisi çevresinde görüldüğünü söyledi. Türkiye’de 50 civarında kene türü tespit edilse de, bunların sadece belirli türlerinin virüs taşıdığını dile getirdi. Kene Fark Edildiğinde Hızlı Müdahale Hayati Kene vücutta tespit edilir edilmez çıkarılmasının önemini vurgulayan Uzun, bunun için mutlaka çıplak elle dokunulmaması gerektiğini hatırlattı. Kişinin sağlık kuruluşuna ulaşımı mümkün değilse, kenenin cımbız ya da peçete yardımıyla tutunduğu yerden nazikçe çekilerek çıkarılması gerektiğini anlattı. Kenenin vücutta kalma süresi uzadıkça hastalık riskinin de arttığını belirten Uzun, kenenin çıkarılması sonrası bölgenin sabun ve suyla temizlenmesini tavsiye etti. Belirtiler Görülürse Derhal Sağlık Kuruluşuna Başvurulmalı Kene tutunmasından sonraki ilk test sonuçlarının, olası hastalık belirtileri ortaya çıkarsa 10 gün içinde yapılacak ikinci testlerle karşılaştırıldığını belirten Uzun, ateş, halsizlik, karın ağrısı, ishal ya da cilt altı kanamalar gibi belirtilerin fark edilmesi durumunda acilen sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyledi. Korunma Yöntemleri ve Riskli Gruplar Kene riskine karşı yeşil alanlarda mümkün olduğunca kapalı giysi tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Uzun, eve dönüşte vücudun dikkatle kontrol edilmesini önerdi. Kenelerin en çok bacak, kol, kasık ve koltuk altı bölgelerine tutunduğuna dikkat çekti. Kene kovucu losyonların ise yeterince etkili olmadığına işaret etti. Ayrıca, kalp, şeker, kanser gibi kronik hastalığı bulunanlar ile çocukların KKKA açısından daha yüksek risk altında olduklarını belirtti. KKKA İçin Aşı ve Kesin Tedavi Henüz Yok Uzman, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi için henüz etkili bir aşı ya da spesifik antiviral tedavi bulunmadığını, tedavinin sadece destekleyici yöntemlerle yapıldığını açıkladı. Hastalıkta pıhtılaşmayı sağlayan hücre ve proteinlerin azaldığını, bunun destek tedavilerle dengelenmeye çalışıldığını belirtti. Tedavi yöntemleriyle ilgili bazı ilaçların denendiğini ancak etkinlik ve uygulanabilirlik konusunda tartışmaların sürdüğünü sözlerine ekledi.