A
Admin
Yönetici
Yönetici
Türkiye’nin en köklü LGBTİ+ hakları örgütlerinden Kaos GL’nin sosyal medya hesabı erişime engellendi. DW Türkçe’ye konuşan Kaos GL Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar, bunun yalnızca bir sansür değil, LGBTİ+’ların sistemli biçimde kamusal alandan silinmesi çabası olduğunu vurguladı. Kaos GL, 21 Haziran’da sosyal medya platformu X’teki (eski adıyla Twitter) hesabının Türkiye’den erişime kapatıldığını duyurdu. Derneğin açıklamasına göre karar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) başvurusu üzerine İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği tarafından alındı. Engelleme, Trans ve Ankara Onur Yürüyüşlerinden yalnızca bir gün önce gerçekleşti. 47 bin 500 takipçili hesabın kapatılmasının ardından dernek, yeni hesabını “@kaosglorg” adıyla açtı. “Bu sansür ilk değil” KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar, yaşananları “camdan bir gettoda yaşamaya” benzetiyor. Tar’a göre bu durum yalnızca dijital bir engelleme değil, LGBTİ+’ların toplumdaki varlığını görünmez kılmaya yönelik sistemli bir baskının parçası. Tar, geçen yıl da BTK’nın KaosGL.org’a filtre uyguladığını ve hâlâ “güvenli internet” kullanan kişilerin siteye erişemediğini hatırlattı: “Web sitemiz bir yıldır sansür altında. Şimdi bu sansür X hesabımıza erişti.” “Kendi hikayemizi anlatmak için yola çıktık” Kaos GL’nin temelleri, 1990’ların başında Ankara’da düzenlenen ev toplantıları ve park buluşmalarında atıldı. 1994 yılında çıkarılan ilk dergiyle birlikte, LGBTİ+ bireyler ilk kez kendi hikayelerini kendi sözleriyle anlatmaya başladı. Tar, o dönemde İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde gey ve lezbiyen komisyonu kurulmak istendiğini fakat yönetimin bunu reddetmesi üzerine Kaos GL’nin kurulduğunu anlattı: “İşin güzel kısmıysa neredeyse 25 yıl sonra bugün İHD Ankara Şubesi’nde bir LGBTİ+ komisyonu var.” “Kaos GL sadece bir yayın değil, bir mücadele alanı” Bugün Kaos GL, yalnızca bir yayın kuruluşu değil; akademiden sağlığa, kültürden sendikal mücadeleye kadar birçok alanda LGBTİ+ hakları için faaliyet gösteren bir örgütlenme. Nefret suçları, ayrımcılık davaları, etkinlikler, yürüyüşler ve kültürel içerikler KaosGL.org’da yer buluyor. Tar, medyanın LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemini yaygınlaştırdığını ve Onur Yürüyüşleri gibi önemli etkinliklerin görmezden gelindiğini savunuyor: “Bu artık sadece bir ayrımcılık değil, LGBTİ+’lara karşı örgütlü bir nefret dili var. Medya, nefretin taşıyıcısı hâline geldi.” “Sistemli bir görünmezleştirme çabası” ÜniKuir Derneği’nin Haziran 2023 - Eylül 2024 dönemine ait raporuna göre, Meclis’te 41 milletvekili LGBTİ+ haklarına karşı 57 ayrı faaliyet gerçekleştirdi. Tar, hükümetin LGBTİ+ bireyleri “sapkın akım”, “cinsiyetsizleştirme” ve “küresel tehdit” gibi söylemlerle hedef aldığını belirtiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 2025 başında yaptığı bir konuşmada LGBTİ+’ların aile yapısını tehdit ettiğini savunmuştu. Tar’a göre tüm bu atmosfer içerisinde sosyal medya sansürleri, yalnızca dijital bir sorun değil; LGBTİ+’lara yönelik kamusal baskının dijital uzantısı.