A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bugün iğneyi kendime, çuvaldızı ise konunun muhataplarına batıracağım. Biraz acıtsın ki kendilerine gelsinler, oturdukları yerden kalksınlar. Azıcıkta olsa iletişim çağında olduklarını hatırlasınlar. Bizim meslek meşakkat ister, araştırmacılık ister. Gelecek nesillere aktarmak için öğretici olmamızı salık verir. Adı üstünde mekteplilerimiz İletişim Fakültesi’nden mezunudur. Gelin görün ki iletişim çağında olmamıza rağmen İLETİŞİMDEN YOKSUN bir yönetim ve gelecek ile karşı karşıyayız. Ne bizler İLETİŞİMCİLERİ tanıyoruz ne de onlar bizi. Çünkü İLETİŞİM sıfır! Bakın bunun gerekçelerini tek tek anlatacağım. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin yetkili ve etkisiz yöneticileri iyice okusunlar beyinlerinin bir köşesine yerleştirsinler. AÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 2008 yılından beri varlığını sürdürüyor. Bugüne kadar da bu bölümden binlerce öğrenci yani meslektaşımız mezun oldu. Bu yıl bile en az 45 civarı öğrenciyi mezun ettiler. RTS, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümleri hariç. Hepsini eklesek bir iletişim, bir gazeteci, bir radyo sinema ve televizyoncu, halkla ilişkilerci ile reklamcı ordusu olur. Ancak kim bilir neredeler şuan! Bilen var mı? Yok olmaz olamaz da! Sebeplerini merak edenler için açıklayayım. Ben 30 yılı aşkın Antalya’da olmak üzere 45 yıldır GAZETECİLİK mesleğini icra ediyorum. Antalya’da olduğum sürece bir dekan ve Rektör Özlenen Özkan hariç kapımızı çalan, ne iş yaptığımızı soran olmadı. Hani İLETİŞİM DERSİ veriyorlar ya! Evet yanlış duymadınız, ne iş yaptığımızı merak eden ve kapımızı çalan olmadı. Hadi bizi bırakın bizlerde STAJ YAPAN öğrencilerinin ardını arkasını bile arayıp soran olmadı! Yahu, insan oturduğu koltuktan kalkar, bu memlekette iş birliği yapacağı kurumları “Acaba bizim öğrencilerimiz, evlatlarımız hırlı mı hırsız mı yerlere gidip geliyorlar?” diye tek tek bir dolaşır, inceler! Ama nerede? Öğrencilerin ellerine staj belgesini verip “GİDİN BAŞINIZIN ÇARESİNE BAKIN” demek bu çağda siz İLETİŞİMCİLERE hiç ama hiç YAKIŞMIYOR! İnsan bu çocukların arkasını bir arar yahu. “Biz yetiştirdik, mezun ettik, bundan sonra onların işi” demek işin en kolay yanı. Soruyorum size, “Acaba fakülte olarak kaç mezun öğrenciniz hangi kurumda çalışıyor biliyor musunuz?” Bir de bu memlekette kaç gazeteci tanıyorsunuz acaba? Vallahi arada bir TRT Antalya Radyosu’nun programlarına katılıp arz-ı endam etmekle bu işler olmaz. Kabuğunuzu kırın, kafanızı ince kumlardan çıkarıp medya dünyası ile el ele verin. El ele verin ki bu çocuklar heba olup gitmesin. Yoksa koyunların kuzularını bahar gelince doğaya saldığı gibi görkemli mezuniyet törenleri hafızalarda kalır. Gerisi yalan olur, İLETİŞİMLER ırgat olur gider. İşte iğneden önce direkt çuvaldızı batırmamım nedenini sanırım idrak etmişinizdir. ------------------- AĞLAMAYIN SIZLANMAYIN! Dün sanal medyada gözüme bir haber takıldı Adrasan’daki teknecilerle ilgili. Aman Allah’ım neler söylemişler neler… Sanki orası onların tapulu malıymış gibi. Teknelerle eylem yapmışlar, kornaları basarak gürültü kirliği yaratmışlar. Tatilciler umurlarında bile değil. Varsa yoksa tek dertleri kıyıya onlarca tekneyi bağlayabilmek. Adrasan Tekneciler Birliği Kooperatifi Başkanı Deniz Şeşen isimli bir beyefendi açıklama yapmış. Demiş ki, “Akşam saat 20.00'ye kadar kıyıya yaklaşmamız yasaklandı.” Sonra da, “Her yıl hareket alanımız kısıtlanıyor. Adrasanlı tekneciler olarak tarihte gördüğümüz en büyük zulme uğruyoruz” diye yaygara yapmış. Bir de Kumluca Kaymakamlığı ile Kumluca Belediyesi’ni halka şikayet etmiş! DTO Meclis Üyesi tekneci Tahir Arslan da, günlük 6-8 bin arası insan taşıdıklarını ifade ederek turizme hizmet ettiklerini anlatmaya çalışmış. Bakın beyler; Adrasan dediğiniz yer küçük bir koyu olan turizm cenneti bir yerdi. Eskiden 3-5 tekne tur yapardı. Ama şimdi siz onlarca tekneyi gelip o kıyıya bağladınız. Ne kıyı kaldı ne sahil! Sizin bu tekneleriniz yüzünden insanlar denize giremez oldu. Çünkü tekneleriniz buna izin vermez oldu. Hal böyle olunca gelenler “İllallah” edip bir daha Adrasan’a gelmez oldu. Şimdi Adrasan’daki işletmeler, bölge halkı, tatilciler ve turistler bıkmış. Sizin çok para kazanma hırsınız nedeniyle her geçen gün tekne sayısı artmış, atıklarınız çevreye kirletmiş. Yahu, siz kimi kime şikayet ediyorsunuz. Halk şikayet ettiği için halkı için görev yapan devletin makamları böyle bir yasaklama kararı getirmiş. Hiç ağlayıp sızlamayın. Burayı bu hale siz getirdiniz. Bu karar ile hiç değilse sabahtan akşama sahil boş kalıyor. Eğer bu yapılmasaydı Adrasan tatil rotasından silinecekti be!