A
Admin
Yönetici
Yönetici
Fiziksel sağlık kadar önemli olan ruh sağlığı, çoğu zaman ikinci plana atılıyor. Özellikle depresyon denince akla hemen işlevsellik kaybı ya da yataktan kalkamama hali gelse de, uzmanlar bu kalıbın her zaman geçerli olmadığını belirtiyor. Klinik psikolog Dr. Julie Smith, “yüksek işlevli depresyon” olarak adlandırılan durumun toplumda yaygın olduğunu ancak sıklıkla gözden kaçtığını söylüyor. Bu depresyon türü, kişilerin dışarıdan bakıldığında başarılı ve aktif bir yaşam sürüyormuş gibi görünmesine rağmen, içsel olarak derin bir boşluk ve tükenmişlik hissetmeleriyle karakterize ediliyor. Dr. Smith’e göre bu tablo, çoğu zaman yardım arama davranışını da geciktiriyor. Yüksek işlevli depresyon nedir? Resmi bir klinik tanı olmasa da, “yüksek işlevli depresyon” terimi depresif belirtilerin görünmez hale geldiği ancak kişinin yaşam kalitesini sessizce düşüren bir durumu ifade ediyor. Dr. Smith, “İnsanlar günlük rutinlerine devam ederken dahi büyük bir içsel mücadele yaşayabiliyor. Bu durumu fark etmek ve ciddiye almak erken müdahale için hayati önem taşıyor” diyor. Uzmanlara göre göz ardı edilmemesi gereken 5 belirti Dr. Julie Smith, yüksek işlevli depresyonu işaret eden ve genellikle görmezden gelinen beş belirtiyi şöyle sıralıyor: 1. Maskeli yaşam tarzı: Gün içinde “iyiymiş” gibi davranılsa da yalnız kalındığında bakım ihmal ediliyor, motivasyon çöküyor. 2. Sosyal aktiviteler zorunluluğa dönüşüyor: Arkadaş buluşmaları, eğlence değil, yorucu bir görev halini alıyor. 3. Kaçış eğilimleri artıyor: Sosyal medya, dizi maratonları veya aşırı yemek tüketimi gibi aktivitelerle duygular bastırılmaya çalışılıyor. 4. Enerjide ani düşüş: İş bitse de kişi neşeli ya da tatmin olmuş hissetmiyor; her şey sıradan ve anlamsız gelmeye başlıyor. 5. Başarıya rağmen derin bir boşluk: Dışarıdan başarılı gibi görünen birey, iç dünyasında sürekli bir boşluk hissi ve anlamsızlık duygusuyla mücadele ediyor. (NTV)