Hukuk Genel Kurulu'nun 2023/909 E., 2025/345 K. sayılı kararı

A

Admin

Yönetici
Yönetici
T.C.

Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu

2023/909 E., 2025/345 K.

"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/10 E., 2023/701 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 28.11.2022 tarihli ve
2022/9886 Esas, 2022/17034 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun reddine, kamu düzenine ilişkin olarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun reddine, kamu düzenine ilişkin olarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; davalıya ait Siirt ili Merkez ilçesi ... Köyü 635 parsel (eski 55 parsel) sayılı tarla vasfındaki taşınmazın 3919,27 m² lik kısmının kamulaştırılmasına karar verildiğini, davalı ile uzlaşma sağlanamadığını ileri sürerek kamulaştırma bedelinin tespitine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı usulüne uygun tebliğe rağmen cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.09.2018 tarihli ve 2018/81 Esas, 2018/526 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 635 parsel sayılı taşınmazın 3919,27 m²'lik kısmının kamulaştırma bedelinin 26.455,07 TL olduğunun tespitine, dava konusu taşınmazın 3919,27 m²'lik kısmının tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2020 tarihli ve 2019/655 Esas, 2020/1745 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince bilirkişi kurulundan değerlendirme yılı olan 2018 yılı resmi veri cetveline uygun hesaplama yapılması sağlanarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken 2017 yılı verilerinin esas alınmak suretiyle kıymet takdir raporunun dahi altına düşecek şekilde bedel belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı, davanın niteliği ve mahiyetine göre davacı idare yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerektiği, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin bedele yansıtılmamasının hatalı olduğu, davacı idare harçtan muaf olduğu hâlde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

V. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli ve 2020/326 Esas, 2021/100 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 635 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin 33.987,42 TL olarak tespitine, önceden verilen tescil ve terkin kararları kesinleştiğinden ve tapu davacı kurum adına tescil edildiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.06.2022 tarihli ve 2021/926 Esas, 2022/1881 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin hüküm kısmında davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken "Dairemizin kaldırma kararı öncesindeki 25/09/2018 tarihli kararda iptal ve tescil kararı verildiğinden" bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun reddine, kamu düzenine ilişkin olarak; HMK'nın 353/1-b-2 bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmesine, davanın kabulü ile 635 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma değerinin 33.987,42 TL olarak tespitine, dava konusu taşınmazın 3919,27 m²'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

VII. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

''... Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arazi niteliğindeki Siirt İli, Merkez İlçesi, ... Mahallesi 635 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi ile kamu düzeni gereği tescil yönünden HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

1-)İdarece tanzim olunan kıymet takdir raporu da gözetilerek taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %5 uygulanması gerekirken, bu oranın % 6 olarak uygulanması ile az bedel tespiti,

2-)Dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi raporlarında belirtilen özellikleri dikkate alınarak, belirlenen m² birim fiyatı üzerinde % 25 oranından daha fazla objektif değer artışı olacağı gözetilmeden düşük oranda uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti,

Doğru görülmemiştir....'' gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; aynı kamulaştırma planı kapsamında, davaya konu taşınmaz ile aynı köyde bulunan ve aynı değerleme tarihi olan 2018 yılı itibariyle benzer özelliklere sahip taşınmaz yönünden verilen kararlara karşı tarafların temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmazda %6 kapitalizasyon faiz oranı ve %25 objektif değer artış oranı uygulanmasının kabul edildiği, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları doğrultusunda kuru arazi niteliğinde olması nedeniyle %6 kapitalizasyon faiz oranı ve dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak komşu parselle uyumlu olacak şekilde %25 objektif değer artışı uygulanmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VIII. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili; bilirkişi raporunda bedelin fahiş hesaplandığını, kapitalizasyon faizinin %5 olarak alınmasının ve objektif değer artışının %25 olarak uygulanmasının yerinde olmadığını, m2 birim fiyatının çok yüksek hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı vekili; bilirkişilerce münavebeye alınan ürünlerin verim, fiyat ve maliyet verilerinin resmi verilere uygun olmadığını, bilirkişi raporunda hesaplanan bedelin kıymet takdir raporunun altında kaldığını, kapitalizasyon faizinin yüksek uygulandığını, objektif değer artışının eksik uygulandığını, dava konusu taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırma bedelinin tespiti ve terkin istemine ilişkin eldeki davada;

1- Dava konusu taşınmazın niteliği, konumu ve yüzölçümüne göre yapılan hesaplamada kapitalizasyon faizinin %5 oranında mı, yoksa %6 oranında mı esas alınacağı,

2- Dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alındığında, belirlenen m² birim fiyatı üzerinde % 25 oranından daha fazla objektif değer artışı uygulanmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanun'un 11. maddesi.

2. Değerlendirme

A- Davacı idare vekilinin temyiz istemi yönünden;

Hukuki yarar dava şartı olduğu gibi temyiz istemi için de gerekli bir şarttır. Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Özel Daire tarafından davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile karar bozulmuştur. Özel Daire tarafından temyiz itirazları incelenerek reddedilen taraf yönünden karar kesinleşmiş olmakla, artık bu tarafın direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır. O hâlde davacı idare vekilinin direnme hükmüne yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.

B- Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;

a) Bir numaralı uyuşmazlık yönünden yapılan incelemede;

1.Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce ilgili mevzuat hükümlerinin ve arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti esaslarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.

2. 2942 sayılı Kanun'da taşınmaz malların kamulaştırma usul ve esasları düzenlenmiştir. Kanun'un 8. maddesinde idarelerin bu Kanun’a göre tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma usulünü öncelikle uygulamalarının esas olduğu belirtilmiştir. Kanun’un 10. maddesinde ise kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması hâlinde idarenin, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat ederek taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin ödenmesi karşılığında idare adına tesciline karar verilmesini isteyeceği ifade edilmiştir.

3. 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kanun’un “Kamulaştırma bedelinin tespit esasları” başlıklı 11. maddesinde ise; “15 inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;

a) Cins ve nevini,

b) Yüzölçümünü.

c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,

d) Varsa vergi beyanını,

e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,

f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın (…) mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini,

g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,

h) Yapılarda, (…) resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,

ı) (Değişik: 19/4/2018-7139/27 md.) (İptal ibare: Anayasa Mahkemesinin 10/4/2019 tarihli ve E.:2018/156; K.:2019/22 sayılı kararı ile) (İptal ibare: Anayasa Mahkemesinin 10/4/2019 tarihli ve E.:2018/156; K.:2019/22 sayılı kararı ile) her bir ölçünün etkisi açıklanmak kaydıyla bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,

Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kabul edilen değerleme standartlarına uygun, gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler.

Taşınmaz malın değerinin tespitinde, kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr dikkate alınmaz.

Kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde, bu kamulaştırma sebebiyle taşınmaz mal veya kaynakta meydana gelecek kıymet düşüklüğü gerekçeleriyle belirtilir. Bu kıymet düşüklüğü kamulaştırma bedelidir" şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

4. Dolayısıyla 11. maddede taşınmazın cins ve nevinin, yüzölçümünün, kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurların, her unsurun ayrı ayrı değerinin, kamulaştırma tarihindeki resmî makamlarca yapılmış kıymet takdirlerinin ve özellikle arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelirinin, ayrıca bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin esas alınarak bedelin takdir edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

5. Bu nedenle arazinin değeri, taşınmazın fiilen ekilebilir ürün münavebesine göre hesaplanan brüt gelirinden, münavebe ürünlerin üretim masraflarının çıkarılması ile bulunan net gelirinin kapitalizasyon faizine bölünmesi ile bulunur.

6. Arazi niteliğindeki taşınmazın net gelirine göre değerlendirilmesi, kapitalizasyon faizinin uygulanmasını gerektirir.

7. Arazinin rantı (net geliri) ile satış değeri (çıplak değeri) arasındaki oran olarak tanımlanan kapitalizasyon faizi, belli bir bölgede, aynı yıl içerisinde aynı tür tarımsal üretimin yapıldığı aynı vasıf ve karakterdeki arazinin gerçek satış bedeli ile net geliri belirlendikten sonra oranlanarak bulunur. Başka bir anlatımla bir yıl içinde bölgede satışı yapılan tüm arazilerin tespit edilen ortalama dekar fiyatının, aynı arazilerin ortalama net geliri saptandıktan sonra her iki ortalama rakamın birbirine olan oranı, kapitalizasyon faiz oranını ifade eder. Arazinin getirisi aynı kalmak şartıyla kapitalizasyon faiz oranı düştükçe arazi niteliğindeki taşınmazın değeri yükselir, oran yükseldikçe ise düşer.

8. Kıymeti takdir edilecek arazinin bedelinin belirlenmesinde uygulanacak kapitalizasyon faiz oranı, bölgede geçerli ortalama orandan hareketle, arazinin özel nitelikleri, başka bir anlatımla sulu veya kuru oluşu, toprağın yapısı, ekilebilecek ürünler, verimi, yüzölçümü, taşınmaz toprağının kompozisyonu gibi nitelikleri dikkate alınarak belirlenmektedir. Araziye uygulanacak faiz oranı, saptanan bu niteliklere göre azalıp çoğalacaktır. Ülkemizde, bölgelere özgü kapitalizasyon faiz oranı belirlenmemiş olup; yerleşmiş uygulama ve Yargıtay içtihatlarına göre bu oranın Türkiye’nin coğrafi konumu, iklim koşulları, toprak yapısı ve verimliliğe etkili olan diğer unsurlar dikkate alınarak %3 ilâ %15 arasında olabileceği kabul edilmiştir.

9. Kapitalizasyon faiz oranının belirlenmesine etkili olan faktörler; taşınmazın sulu veya kuru olması, toprağın yapısı, ekilebilecek ürünler, verimi, yüzölçümü, taşınmaz toprağının kompozisyonu gibi arazinin özel nitelikleridir.

10. Somut olayda idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle 9,49 TL metrekare birim fiyatı tespit edilmiş, İlk Derece Mahkemecesince mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın kuru arazi niteliğinde olduğu, küçük işletme sahiplerindeki toprak sevgisi, bölgenin gelişmişlik durumu, tarımsal kredilerde uygulanan faiz oranı gibi unsurlar dikkate alınarak kapitalizasyon faiz oranının %6 olacağı belirtilmiş, 6,94 TL metrekare birim fiyatı tespit edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince de dava konusu taşınmazın kuru arazi niteliğinde olması nedeniyle %6 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması gerektiği gerekçesiyle kıymet takdir raporunda tespit edilen fiyatın altında kalacak şekilde metrekare birim fiyatı tespit edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

11. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda, dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde %5 oranında kapitalizasyon faizi uygulanmış olduğu da göz önünde bulundurulmak suretiyle, dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu, iklim koşulları, toprak yapısı ve yüzölçümü dikkate alındığında kapitalizasyon faiz oranının % 5 oranında uygulanması gerekmektedir.

12. Hâl böyle olunca bir numaralı uyuşmazlık yönünden Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

13. Bu nedenle bir numaralı uyuşmazlık yönünden direnme kararı bozulmalıdır.

b) İki numaralı uyuşmazlık yönünden yapılan incelemede;

14. Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinin (f) bendi uyarınca arazinin değerinin mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak belirleneceği hükme bağlandıktan sonra, aynı maddenin (ı) bendinde bedelin tespitinde etkili olacak diğer “objektif ölçülerin” esas alınacağı hükmü getirilmiştir.

15. Bu kapsamda kamulaştırmaya konu arazinin pazarlama veya ulaşım kolaylıkları, ana yollara, il/ilçe merkezlerine, yerleşim alanlarına yakınlık gibi değerini olumlu yönde etkileyecek birtakım özelliklerinin gözardı edilmemesi ve taşınmazın gerçek değerinin tespiti bakımından bilimsel yöntemle belirlenen bedelin anılan fıkranın (ı) bendi uyarınca belirli bir oranda artırılması mümkün olabilmektedir.

16. Buna göre objektif değer artırıcı unsurun tespitinde; taşınmazın konumu, yerleşim merkezine, karayoluna ve bu yol üzerinde bulunan yerleşim alanları, sanayi ve diğer tesislere yakınlık gibi diğer objektif ölçüler dikkate alınır.

17. Dolayısıyla bilirkişi kurulu raporunda, bedel tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, her bir ölçünün etkisini açıklamak kaydı ile bir kısıtlama olmadan objektif değer artırıcı unsurları ayrı ayrı belirterek taşınmaz malın değeri tespit edilmelidir.

18. Somut olayda idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda dava konusu taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatına %43 oranında objektif değer artışı uygulanmak suretiyle 13,57 TL/m² bedel tespit edilmiş, İlk Derece Mahkemesince mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın Siirt Üniversitesine ve Siirt Havaalanına yakın olması, bölgede sanayileşmenin olmamasının arazinin rantını yükseltmesi gibi nedenlerle objektif değer artışı oranının %25 olarak uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince de %25 oranında objektif değer artışı uygulanmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle kıymet takdir raporunda tespit edilen fiyatın altında kalacak şekilde metrekare birim fiyatı tespit edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

19. Hâl böyle olunca tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özellikleri, konumu ve yerleşim yerine mesafesi gözetilerek gelir metoduna göre tespit edilen metrekare birim fiyatına %25 oranından daha fazla objektif değer artırıcı unsur ilave edilmesi gerektiği cihetle iki numaralı uyuşmazlık yönünden Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.

20. Bu nedenle iki numaralı uyuşmazlık yönünden de direnme kararı bozulmalıdır.

IX. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

I- A bendinde belirtilen gerekçelerle davacı idare vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,

II- B bendinde belirtilen gerekçelerle,

(1) ve (2) numaralı uyuşmazlıklar yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
 
Geri
Üst