A
Admin
Yönetici
Yönetici
Son dönemde Antalya’da yaşanan RÜŞVET operasyonları hakkında kimseye hakaret etmeden eleştirilerimi yapıyorum. Çünkü benim işim bu ekmeğimi de helali ile bundan kazanıyorum.
Ancak her zaman olduğu gibi, “VAY SEN MİSİN YAZAN” misali başlıyorlar sarmaya, saldırmaya. Bu kimi zaman telefonla kimi zamanda avukatları aracılığı ile.
Ben 45 yıldır gazetecilik yaparım. Ne kendime ne de çalıştığım kuruma zeval getirmeyecek işlere imza atarım. Hakkımdaki şikâyetler ya reddedilmiş ya da karşı taraf aleyhine sonuçlanmıştır.
Bazı haber veya yazılar için avukat aracılığı ile onlara göre TEKZİP bize göre AÇIKLAMA gelir. Avukatlar genelde gözümüzü korkutmak için “DAVA AÇARIZ” sözü ile gözümüzü korkutmaya çalışır.
Tabi onların görevi. Müvekkillerinin haklarını savunacak ki para kazanabilsinler. Ben bunlara hiç takılmıyorum. Çünkü ADALETİN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ! Benim asıl canımı sıkan herkesin tutturduğu İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ. Yahu onlarınki ne bizimkisi ne o zaman?
Dün buna benzer bir olay yaşadım. Bakalım hukuk mücadelesinin sonu ne olacak? Ben takip edeceğim. Müsbet veya menfi sonucunu da buradan paylaşacağım.
Bu minvalde, ‘Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir’ diye bir Fransız atasözünü hatırlatmak isterim. Son zamanda bize ahlak dersi verenlere dönüp baktığımızda, bu söze katılmamak mümkün değil.
Bunların sesinin gür çıkmasının nedeni, bugüne dek sözde İHALE ama özde RANT ile elde ettikleri servetleri. Ama bu tiplerin amacı kamuoyunda ve kendi iç dünyasında yankılanan feryatlarını bastırmak.
Vallahi ne diyeyim. Kelimelere takılıp aradan cımbızla çekerek, “TCK’ye göre suç ve hakaret” diyenler ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ mantığı ile hareket ediyor.
Pişkin birine, yanlış davranışları olan birine göz yumarsak bunu devam ettirir ve doğruymuş gibi hareket eder. Hatta bu yanlışları doğru gibi bize yedirmeye ç alışır. Yersen tabi!
Çevresindeki aymazlarda buna çanak tutarsa vay ki vay! İnsanların hatalarını zamanı ve yeri geldiğinde tak tak belirtmek doğru olandır. Sürekli hatırlatmak gerekir unutturmayacaksın.
Servetlerine servet katarlarken akıllarına hırsızlıkları gelsin!
Çalmak çırpmak, tüyü bitmedik yetimin hakkına el uzatmak, esas mesleği, haksız kazancın babası olmak bunlar için İTİBAR, bize göre ise HIRSIZLIKTIR bunun adı.
Ne acı değil mi insanın kendini bilmemesi ve bu hayatta İTİBARLI HIRSIZ olarak yaşaması. Bu utanç verici duruma insanı aşağılık yapan meziyetler fıtrat mıdır bilemem. HIRSIZLIK doğuştan değil sonradan kazanılan bir MEZİYETTİR.
Hırsızlığın, yalanın, dolanın, hilenin, sahtekârlığın evden içeri girmemesi gerektiğini her fırsatta anlatmalıyız çoluğumuza çocuğumuza. Devletin malına, parasına göz dikmemeyi!
Arı namusu, şerefi adabı, edebi öğretmeliyiz. Demem o dur ki istese de toplum yozlaştıramaz bu tip insanları. Çünkü siner içine önce Allah korkusu, sonra toplumsal ahlak korkusu.
Lakin bu yaşanan olaylara baktığımızda bunların hiçbiri ortada yok. Bırakın toplumsal ahlak korkusunu Allah korkusu bile zinhar görünmüyor. Durum ortada.
Şimdi bu yazdıklarımın ışığında HIRSIZA açık ve net olarak HIRSIZ diyemeyeceksek HIRSIZIN bize AHLAK DERSİ vermesine razı olacağız. Ya da bizde onlar gibi sümme haşa HIRSIZ olacağız!
Ey millet! Düşürün artık yakanızdan şu HIRSIZLARI. Düşürün Antalya’nın yakasından KAN EMİCİ VAMPİRLERİ! Yoksa hepimizin kanını emecekler YERALTI SUYUNU EMER GİBİ!
Ancak her zaman olduğu gibi, “VAY SEN MİSİN YAZAN” misali başlıyorlar sarmaya, saldırmaya. Bu kimi zaman telefonla kimi zamanda avukatları aracılığı ile.
Ben 45 yıldır gazetecilik yaparım. Ne kendime ne de çalıştığım kuruma zeval getirmeyecek işlere imza atarım. Hakkımdaki şikâyetler ya reddedilmiş ya da karşı taraf aleyhine sonuçlanmıştır.
Bazı haber veya yazılar için avukat aracılığı ile onlara göre TEKZİP bize göre AÇIKLAMA gelir. Avukatlar genelde gözümüzü korkutmak için “DAVA AÇARIZ” sözü ile gözümüzü korkutmaya çalışır.
Tabi onların görevi. Müvekkillerinin haklarını savunacak ki para kazanabilsinler. Ben bunlara hiç takılmıyorum. Çünkü ADALETİN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ! Benim asıl canımı sıkan herkesin tutturduğu İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ. Yahu onlarınki ne bizimkisi ne o zaman?
Dün buna benzer bir olay yaşadım. Bakalım hukuk mücadelesinin sonu ne olacak? Ben takip edeceğim. Müsbet veya menfi sonucunu da buradan paylaşacağım.
Bu minvalde, ‘Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir’ diye bir Fransız atasözünü hatırlatmak isterim. Son zamanda bize ahlak dersi verenlere dönüp baktığımızda, bu söze katılmamak mümkün değil.
Bunların sesinin gür çıkmasının nedeni, bugüne dek sözde İHALE ama özde RANT ile elde ettikleri servetleri. Ama bu tiplerin amacı kamuoyunda ve kendi iç dünyasında yankılanan feryatlarını bastırmak.
Vallahi ne diyeyim. Kelimelere takılıp aradan cımbızla çekerek, “TCK’ye göre suç ve hakaret” diyenler ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ mantığı ile hareket ediyor.
Pişkin birine, yanlış davranışları olan birine göz yumarsak bunu devam ettirir ve doğruymuş gibi hareket eder. Hatta bu yanlışları doğru gibi bize yedirmeye ç alışır. Yersen tabi!
Çevresindeki aymazlarda buna çanak tutarsa vay ki vay! İnsanların hatalarını zamanı ve yeri geldiğinde tak tak belirtmek doğru olandır. Sürekli hatırlatmak gerekir unutturmayacaksın.
Servetlerine servet katarlarken akıllarına hırsızlıkları gelsin!
Çalmak çırpmak, tüyü bitmedik yetimin hakkına el uzatmak, esas mesleği, haksız kazancın babası olmak bunlar için İTİBAR, bize göre ise HIRSIZLIKTIR bunun adı.
Ne acı değil mi insanın kendini bilmemesi ve bu hayatta İTİBARLI HIRSIZ olarak yaşaması. Bu utanç verici duruma insanı aşağılık yapan meziyetler fıtrat mıdır bilemem. HIRSIZLIK doğuştan değil sonradan kazanılan bir MEZİYETTİR.
Hırsızlığın, yalanın, dolanın, hilenin, sahtekârlığın evden içeri girmemesi gerektiğini her fırsatta anlatmalıyız çoluğumuza çocuğumuza. Devletin malına, parasına göz dikmemeyi!
Arı namusu, şerefi adabı, edebi öğretmeliyiz. Demem o dur ki istese de toplum yozlaştıramaz bu tip insanları. Çünkü siner içine önce Allah korkusu, sonra toplumsal ahlak korkusu.
Lakin bu yaşanan olaylara baktığımızda bunların hiçbiri ortada yok. Bırakın toplumsal ahlak korkusunu Allah korkusu bile zinhar görünmüyor. Durum ortada.
Şimdi bu yazdıklarımın ışığında HIRSIZA açık ve net olarak HIRSIZ diyemeyeceksek HIRSIZIN bize AHLAK DERSİ vermesine razı olacağız. Ya da bizde onlar gibi sümme haşa HIRSIZ olacağız!
Ey millet! Düşürün artık yakanızdan şu HIRSIZLARI. Düşürün Antalya’nın yakasından KAN EMİCİ VAMPİRLERİ! Yoksa hepimizin kanını emecekler YERALTI SUYUNU EMER GİBİ!