Heidi Reichinnek Parlamento Kontrol Komitesi'ne Seçilemedi

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Bu gelişme, Federal Meclis'te halihazırda gergin olan parti ilişkilerini daha da çıkmaza sürükleyebilir. Gizli oylamayla yapılan seçimde, Reichinnek 316 oy eşiğinin oldukça altında kalarak yalnızca 260 oy toplayabildi. Böylece yalnızca Reichinnek değil, aynı zamanda AfD milletvekilleri Martin Hess ve Gerold Otten de komite üyeliği için başarısız oldu. Meclis kulislerinde, CDU/CSU grubu içindeki 208 milletvekilinin önemli bir kısmının Reichinnek’e karşı oy kullandığı tahmin ediliyor. Bu sonuç, Sol Parti açısından yalnızca bir siyasi kayıp değil, aynı zamanda liderliğine yönelik açık bir itibarsızlaştırma olarak yorumlanıyor. Parti, bu sonucu doğrudan CDU/CSU'nun tavrına bağlıyor ve ilişkilere dair önemli bir kırılma noktası olarak görüyor. Sendika Grubunun Açık Mesajı: “Uygunluk Esas Alınmalı” Oylama öncesinde tansiyon zaten yüksekti. Özellikle CSU’nun önde gelen isimlerinden Alexander Hoffmann’ın geçtiğimiz günlerde Der Spiegel’e yaptığı açıklamalar, Sol Parti cephesinde ciddi tepki toplamıştı. Hoffmann, Parlamento Kontrol Komitesi gibi hassas bir yapının "parti politikası değil liyakat" temelinde şekillenmesi gerektiğini vurgulamıştı. Buna karşılık Sol Parti parlamento direktörü Christian Görke, Reichinnek’in parti sınırlarının ötesinde saygı gören, demokratik değerlere bağlılığıyla tanınan bir siyasetçi olduğunu belirterek, CDU/CSU’nun tutumunu "siyasi bir aymazlık" olarak nitelendirdi. Özellikle Şansölye seçiminde, Reichinnek’in uzlaşmacı tavrıyla Meclis’in önünü açmasının unutulmaması gerektiğini vurguladı. Sol Parti'den Uyarı: Sonuçlarına Katlanırsınız Oylama sonrası açıklama yapan Reichinnek, sürecin siyasi zeminden uzak bir şekilde yürütüldüğünü belirterek CDU/CSU’yu açıkça uyardı. Reichinnek, hükümetin anayasa değişiklikleri ve borç freni reformu gibi üçte iki çoğunluk gerektiren kritik konular için Sol Parti’nin desteğine ihtiyaç duyduğunu hatırlattı. “Eğer bu komite seçimleri siyasi hesaplaşmalara alet ediliyorsa, bunun parlamenter işleyişte ciddi sonuçları olur” ifadelerini kullandı. Reichinnek’in işaret ettiği bu sonuçlar arasında, bu yıl yapılması planlanan borç freni reformu ve anayasa mahkemesi yargıçlarının seçimi gibi kritik başlıklar bulunuyor. CDU/CSU’nun AfD ile işbirliğini reddetmesi ve SPD ile birlikte üçte iki çoğunluğu sağlamakta zorlanması, Sol Parti’nin rolünü daha da stratejik hale getiriyor. Temsilden Duyulan Rahatsızlık mı? CDU/CSU grubu Reichinnek’e verilecek oyları milletvekillerinin bireysel takdirine bırakmıştı. Ancak grup yöneticisi Steffen Bilger, ZDFheute’ye yaptığı açıklamada kaygılarını dile getirerek, Reichinnek’in, "antisemitizme açıkça mesafe koymayan" ve "radikal sol yapılarla işbirliği yapan" bir partiyi temsil ettiğini söyledi. Sol Parti ise bu gelişmeyi yalnızca bir oylama sonucu değil, aynı zamanda parti liderine yönelik doğrudan bir güvensizlik oyu olarak değerlendiriyor. Önümüzdeki günlerde grubun nasıl bir strateji izleyeceği merakla bekleniyor. Ancak bir gerçek açık: Federal Meclis'te Sol Parti, CDU/CSU ve SPD arasında zaten kırılgan olan işbirliği dinamikleri daha da karmaşık hale geldi. Ayrıca, Sol Parti’nin uzun süredir sürdürdüğü "Birlik karşıtı" kampanyasını bugün itibarıyla daha da sertleştirmesi ve Reichinnek’in liderliğinde, Merz hükümetine yönelik muhalefet tonunu artırması bekleniyor.
 
Geri
Üst